Bölüm 12

29.5K 1.7K 197
                                    

           
İnstagram: pembekalemhikayeleri

***

Medya: Mina'nın davette giydiği elbise.

Bölüm Şarkısı: Vazgeçtim - Yıldız Tilbe


*************

Yaptığım hareketin sonucunu düşünmeden karşıdan cevap gelmesini beklerken telefonumun bir anda kulağımdan çekilip alınmasıyla neye uğradığımı şaşırmıştım.

Demir bey karşımda eline aldığı telefonumu karşıdan gelen Semih beyin 'Alo' demelerine aldırmadan kapattıktan sonra masamın üzerine fırlattı.

Şimdi daha fazla sinirlenmiştim, bu ne cüretti ya! "Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?"

Söylediklerimi hiç duymamış gibi yaparak, benimle aynı kızgın tonda konuştu. "Asıl sen ne yapıyorsun? Aa pardon sen ne saçmalıyorsun diye sormam lazımdı?

Ben bu adama melek mi demiştim! Galiba fazla iyi niyetli davranmıştım bu adama!

"Odama kadar gelip, kapıyı çalmadan içeri girip, kulağımdaki telefonu ben daha konuşurken bir anda kulağımdan çekip kapatan sizsiniz. Bir de bana hesap mı soruyorsunuz?"

Bana cevap vermeye hazırlanırken az önce masaya fırlattığı telefonum çalmaya başlayınca, benden önce telefonumu eline alıp aramayı meşgule attı. Sinirle ona bağırmaya başlayacakken telefonumu bu sefer de tamamen kapattı. Resmen sinir bir 'yaratık' olmuş, içimde dört dönmeye başlamıştı. Eğer şimdi dışarı çıkarmazsam patlayacaktım!

Yerimden fırlayıp karşısına dikildikten sonra sinirle bağırmaya başladım.

"Siz kendinizi ne sanıyorsunuz? Nasıl benim telefonumu kapatırsınız? Size bu cüreti kim verdi?"

"Ne yapsaydım? Fevri bir hareketle hayatını mahvetmene izin mi verseydim?"

"Size ne! Evet hayatımı mahvedecektim, bundan daha mutsuz olmam mümkün değil zaten!"

"Sen mutlu olmayı hak ediyorsun."

"Hak ediyor muyum? Ben hak ettiğimi sanmıyorum. Beni sevmediğini, zerre kadar sevmeyeceğini bildiğim bir adam için bu kadar umut beslersem, mutsuz olmayı belki ben tercih ediyordurum. Belki de yöntem değiştirmeliyimdir, belki mutluluk başkasındadır da ben görmüyorumdur"

Yine sanki söylediklerimi duymuyormuş gibi gözlerime dik dik bakarak, sanki derinlerinde yanıt arayarak "Sen gerçekten mutluluğu başka birinde bulabileceğine inanabiliyor musun?" diye sordu.

İşte o an içimdeki gülme isteğimi tutamayarak gülmeye başladım. Onun şaşkın bakışları arasında kahkahalarla gülüyordum. Biraz sonra kahkahalarımla birlikte gözyaşlarımda ani gelen sağanak yağmur gibi gözlerimden akmaya başlayınca kendimi onun kollarında bulmuştum. O kadar karışıktım ki aptallığıma gülüp aynı zaman da ağlıyordum. Mutluluğu başka birinde bulacakmışım ben!

"Bana asla aşık olmayacakmış. Ben de ona aşık olmak istemedim ki. Oldum işte. Zaten bela mıknatısı gibiyim. Fakat onun başıma gelen en güzel bela olduğunu zannediyordum, ta ki az önce sizi duyana kadar"

Aras'ın az önce söylediklerini hatırlayınca kalbime saplanan okların acısı yine gözlerime vurmuştu, istemsizce yaşlar yanaklarımdan süzülüyordu.

"Az önce duydukların için çok özür dilerim"

Demir'in üzgün bir şekilde söylediği sözler, kafamı göğsünden kaldırıp ona bakmama sebep olmuştu. Onun neden üzgün olduğunu anlayamamıştım.

Yalanlar Üzerinde AşkDonde viven las historias. Descúbrelo ahora