➰18➰

4.9K 180 19
                                    

Bu bölümü biraz kişi analiziyle dolu!
Tamam, sizden çekinecek değilim ya. Kızlarımız azıcık gıybet yapıyorlar. Tabi bunun üzerinde pek durmadım. Daha çok kızlar ve hoşlandıkları çocukların üzerine değindim. Daha doğrusu direk önünüze serdim. Nihahah.

Şu bir kaç bölüm bu şekilde sakin olaylarla geçecek çünkü ortalık kızıştığında dün iyilerdi şimdi neden böyle oldu demenizi istemem.

Ve kurgu tamamen hazır. Hiç beklemediğiniz bir yerden hiç beklemediğiniz bir şey çıkacak ve bu sizi şaşırtacak. Yani ben öyle umuyorum

Multi'de karakterler var. Sırasıyla; Helen, Arel, Eray, Aray, Güney, Yaprak, Derin, Emir ve Râna var. Diğer karakterleri sonraki bölümde tekrar multide yayınlayacağım. Bir çok karakteri değiştirdim. Bilginize.

Neyse çok uzatmadan size iyi okumalar diliyorum.
Adios.

2 hafta!
Tam 2 haftadır, Arel ile olan o son konuşmamızdan sonra bir kez bile konuşmamıştık. Bu süre içerisinde Eflin ve Mete gitmiş, Derin'in doğum günü kutlanmış ve Güney ile nasıl olduysa daha samimi olmuştuk. Artık Eray'lardan çok Güney'lerle takılıyordum. Bilmiyorum, nedeni neydi.
Belkide güvenemiyordum. Yani onlar Arel'in en yakın arkadaşlarıydı. Arel'in beni kandırdığını bilip bana söylememiş olabilirlerdi.

Tamam, kafamdan senaryolar kurduğumun farkındaydım fakat, en yakın arkadaşlarıydı işte. Nasıl alakaları olmasındı ki?

"Buyur prenses" diyerek beni düşüncelerimden ayıran Güney, önüme sıcacık bir kahve bıraktı.

"Teşekkürler" diye mırıldandım sevimlice.

Sevimlice diyince aklınıza gülümsediğim falan gelmesin. Arel'in o yaptıklarından sonra adam akıllı gülümseyemiyordum. Her saniye olanları düşünüp adeta boğuluyordum. Deli olacak gibiydim! Arel böyle bir şey yapmazdı diyorum, sonrada e o zaman neden böyle yaptı diyorum! Olmaz diyorum, sonrada neden olmasın diyip kafa patlatıyordum. İki haftadır Allah'ın her günü bunu düşünüyordum ve hala bir sonuca varabilmiş değildim. Neden? neden?!

"Hala onu mu düşünüyorsun?" Dedi Güney önüme düşen ve üfleyerek geri itmeye çalıştığım saçımı kulağımın arkasına sıkıştırırken.
Kafamı olumluca sallayıp
"Beynim patlayacakmış gibi hissediyorum" diye homurdandım.
Kafasını sallayıp
"Sakın bakma ama Arel bu tarafa bakıyor" diye kulağıma doğru fısıldadı. Sonra devam etti
"Şimdi gülümse"

Nedenini bilmediğim bir şekilde ona itaat edip kocaman gülümsedim. Tabi Arel birazcık beni tanımışsa bunun sahte olduğunu anlayabilirdi. Şöyle bir şey vardı ki, Arel'in beni tanımaya çalıştığından bile emin değildim.

Tamam Emir'in ve babamın bilmediği dövmemi biliyor, yalan söylediğimde omzumun kasıldığını biliyor ve beni benden bile iyi tanımlayabiliyordu. Fakat bunlar bi insanı tanımak için yeterli değildi.

Bi insana asabi desenizde onun nerede asabi veya nerede uysal olduğunu anlayabilmeniz için tanımanız gerekirdi. Asabi diyince tanımış olmuyordunuz.

"Sanırım çok sinirlendi" dedi oda kulağımdan uzaklaşıp kahkaha atmaya başlarken.
"Gitti" diye devam etti. Bir anda kahkahasını kesip bana döndüğünde bu sefer ben kahkaha atmıştım. Hemde gerçek olandan.

"Yanımda olduğun için teşekkür ederim" dedim elini tutup sıkarken.
"Bana en uzak insanın şuan en yakın olması tuhaf geliyor" diye de devam ettim.

Gerçekten, Güney'den pek haz etmiyordum ilk zamanlarda. Baran sessiz bir tipti ve ondan yana sıkıntım yoktu fakat Güney'in tekin biri olduğunu sanmıyordum. Doğukan vardı birde. Onu severdim. Hatta şu sıralar oda çok fazla benimle uğraşıyordu. Derin ve Emir ise kendi aşklarını yaşıyordu. Hayır daha birbirlerine açılmış değillerdi fakat Derin'de Emir'de benim verdiğim gazla bir kaç adım atmışlardı birbirlerine. Eray ve Eflin meselesi ise gelişme gösterememişti. Eflin Eray'la gidene kadar uğraşsada Eray pek tarafına bakmamıştı. Eflin ise pes etmemiş, bir daha ki gelişinde onu kafalayacağına yemin etmişti.

Sen Kal Bu GeceWhere stories live. Discover now