Papatya'nın Gelişi

1K 219 72
                                    

Aşk olmazsa yaşamak niye
Sevgi olmazsa nefes almak niye
Geçmiş hatıralar acı olsada
Gelecekte acı çekmek niye ?

Bugün benim için çok büyük bir gündü. Yüreğim kıpır kıpır olurken gözlerim pencerenin dışına bakıyordu. Bugün Papatya'm yanıma gelecekti. Bunca şeyi başıma açan ama unutamadığım yüreğimden silemediğim o dünyanın en güzel kızı tekrar benimle beraber olabilecekti. Ve sadece benim için ve beni görmek için gelecekti. Heyecandan titriyordum mutluluktan havalara ucuyordum. Vücudumda ki bütün hücreler adeta çılgınca dans ediyorlardı. Hani çok mutlu olup çok heyecan hissedersiniz ya işte şu anda bende kendimi öyle hissettim.

Gece annem mutlu haberi verdiğinde uyuyamadım. Sürekli güzel hayaller kurup kendimi mutlu ettim. Yaşadığım bütün gerçekler bir anda gitmiş bende tavşan deliğinden harika bir dünyaya doğru gitmiştim. O gün sabah erken harekete geçip zar zor yüzümde biten sakallarımı kestim. Her ne kadar bu işte acemi olsamda benim en yakın arkadaşım tonton amca bana yardım ediyordu. Her şey çok güzeldi bugün yüzüm cok gülüyordu. Aynaya her baktığımda kazadan sonraki gecen her gün bu kadar gülümsedigimin farkına vardım. Neredeyse gözlerim sevinçten yuvalarında dans ediyordu. Hızlıca hazırlıklarımı tamamlayıp odama doğru gidiyordum. O gün en güzel kıyafetlerimi giyip evin büyük avlusuna doğru çıkıp beklemeye başlıyordum. Evi tatlı bir telaş alıyor bütün ev ahalisi villanin önünde el divan durmuş gelecek misafirleri bekliyordu.

Güneş usulca tepeye vurmaya başladığı anda uzunca bir otomobil ağaçların arasında gözüküyordu. Simsiyah rengi güneşte kara bir inci gibi parlarken yüreğimdeki heyecan katlanarak artıyordu. Gelen otomobil yolun boyundaki çakıl taşlarını kenara savururken yüreğim dahada hızlanmaya başladı. Acı içerisinde ne ile karşılaşacağımı tam olarak bilemiyordum. Araba hepimizin önünde dururken şöför muntazam bir şekilde düğmesini ilikledi ve arka kapıyı açarak arabadan inen hanımın önünde saygıyla eğildi. Evin hanımı beyaz ve şık elbisesiyle birlikte arabadan inerken geniş şapkasının ardında gözleri gözükmüyordu. Beyaz teninin parıltısındaki hafif ruj sürülmüş dudaklarıyla gülümsüyor annemim yanına giderek önce tokalaşıp sonra pek temas etmeden öpüşüyorlardı. ardından benim yanıma geliyor elleriyle çenemi okşadıktan sonra şapkasını yukarı kaldırırak;

Seni çok iyi gördüm çocuğum diyip gülümsedi. Masmavi gözleri ile bana dikkatlice bakıyordu. Şefkat görmek beni biraz garip etmişti. Ama gözlerim hala arabanın içinden çıkacak Papatya'yı aradı. Ve yavaş bir şekilde diğer kapıdan indiğini gördüğümde dünyalar tekrar benim oluyordu. Aşkım Papatya'm artık yanımdaydı. Olduğu yerde bir güneş gibi parlıyordu. Bunu anlamaya hissetmeye kelimeler tarifsiz kalıyordu. Ama yaklaştıkça ve sureti dahada belirdikçe gözlerimde inanılmaz bir hayalkırıklığı yaşanıyordu. Papatya'nın çocukluğuyla birlikte mahsumiyetide gitmişti. O sarı saçları gitmişti. Hala sarıydı ama yalanlarla kavrulmuş defalarca renk değiştirmişti. Artık ne engin tarlalar gibi gözüküyor nede bana umut veriyordu. Karşıma geldiğinde makyajdan morarmış gözleriyle ve kıpkırmızı olmuş dudaklarıyla bana baktı. Ve işte o an anladım artık ne o eski Papatya nede ben eski bendim. O an hayatın ne kadar acı olduğunu bir kez daha anlıyordum. Gözlerindeki acıma ile gözlerime bakarken içinden geçenleri anlamam çok uzun sürmedi.

Ne kadar hayal kırıklığı yaşasamda bunu belli etmemeye çalışıyordum. Evin içine giriyor ikramlar yemekler yenilip sohbetler edildikten sonra beraberce gezmeye başlıyorduk. Çok garipti ama kalbim delice atıyordu. O günden hiç bahsetmiyorduk. Sürekli güzel şeyler konuşup gülümsüyor birbirimize espriler yaptık. Gözlerindeki acıma duygusu gitgide azalıyor ve kalbinden gelen bir sevgi bana dokunuyordu. Söylenecek çok söz olmasına rağmen hiç bir şeyden bahsetmiyorduk . İşin ilginç yani hayatta gerçektende kaçırdığım ne kadar çok şey vardı. Vakit akşama yaklaştığında gitme zamanı geliyordu. Ona onu delice sevdiğimi söylemek istiyordum. Ancak bunu söyleyebilecek cesarete sahip değildim. Beraberce kızıl gökyüzünde gün batımını izlerken evden haber geliyordu. Papatya gidiyordu ve ben çaresiz bir şekilde bekliyordum. Birbirimizin gözlerine uzunca baktık tam ayrılacakken o önüme geçip

Sana bir şey söylemem gerek ama bunu söyleyecek cesareti kendimde bulamadım diyor ardından eğilirek beni dudaklarımdan öpüyordu. O an sanki dünya duruyor her şey hareketsiz bir şekilde kalıyordu. Hiç bir şey diyemiyorduk ikimizde utanarak gözlerimize battıktan sonra Papatya yanımdan ayrılıyordu. Bir daha kim bilir ne zaman görüşebilirdik. Belkide görüşmememiz daha iyi olurdu. Bana en büyük hediyeyi vermişti. Bu hayatımdaki ilk öpücüktü. Giderken bana güzel bir paket veriyordu.

Al bunu her baktığında beni hatırla diyerek tamamen gidiyordu. İçimde tarifi imkansız bir hüzün vardı. Hayatta en çok değer verdigim insan ellerimin arasından kayıp gidiyordu. Ben ise hiç bir şey yapmadan ve ona onu sevdiğimi söyleyemeden olduğum yerde kalıyordum. Geride ise güzel bir kurdelayla bağlanmış sarı bir hediye paketi bırakıyordu. Belliydi ki bu bir kitaptı. Hızla ambalaji açtım ve şaşırdım.

İNTİBAH NAMIK KEMAL
Ben bu ismi duymuştum. Büyuk bir merakla kapağı açtım ve bir not vardı.

SENİ ÖMRÜM BOYUNCA SEVDİM VE SEVECEĞİM. GEÇMİŞ GEÇMİŞTE GELECEK BENİMLE OLSUN...

Aşık olmayanlar, mükemmel bir erkeğin sıradan bir kadın yüzünden niçin ızdırap çektiğini anlayamazlar ..
Marcel Proust

Arkadaslar küçük bir bildirim olacak yeni kitabım ACI AŞK tanıtım bölümlerine sizleri bekliyorum...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 04, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ayaklarım yoksa kanatlarım var (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin