30.BÖLÜM

551 31 1
                                    


GÜVEN'DEN...

İki gün... sesini duymadığım, yüzünü görmediğim, ona dokunamadığım koskoca iki gün. Yirmi dört saat.

Telefonu bilmem kaçıncı kez elimden bırakıp gözlerimi kapadım. Aramak için elime aldığım her seferde açmayacağını düşünüp geri koymuştum. Çünkü onu artık tanıyordum. Gerçi böyle bir durum karşısında kim farklı bir tepki gösterirdi ki? Resmen kızın hayatını alt üst etmiştik. Güvendiği iki kişi tarafından ihanete uğramıştı. Aslında olaylar onun sandığından hatta herkesin bildiğinden daha farklı gelişmişti. Ama bunu kimseye anlatmamıştım. Anlatmayacaktım da.

O günü tekrar tekrar gözümün önünde canlandırmıştım. Kendime engel olamıyordum. Onun hayal kırıklığıyla bakan mavi gözleri, gözyaşlarıyla ıslanmış güzel yüzü, bana güvenmeyen bakışları... asla unutamıyordum. Hatayı en başta ben yapmıştım. Ona her şeyi anlatmalıydım çünkü böyle bir şey asla gizli kalmazdı bugün ya da yarın öğrenecekti. Ve ben bugün bu pişmanlığı yaşamıyor olacaktım.

DOKUZ AY ÖNCE

"Eve geldiğimde babam annemle konuşurken, yeni bir hastadan bahsediyordu. İsmini tam duyamamıştım ama umurumda da değildi. Yanımdaki sarışından zar zor kurtulmuştum, kafam bir milyon olmuştu. Yanlarından geçerken bana bir şeyler söylediler ama anlamadım. Çerçevelerin olduğu yerden hızla geçerken odama kadar üç kez düşme tehlikesi atlattım. Eve asla bu şekilde girmezdim çünkü annem psikolog, babam onkologdu. Yani biri ruh sağlığına diğeri fiziki sağlığa fazla düşkündü ve bu konuda çok tutucuydular. O yüzden ne yapacaksam dışarıda yapıp eve sorun getirmiyordum. Ama bunlar bir sene öncesine kadardı. Sevgili babam, konu kendi kızı olunca gerektiği kadar soğukkanlı ve tarafsız olamamış, herkesi seferber etmişti ama yine de başarılı olamamıştı. Çünkü o ne yaparsa yapsın, benim küçük kız kardeşim, dayanamamış, iyileşeceğine dair bütün umudunu yitirmiş ve canına kıymıştı. O gün hepimiz için bir dönem noktası olmuştu. Annem işine daha sıkı sarılmıştı, babam önce işini boşvermiş sonra yardım edebileceği kadar çok hastaya yardım etme kararı almıştı. Bense derslerine çalışmasa da iyi notlar alan öğrencilerdendim. Ama sonra sınavları okulu iyice asmaya başlayıp, sigaraya alkole ve en önemlisi kızlara alıştım. Çevremde kızlar her zaman vardı ama nedense onları yanımda istemiyordum. Her şeyin bir zamanı vardı sonuçta değil mi? Ama artık kimin umurundaydı? İlk önce biriyle yattım, sonra diğeriyle, ardından bir başkasıyla... devamı sürekli geldi ve hiç bitmedi. Açıkçası bu durum artık o kadar hoşuma gidiyordu ki sürekli başka kızlarla olmak hobi haline gelmişti. son iki aydır eve sarhoş gelip sabah kahvaltıya inemiyordum. Tıpkı diğer günlerde olduğu gibi bu sefer de konuşmayı denememişlerdi ve beni kendi halime bırakmışlardı. Çünkü artık konuşmalarının bir işe yaramadığını anlamışlardı. Annem belki benim durumumda bir başkasına yardım edebilirdi ama bana edemezdi. Yatağa kendimi atıp ağrıyan başımı tutup gözlerimi kapadım. Daha yerleşemeden de kendimden geçtim.

Ertesi gün annemle konuşurken babama gitmem gerektiğini söyledi. Sanırım benimle konuşması gereken bir şey varmış. Ne söyleyeceğini merak etmesem de tamam dedim ve çıktım. Babamın yanına gitmeyi iki ay önce bırakmıştım. Mecbur kalmadıkça hastanelere uğramıyordum. Sanki duvarların arasından Merve çıkıp bana hesap soracakmış gibi geliyordu. "Neden yanımda değildin, neden bana iyileşeceğimi söyleyip beni kandırdın?" diye dikilecekti sanki karşıma. Babamın odasına kapı çalıp girdikten sonra içeride bir bayanın oturduğunu gördüm. Ağlıyordu. Bu kadını daha önce görmüş müydüm? Belki. Ellerim ceplerimde kadının karşısındaki boş koltuğa oturup konuşmalarının bitmesini bekledim. tabi mecburen konuştuklarını da duydum.

AY IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin