"SAV"...27bölüm

6.6K 443 47
                                    

Bir hafta öncesine kadar hayatımda hiç bir yer kaplamamış, kalbimde açılmış yaranın üstü kabuk bağlamış, gözyaşlarım akmaz olmuştu. Şimdiyse benim sözlüm o...!!! Hayatım o...!!! Yaşama sevincim o...!!!O benim her şeyim. Büyük aşklar bitmezmiş. Bizimki tam da bitti derken yeniden can buldu. Hatta ciddi bir boyut almak üzere ilerliyor. Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin... Büyük ve kavuşmadan dünyadan göçen, meleğe dönüşen aşklar...aşıklar... Ama biz kavuştuk öyle değil mi? Aşkımıza engel olan her kesten kurtulduk öyle değil mi?

Kafamda dolaşan düşüncelerden ayrıldım. Pencereden baktığımda sözlümün beni almak için geldiğini gördüm. Son defa aynaya baktıktan sonra aşağı indim ve kapıyı ona açtım

"Hoşgeldin hayatım"

"Hoşbuldum, güzel buldum, tatlı buldum, aşkı ben sende buldum Buketim...❤" Tatlı bir gülümsemeyle ona karşılık verdim. Elimden tuttu ve beni arabaya kadar götürdü.

"Nereye götürüyorsun beni?"

"Söyleyemem sürpriz"

"Ya...uzak değildir umarım. Çünki ben çartlarım ki, meraktan..." Yanağımdan makas alıp, göz kırptıktan sonra arabayı çalıştırdı ve merakla dolu yolculuğumuz başladı

***
Büyük bir binanın karşısındaydık. Burası neresi diye tam soracaktım ki, nikah tarihi almak için geldiğimizi anladım. İşte tam o sırada Keremin boynuna atladım.

"Seni seviyorum Kerem , çok seviyorum...!!!"

"Ben bir tarih düşündüm aslında. O tarih senin için ve nikah dairesi için uygun olursa ısrarla o günü istiyorum"

"Benim için bir problem yok ta, hangi tarihi düşündün, söylesene. Merak ettim doğrusu" Gülen yüzünü bir anda keder kapladı. Acaba şu tarih hangi özel bir günü anımsatıyor?

"15.09.2015...!!! Ben ilk defa bu tarihte görmüştüm seni, hatırlıyor musun? Derslerin başladığı ilk gün. Mahmutu bahane ederek yaklaşmıştım sana. O günü hiç bir zaman unutmadım ben ve olmadığın iki yıl boyunca da o tarihte hep üzüldüm, mahvoldum, kalbim ağladı hönkür-hönkür hem de..." Kafamı aşağıya eğdim, ama o benim öyle durmama izin vermedi. Eliyle çenemden destek vererek başımı kaldırdı

"Yapma...!!!" Olumlu halde kafamı salladım ve el ele vererek binaya dahil olduk. Bahtımız varmış ki, Eylül ayında sadece o gün boştu. İnanılmaz bir duyguydu yaşadığım. Uğruna ölmek derecesine kadar geldiğim adam iki hafta sonra kocam olacaktı. Artık ona ne sözlüm, ne de sevgilim diyecektim. Ben artık ona kocacım diyecektim. O da bana karıcım diye seslenecekti...

"Gelinlik bakmaya gidelim mi Kerem?"

"Ya...annemin de gelinlik seçerken bizimle olması gerek. Yoksa burnumuzdan getirir valla günümüzü."

"Almaya değil de öylece bir bakarız, deneriz falan...Hadi sevgilim kırma beni" Her zamanki gibi benim rica edici bakışlarıma dayanamadı Kerem. Kabul etmek zorunda olduğunu iyi biliyordu hem de. Çünki trip atmamdan hiç hazetmez ve deliye döner...

"Tamam, nasıl istersen öyle olsun. Seni mi kırcam?"

"Ayy...çok tatlısın. Teşekkür ederim canım"

"Senin için..." Beni öyle bir gelinlik mağazasına getirdi ki, vitrini parlıyordu şıklıktan resmen

"Aşkım burası çok güzel"

"Sen daha iyilerine layıksın, bu hiç bir şey değil daha" İçeri girdiğimizde çalışanlardan biri yanımıza geldi.

"Hoşgeldiniz, size nasıl yardımcı ola bilirim?"

"Hoşbulduk canım. Ben kendime gelinlik bakıyorum da, hayalimdeki gelinliği burda bula bilecek miyim sizce?"

"Emin ola bilirsiniz, istediğiniz gelinlikle çıkacaksınız burdan"

"Ben malesef bugün bir şey alamayacağım. Bakmaya geldik biz. Eğer aklımda bir gelinlik kalırsa yarın kaynanamla gelip alıcaz"

"Hiç bir sorun yok. Siz nasıl isterseniz. Hayalinizdeki gelinliği bana tarif etmeniz lazım. Geçin oturun şöyle. Anlatın..." Keremle birlikte kızın söylediği yere geçtik ve ben müstakbel kocama sarılarak anlatmaya başladım. Kız da not alıyordu, arada bir de Kereme hayranlıkla bakış atıyordu. Bu da beni rahatsız ediyordu, sınırım taştığı anda olacaklardan korkuyordum. Ya da ben neden korkacak mışım, o kız korksun...!!!

"Prenses modeli olsun, kalp dekolteli, taşlı falan, ama kesinlikle dantelli olmasın. Anlaşıldı mı, not aldınız mı hanımefendi?" Ağzı açık bir şekilde Kereme baka kaldığı için kekelemişti ve tekrar söylememi rica etmişti. Ben de ayağa kalkmış ve üzerine yürümüştüm

"Ağzın açık, hayran hayran sevgilime bakmasaydın not alırdın. Ayıp be, ayıp. Hem de gelinlik dükkanında. Buraya birlikte geldiğimize göre yakında evleneceğiz demektir. Bu durumda sen evli bir erkeğe söz koydun. Utan biraz be utan...!!!" Kız artık çoktan ağlamaya başlamıştı.

"Buket, fazla üstüne gitme kızın, yeter..." Şaşkın surat ifademle Kereme baktım. Benim yanımda olması gerekmiyor muydu? Onu neden savunuyor?
"Kerem sana bakıyordu diyorum hayran hayran. Anlamıyor musun?"

"Baka bilir. Buna sen karar veremezsin. Önemli olan benim kime baktığım değil mi?"

"Sana inanamıyorum Kerem, gerçekten...!!!" Çantamı alıp, dükkandan bir sinirle çıktım. Kerem de arkamdan geliyordu. Bana dur dese de dinlemiyordum tabii ki, doğal olarak. Bana yetiştiğinde kolumdan tutup çevirdi

"Çocukluk ediyorsun Buket... Etme...!!!"

"Bana emir veremezsin Kerem. Hem çocukluk eden ben değilim. Sensin...! Hala da başka bir kızın hayallerinde yer kaplamak hoşuna gidiyor. Eğer öyleyse şimdiden söyle, geç olmadan tedbirimizi alalım dimi?"

"Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?" Kafamı çevirip gözlerinin içine dikkatle baktığımda yanlışı Keremde aramamın yalnış olduğunu anladım ve sımsıkı sarıldım

"Çok özür dilerim sevgilim, bir an kendimi kaybettim. Seni seviyorum, o yüzden de deli gibi kıskanıyorum her kesten...Beni affede bilecek misin?"

"Düğün stresi ikimizi de mahvetti. Evlenene kadar böyle sorunlar yaşayacağız belli ki..."

"Evlenene kadar değil, ölene kadar seni kıskanıcam ben. Buna alışsan iyi olur" Yanağıma küçük bir öpücük bıraktı. Beni başka bir gelinlik mağazasına götürdü ve orada hayalimdeki gelinliği buldum. Almak için yarını sabırsızlıkla beklemeye başladım...

***

"Ben bu gelinliği beğenmedim kızım, bu olmaz" Hayallerim yıkılmış vaziyette Kereme baktım. O da omuz silkti çaresiz bakışlarıyla

"Ama ben bunu hayal etmiştim. Bunu çok beğendim ben Dilan hanımcığım" Gelinliklere yaklaştı ve arasından kolları dantelli, balık model bir şey tutuşturdu elime

"Bunu dene...!!!" Kabine girip gelinliği üzerime geçirdim. Aynada kendimi gördüğüm anda evlenmekten vazgeçecektim az kalsın...Dilan isimli cadı kaynanam çalışanı yanına çağırdı ve bunu alıyoruz diye talimat verdi. Allahım, benim bir sorunsuz günüm olmayacak mı ya...Mağazadan çıktığımızda Dilan hanım gülümsüyordu ve bana çok yakıştığını söyledi. Gizlice Kereme de düşüncesini sorduğumda yüzünü buruşturdu. Benim de bu halime gülmeye başladı. Az dur sen Kerem bey, şimdi de damatlık bakmaya gidiyoruz zaten değil mi ?

***

"Ya anne, bununla ben inek öğrencilere benziyorum...!!!" Hahaha, keyfim biraz da olsa yerine gelmişti

"Anneye laf yetiştirme. Bu çok güzel oldu. Yakışıklı damat oğlum benim...!!!" Dilan hanım beğendiği damatlığı aldırmayı başarmıştı. Kerem de oflaya oflaya mağazadan çıkmıştı. Yanına gittim ve çok inek olmuşsun Keremciğim dedim. Arkasından da bir kahkaha patlattım.

Beni eve bıraktılar ve evlerine döndüler. Yaşadıklarımızı babama anlattığımda çok gülmüştü. Hoşuna gitmişti anlaşılan. Ama benim  bildiğim tek bir şey vardı ki, ben düğünümde o gelinliği asla giymem...!!!

Sana Alerjim Var #Wattys2018Where stories live. Discover now