15

11K 872 282
                                    


Baekhyun kapıyı açtığında Chanyeol soğuktan biraz üşümüş şekilde kapıda bekliyordu. Baekhyun kenara çekilerek onu içeriye davet etmiş o montunu çıkarıp asarken sabırla beklemişti.

"Hoş geldiniz, Bay Park."

Chanyeol şaşkınca Baekhyun'un gülen suratına baktı. Başka Bay Park mı vardı yoksa kendisine mi demişti? "Bana dediğine emin misin? Sen bana ismimle hitap etmez miydin, ne değişti şimdi?"

Baekhyun dudak büzerek açıklama yaptı. "Bizim evin sınırları içerisinde böyle olması daha uygun gibi görünüyor."

Chanyeol onun büzdüğü dudaklara bakarak güldü. Ne kast etmek istediğini anlamıştı. Bu evin ciddi kuralları vardı ve Chanyeol onun için bu kurallara uyum sağlayabilirdi. Baekhyun'un peşinden ilerleyerek klasik tarzda döşenmiş salona girdi. İçeriye girmesiyle koltukta oturan Byun çifti ayağa kalkarak sıcak bir karşılamayı Chanyeol için yaptılar.

"Hoş geldiniz, Bay Park. Sizi evimizde görmek çok mutluluk verici."

Chanyeol, Bay Byun'un elini sıkarak "Teşekkür ederim. Davetiniz çok kibardı. Ben de burada bulunmaktan çok mutluyum." dedi.

Bayan Byun'un da elini sıktıktan sonra koltuklara yerleşip ana konunun Baekhyun olduğu bir sohbete başladılar. Byun çifti matematik konusunda oğullarına yaptığı yardımdan dolayı Chanyeol'a teşekkürlerini iletirken Chanyeol'un ağzından Baekhyun'u kötüleyecek tek kelime çıkmamıştı. Baekhyun da halinden memnun bir şekilde kendisine ayrılan köşede sessizce sohbeti dinliyordu.

Yemeğin hazır olduğunu söylenince hep beraber masaya geçtiler. Baekhyun annesinin yanına ve Chanyeol'un tam karşısına gelecek şekilde sofraya oturdu. Başköşe her zamanki gibi babasına aitti.

"Babanızın çok saygın bir çevresi var. Öğretmenlik yapmaya ihtiyacınız olmadığına eminim. Buna rağmen öğretmenliği seçmeniz ilginç." dedi Bay Byun.

"Küçük bir çocukluk hayali diyebiliriz. Hepimizin hayatında çok istediği bir şey mutlaka vardır. Öğretmenlikte benim ihtiyacım olmasa da yapmak istediğim bir şeydi."

Chanyeol soruya açıklık getirince masada bir sessizlik oluştu. Çatal kaşık seslerine uzun süre eşlik eden bir ses olmadı. Chanyeol çatalının ucuna batırdığı küçük bir et parçasını ağzına götürürken gözleri bu aralar uğrak mekanı olan Baekhyun'a takıldı. Baekhyun'un ağzına götürdüğü çatalın üzerine kapanan dudakları Chanyeol'un dikkatini dağıtmak üzereydi. Dikkatini bir arada tutmak için çabucak lokmasını yuttu. Suyunu içerken aklını dağıtacak bir şeyler söylemeye çalıştı.

"Şu fotoğraftaki kim?"

Şu an kurabileceği en mantıklı cümle buydu. Yoksa anne babasının önünde Baekhyun'a bakarken kaybolup gidecekti. Yemek masasının arkasına yerleştirilmiş konsolun üzerinde duran çerçevelerden birini gösteriyordu.

"Baekhyun. Henüz beş yaşındayken."

Baekhyun'un annesi hevesle söylemişti. Bir annenin hevesle anlatacağı nadir konulardan biri çocuğunun küçüklük anılarıydı.

"Gitar çalmak istediğini söyleyip bize zorla o fotoğraftaki gitarı aldırdı. Bunun için çok küçük olduğuna ikna edemedik ve aldırdıktan sonra çalamayacağını kendisi de anladı. Bir köşeye bıraktı. Birkaç yıl önce tekrar denemek istedi ve kursuna gitti ama yine vazgeçip istemediğini söyleyip bıraktı."

Chanyeol heyecanla dinlemişti. Çünkü kendisi gitar çalmayı çok seviyordu.

"Bu üzücü olmuş. Yemekten sonra bana gitarını gösterir misin, Baekhyun?"

Just... Teacher?Where stories live. Discover now