2.Bölüm

6.6K 294 32
                                    

İlk defa Alinin adından bir parça yazıyorum, o yüzden bir az garip olabilir, ha alışmadığımdan. Ve bu arada benim hikayemde Ali karakteri dizidekinden daha yumuşak olacak. İyi okumalar.

Ali
Savaş arayıp yeni gelen kızlardan biriyle görüşme yapmam gerektiğini söylediğinde, telefonu yere koyarak, ofladım. Akşam akşam görüşme mi yapılırdı? Tamam, asistana ihtiyacım vardı ama, şimdi değil ya. Çok yorulmuştum bu gün. Bir de annem durmadan aradığı için sinirlerim bozulmuştu. Kadın hayır sözcüğünü anlamıyordu. Kaç gündür arıyordu ama artık ben açmıyordum. Onlardan, esas da ondan bir şey duymak istemiyordum. Hayatımı mahveden bir insanı neden görmek isteyeyim? Annem neden bunu anlamıyordu? Neden hala bu kadar gurursuzluk yapıyordu? O adamın yüzüne nasıl bakıyordu, aklım almış değildi. Hayatımızı mahv eden insanı nasıl yeniden hayatına soktu, bir türlü anlamış değilim.
Fikirlerim kapının tıklaması ile bölündü.

"Gir" dediğimde Fatih bey kızın geldiğini söyledikte içeri almasını istedim. Koltuktan kalkarak masanın karşısına geçtim. Başımı kaldırıp kapıya baktığımda bir anlık dondum. Sade siyah elbiseli, kahve renk uzun saçlı ve hayatımda gördüğüm en güzel ve koca gözlü bir kız girdi içeriye. Öyle zarif bir yüzü vardı ki, bir anda kendimi büyülenmiş gibi hissettim. Gözlerimi kapatıp kafamı sallayarak resmiyetle gülümsedim.

"Buyurun, hoş geldiniz. Buraya oturun lütfen" diyerek sandalyeyi geriye çektim ve oturmasını bekledim. Güzel bir gülüşle kafasını sallayıp oturduğunda, ben de geçip onunla yüz yüze oturdum.

"Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben Ali Mertoğlu, bu holdingin iki patronundan biriyim ve bildiğiniz gibi asistana ihtiyacım var."

"Evet efendim, memnun oldum, ben de Selin Yılmaz" diyerek elini bana uzattı. Bir anlık bir eline bir yüzüne baktım. Sonra kızı beklettiğimin farkına varıp elini sıktım. Ellerimiz değdiğinde havada fişekletin uçuştuğuna yemin edebilirdim. O da hissetmişti, yüzünde görebiliyordum. Hızlıca elimi geri çekip koltuğa yaslandım.

"Kendiniz hakkında bir az bilgi verin lütfen. Göze çarpan ve kendinize hoş olan özellikleriniz mesela, mesleğiniz, haftada kaç gün boşsunuz, okuyor musunuz falan"

"İlk önce üniversiteyi daha 15 gün önce bitirdiğimi söyleyeyim. Dizayn fakültesini bitirdim. Şimdi siz neden o zaman asistan olarak çalışmak istediğimi sormak istersiniz" söylediğinde kafamı salladım. Demek dizayn. Tam da ona göre bir mesleğe benziyordu. Çok zevkli bir kıza benziyordu.

"Evet. Dizayn çok güzel bir meslek. Hani neden buraya başvurdunuz?"

"Çünkü bir işe çok ihtiyacım var. İkizimle bu gün baya bir yerlere gittik, daha tam bir cevap alamadık, burası da son seçeneğimizdi"

"Demek ikizinizle birlikte geldiniz. Savaşla da görüşen o olmalı o zaman. O da mı sizin gibi düşünüyor?" Galiba yanlış soru sormuştum, çünkü bir anlık yüzü düştü. Çabucak gizlemeye çalıştı, ama ben göreceğimi görmüştüm. Sanırım ortada enteresan bir durum vardı, ama bir şey demek istemiyordu.

"Evet aynı. Sorduğunuz soruları cevaplandırayım. Özelliğim, çok çalışkanımdır, şirkette size hani dizayn işleriyle çok yardımcı olabilirim, çok hırslıyım, bir işi bitirmeden asla başından kalkmam. Her gün boşum, yani ne zaman deseniz çalışabilirim. Saat problemi yok, gece gündüz, yeter ki bir iş olsun." Son sözleri karşısında kaşlarım havaya kalktı. Saatin de bir farkı olmadığına göre çok ihtiyacları varmış. Kafamı sallayarak, aklıma gelen bir iki mantık sorusu verdim. Sonra birden aklıma holdingin broşürleri geldi. Yenilerini yapmak istiyorduk ve galiba tam da adamını bulmuştum. Boş bir kağıt verip benim için finansı anlatacak bir şeyler çizmesini istedim. Gülümseyerek kağıtı elimden aldı ve hızlıca çizmeye başladı. O çizen sürede ben de onu izledim. Küçük özelliklerini farkettim. Mesela çizerken kaşları çatılıyordu, bazen dudağını ısırıyordu. Kalemi tutarken küçük parmağı hep havadaydı. Çok hızlı çalışıyordu, nerdeyse elini hızdan göremiyordum. Gözleri çok güzeldi. Kocaman ve masum. Kirpikleri aşağı bakarken yanaklarına değiyordu. Hayatımda hiç bir zaman bir kızdan böyle etkilenmemiştim. Ama çaktırmayacaktım. Resmi olacaktım. İğrenç hayatıma hiç kimseyi sürüklemek istemiyordum. Hele onun kadar masum ve çocuksu birini asla. On dakika sonra işini bitirip kağıdı bana uzattığında şaşırmadım diyemem. Gerçekten çok güzel çizmişti. Ortada kuruşlardan kocaman bir M harfı çizmişti, euro, lira, dollar, ruble ve diğer para birimlerinin işaretleriyle harfi çevreye almıştı. Arka plandaysa paraların üzerindeki resimleri hafifçe çizmişti. Aşağı tarafta terazi vardı, yukarını ise değişik diagramlarla bezemişti. Dudağımı büzüp kafamı salladım.

Kırık kalplerWhere stories live. Discover now