49. BÖLÜM

5.9K 167 61
                                    

"Benim peşimden gelmek zorunda mısın ?" Bıkkınlıkla nefes verdim. Delirecektim.

"Ne yapayım siktiri boktan kıyafetler almak için doğmuşsun sanki." Delirecektim.

"Berk beni istemeye geleceksiniz yani abim, babam, sen ve Alaz olacaksınız. Neden giyeceğim şeye bu kadar taktın ?" Benim zevkime güveniyormuş ama kendi zevkine daha fazla güveniyormuş.

"Hayır eskiden arada bi hediye alırdın şimdi stilistim olmak istiyorsun. " hızlı hızlı yürürken düzgün bir mağaza bulmaya çalışıyordum. Kolumdan tutup kendine çevirdi.

"Benimle evleneceksin. Yakında Karım olacaksın. Bu o kadar güzel ki. Her şeyde emeğimin olmasını istemem çok normal değil mi ?" Sesi çok etkileyiciydi. Ben bu Adamdan hala ilk günki gibi utanıyor ve etkileniyordum. Sustum ve elini tutup yürümeye başladım.

Bir mağazanın içine doğru girerken Berkde peşimden geldi.

"Beyaz tenine mavi çok yakışır." Ciddi misin der gibi baktım.

"Maviyi sevmem çok umut verici" gülümsedi.

"Koyu mavi ?" Bilmediğimi ifade edercesine dudaklarımı büzdüm.

Pullu elbiseler, abartılı abiyeler ben böyle bir şey istemiyordum. Şık ama seksi bir şey istiyordum.

"Kırmızı?" Omuz siktim.

"Siyah istiyorum." Karıştırmaya devam ederken adımı duymamla arkama döndüm önünde iki tane elbise vardı. Birisi siyah birisi kırmızıydı.

"Giyin" kabine doğru yürüyüp elbiseleri inceledim. Çocuksuydu, ilk siyah olandan başladım. Üst kısmı kalın askılı ve dekoltesizdi. Dizimin üstünse biten eteği tüllüydü. Ben bu çocuksu elbiseyi giymezdim. Beni bu halde kimsenin görmemesi için kırmızıyı giyip kendime baktım. Omuz kısmı açıktı beyaz tenimde çok güzel duruyordu. Belimden sonra genişlemeye başlamıştı. Mini olsada kalçamı belli etmiyordu. Kalça önemliydi.

İkisini de dışarıya göstermeden giyinip kabinden çıktım.

"Berk ben bunları almam çok çocuksu diğeri de kırmızı." gülümsedi ve omuz silkti.

"Gel çıkıyoruz ben aldım" göz devirirken ağlayasım gelmişti.

"Ne zamandır bana güvenmiyorsun ?" Kafamı sallayıp peşinden gitmeye başladım. Şu hayatta her kelimesine garanti inanacağım tek adam Berkti. Ve ben ona aşıktım.

Mağazadan çıkıp yürümeye başlamıştık. Ayakkabı almaya gerek duymamıştım. Nasıl olsa topuklu sevmiyordum. Sadece giymek zorunda olduğum için giyiniyordum. Arabamıza doğru yürürken Berk kafama öpücük kondurdu. Ona yaslanmış yürürken karşımda gördüğüm kişiyle durdum. Berk baktığım yeri farkedince yanına geldiğimiz Audi r8 i açıp bana gülümsedi.

"Konuş ve gel küçüğüm" kafamı sallarken tanıdık gözlerin yanına gittim. O gözler benim üzerimdeydi.

"Ne tesadüf" yapmacık bir sesle konuşmuştum. O ise kahverengi ve yeşilin savaştığı gözlerini tüm ciddiyetle bana tutmuştu.

"Berklesin ve galiba evleniyorsun" gözü elime kaymıştı.

"Öyle" Ne diyeceğimi bilememiştim. Ona karşı o şekilde bir şey hissetmemiştim. Aklım her zaman Berk'te olsa da içimde bir kısım Poyrazı istemişti. Onun yanında olmak eğlenceliydi.

İntihar ettiğim de beni kurtaran haftalarca yanımda kalan oydu.

"Senin gibi bir çirkin evde kalır sanıyordum." Güldüm.

Karanlık Taraf ♊Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang