➰28➰

3.3K 141 2
                                    

"Tanıştığıma memnun oldum Reyhan hanım."

Senelerdir beni karnında taşıyan annemi yanlış bilmiştim. Senelerce kandırılmıştım. Ne uğruna? Bilmiyorum. Tek bildiğim şey annem sandığım kadının annem olmadığıydı. Şuan ise tek amacım gerçek annem ile tanışabilmekti.

"Reyhan hanım." Dedi gülümseyerek. "Öz ve öz canımdan kızımın bana hanım diye hitap etmesi gerçekten kötü hissettiriyor."

İyi de ne diyebilirdim ki? Anne mi? Ah hayır. Onca senenin üzerine tanımadığım bir kadına anne diyemezdim. Öz annem bile olsa.

"Ne diyeceğimi bilmiyorum. Üzgünüm size kötü hissettirmek istememiştim."

Gözleri ışıldar bir şekilde gülümseyip, "önce şu sizi bizi kaldıralım zamanla anneye de alışırız." Dediğinde kafamı hafifçe eğerek onay verdim.

"Nasıl istersen."

"Eray?" Dedi ayaklanarak. "Helen'e odasına yerleşmesi için yardım et." Diyip bana sarılarak uzaklaştığında kafamı Eray'a çevirip derin bir nefes aldım. Beni sevdiğini görebilsem de sanki biraz mesafeliydi. Hah! Zaten ne bekliyordum ki? Seneler geçmiş, sen ona annen gibi davranamazken o sana nasıl kızı gibi davransın? Tanımıyor bile.

"Rahatla. Annemin genel tavrıdır bu. Zamanla o mesafeli hallerinin altındaki şevkati farkedersin."

"Gerçek hikayeyi öğrenmem gerekiyor." Dedim ayaklanırken. "Ya asıl beni istemeyen annense?"

"Eğer öyle olsaydı bilirdim." Dedi Eray'da beni omuzlarımdan itekleyip odaya doğru ilerletirken. Bir kaç günlüğüne burada kalıp gerçek annem ile birbirimizi tanıyacaktık ve gerçek birer anne kız olacaktık.

"Sen nereden bileceksin?" Dedim kafamı arkaya doğru çevirip. "Daha kız kardeşin olduğunu bile bilmiyordun."

Pembe ve mor renkleriyle donanmış odaya girdiğimizde gözlerimi hayretle açtım. Pembe ve mor aşığı kızlardan olduğumu sanmıyordur umarım!

Kapının hemen karşısında çift kişilik bir yatak. İki tarafında küçük komidinler. Yatağın arkası boydan boya cam iken sol tarafında iki kapı ve giriş kapısının yanında da hoş bir çalışma masası vardı.

Ben odayı öylece izlerken Eray bavullarımı yere koyup tekrar konuştu.

"Kız kardeşim olduğunu biliyordum. Sadece onun sen olduğunu bilmiyordum."

"Nereden?" Diye sorup çalışma masamda elimi gezdirdim. Tertemizdi. Her yer.

"Yağmur ölmeden öncesini hatırlıyorum. Annem sürekli küçük bir kız çocuğunun fotoğrafına bakıp ağlardı. Kim olduğunu sorduğumuzda bize kardeşimiz olduğunu söylemişti. Sana ne olduğunu defalarca kez sorsak da sadece tehlikede olduğunu bu yüzden seni gönderdiğini söyleyip durdu."

İncelediğim bibloyu yerine koyup tekrar Eray'a döndüm ve "Gerçek hikayeyi öğrenmem gerekiyor Eray. Fakat bunu annene nasıl soracağımı bilmiyorum. Ya kötü bir hikayeyse? Ya yaralarını deşersem?"

"Annem güçlü bir kadındır Helen." Dedi yanıma gelip elimi tutarken. "Bu huyunu ondan almışsın." Dediğinde küçük bir kıkırtı koparıp, "Güçlü olduğumu mu düşünüyorsun?" Dedim hayretle. "Oysa ki duyduğum ilk yalanda kaçıp giden bendim."

"Şuan buradasın ama?" Dedi beni yatağa oturturken. "İnsanları affetmiş ve affetmeye hazır bir şekilde. Ben olsaydım benden böyle bir yalanı sakladıkları için kimseye güvenmez ve çeker giderdim. Fakat sen hala bizlere güveniyorsun."

Omzumu silkip, "Size karşı olan sevgimden." Dedim gülümseyerek. "Sevmesem gelmezdim."

Kafasıyla onay verip, "Evet." Diyerek alnıma küçük bir öpücük bırakmış ve "Yemeğe kadar dinlen. Seni çağırırım." Demişti.

Sen Kal Bu GeceWhere stories live. Discover now