Bölüm 3

205 19 6
                                    

'Ben ve o çocuk yanlız kalmıştık'

Suho gittikten sonra çocuğun güzel yüzüne bakmaktan kendimi alamıyordum. Beyaz pürüssüz bir yüzü vardı. Simsiyah saçları terden ıslanıp anlına düşmüşlerdi. Elimle saçlarını geriye doğru attım.

Ve o pembe öpülesi dudakları vardı. Dudaklarına doğru eğildim ama daha sonra kendimi durdurup geri çekildim. Daha onu yeni tanıyorum , adını dahi bilmiyorum ondan uzakta kalsam iyi olucak . iç sesim beni durdurmuştu hemen geri çekilip ayağa kalktım ve mutfağa ilerleyip yiyecek bir şeyler hazırlamaya koyuldum.

Yiyecek şeyleri hazırlayıp tepsiye yerleştirdim. Salondan sesler geldi .

"Galiba uyandı"

Elimde tepsiyle salona ilerledim. Yerinden kalkmaya çalışıyordu 

"Heeyy dur daha iyileşmedin yat yerine çabuk"

Yüksek sesimden irkilmiş olucak ki gerisin geri yerine yattı.

Elimdeki tepsiyle yanına ilerledim. Tepsiyi sehpaya bıraktım ve yüzümü ona çevirdim .

"İyimisin? Yaran ağrıyormu?"

Sorduğum sorulara cevap vermedi .Surat astım.

"Benden korkmana gerek yok! Seni buraya ben getirdim kötü biri deyilim ben. Her zaman ki güzel ve iç rahatlatıcı gülümsememi ona sundum. Kafasını bana çevirdi.

"Size çok teşekkür ederim. beni orda o şekilde ölüme terketmediğiniz için."

Tekrar gülümsedim "Önemli deil ve bu arada benim adım ChanYeol Park ChanYeol bana istediğin gibi hitap edebilirsin. Senin adın ne?"

"A-adım Byun BaekHyun "

Gülümsemem yüzümden hiç eksik olmamıştı taki adını söyleyene kadar BYUN BAEKHYUN isim beynimde yankılandı. Kendi iç sesimle konuşmaya başladım bu olamazdı bu Baekhyun olamazdı .


Adı duyar duymaz yerimde donup kalmıştım Baek de bana sadece bakıyordu tam ağzını açıcağı sırada ben yerimden kalkıp hızla banyoya koşturdum içeri girip  kapıyı kilitledim. Ellerimi lavabonun kenarlarına koyup ağlamaya başladım. Akan yaşlarım gözlerimden lavoboya damlıyordu. 

"Nasıl böyle bir şey olabilir. Olamaz deilmi? Bu Byun Baekhyun benim Baekkiem olamaz! Nasıl oldu zaten koca korede bir tane Byun Baekhyun yok. Ah" Parmaklarımı saçıma geçirirp saçlarımï çekiştirip dağıttım. Çeşmeyi açıp avuçlarımı cesme'nin altına tutup buz gibi suyun avuclarımın içine dolmasına izin verdim ve buz gibi suyu suratıma carptım. Kendime gelmeye çalıştım. Tabi ne kadar olabildiyse. Kenarda askılıkta olan havluyu alıp yüzümü ve ellerimi kurulayıp geri yerine astım. Aynaya bakarak dağıtmïs olduğum saclarımı düzelttim ve banyonun kapısını açıp salona doğru ilerledim.

Baek'in yanına ilerleyip ona bir kaç soru sormam gerekliydi ancak o zaman anlarım onun benim baekim olduğunu.

MerMerdivenlerden aşşağıya inip baek'in yanına ilerledim. Yanındaki tekli koltuğa oturup ona bakdım oda bana bir o kadar masum ve bir o kadar da yabancılıkla bakıyordu. 

"Şey eğer sorun olmazsa sana bir kaç soru sora bilirmiyim ? Yani seni tanımam için eğer sorun olcaksa cevap veremeye bilirsin." 

Ahh ne diyorum ben böyle delirdim heralde ne sorusu daha yeni ayağa kalkdı. Birden onu soru yağmuruna tutmam saçmalık olur.

Ve bana "t-tabi sora bilirsiniz "diyerek cevap verdi bende hafif bi tebessüm le sorucağım soruları kafamda kurmaya başladım.

"Sana bunu kim yaptı ve neden yaptı? bunu hak edicek birisine benzemiyorsun sen"

Divine MoanWhere stories live. Discover now