Gülüşe saklı güneşler

8.3K 602 239
                                    


HAYIRLI AKŞAMLAR YENİ BÖLÜMÜZ HAZIR AMA SİZ OKUMAYA BAŞLAMADAN TEŞEKKÜR ETMEM GEREKEN BİR KAÇ KİŞİ VAR. ÖNCELİKLE KAPAĞIMIZ DEĞİŞTİ VE BANA BU KONUDA YARDIMCI OLUP ZAMAN AYIRDIĞI İÇİN Pinktasticc ARKADAŞIMA VE BU KONUDA BANA DESTEK OLAN Dileken033 ARKADAŞIMA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM BAYA EMEK HARCADILAR SAĞ OLSUNLAR. KENDİLERİNE TEKRAR ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.. HEPİNİZE İYİ OKUMALAR.. YORUM VE BEĞENİLERİNİZ BEKLİYORUM..

Herkesten sakladığımız

Korkularımız vardır hayatta başkalarından sakladığımız, kaybetmekten korktuklarımız vardır. Paramız gibi malımız gibi yada çok sevdiğimiz birini kaybetmek gibi. Ama biz bu sokaklarda en çok samimiyetimizi kaybetmekten ,insanlığımızı kaybetmekten korktuk. Etrafımıza örülen duvarlara rağmen hep aynı yerden bakmaya tercih ettik hayata. Çünkü eğer olurda gözümüz yanlışa kayarda gönlümüz kararır gözümüz kararır diye korktuk. Birinin sevgisini kaybetmekten, saygılarımızı eksiltmekten , samimiyetimizi yitirip sahte gülüşlerin arkasına sığınmaktan korktuk.

İnsanın gülüşü güneş gibidir derdi rahmetli babam ne kadar içten gelirse o kadar ısıtır karşısındakinin yüreğini. Eğer sıcaklığını saklarsa ısınır mıydı dünya ısınmazdı tabi. İnsanda böyleydi karşındakine gerçekten sadece iyilik için yanaştığını hiçbir çıkarın olmadan, karşılıksız , sadece bir gülüş sadece dudaktan dökülecek Allah rızası kelamı için yanaştığını belli etmezsen yüreğin ısınmaz derdi. Bende hep öyle yapmıştım. Elime geçen mi tüm güneşin sıcaklığından daha büyük sıcaklıklar olmuştu karşılığında aldığım yüze yayılan tebessümler , gülen yüzler.

Rıza amcanın bakkala gidemediği zamanlarda onun yerine bakkala gidip bir somun ekmeğini almak, pazardan aldıklarını taşımaya dermanı kalmamış hafize teyzenin aldıklarını sırtlamak, yetim torunun diğerlerinden eksikliğini hissedip sessizce gözyaşı döken Rüstem amcanın gözünün yaşını dindirmek hiç bir şey kaybettirmemiş aksine kazandırmıştı bu hayatta bana. Beni mahallelinin gözünde Mihrali kurtuluş olmaktan çıkarıp bizim Mihrali yapmıştı. İşte bu bana dünyada verilebilecek tüm makamlara mevkilere değerdi be...

Kardeşliğin sadece kandan olmadığını sırtını güvenerek yasladığın adamların sana kardeşten öte olduğunu öğreneli çok olmuştu. Ahmet ve İbrahim Bu iki adam bu hayatta benim sahip olabileceğim tüm kardeşlere değerlerdi. Arkamı döndüğümde ardımı kollayan , yaram olduğunda yaralarımı saran bir damla gözyaşımda kendileri ummanda kalmışcasına dertlenen bu iki adam benim kalbimin ta kendisiydi. Biz beraber büyümüştük acılarla ,heveslerle,hayata dair umutlarla sarıp sarmalanıp beraber büyümüştük. Bundan sonrada büyümeye devam edecektik bu hayatın tüm acılarına rağmen çocuk kalan ruhumuzla... Hep o yokuştan aşağıya son hız koşan 10 yaşındaki Mihrali ,Ahmet ve İbrahim olarak...

Neva adı gibi tüm seslerime ses olan Neva. İlk çarpıntım ilk yürek yangınım Neva, hem zehirim hem panzehirim Neva, hem derdim hem dermanım Neva. Adı dilime yerleştiği günden beri susuz kalmış yüreğimdeki tohumları bir bir açtıran ama aynı hızla o tohumları soldurup kalbimi eski çorak haline bırakan Neva...

Annemle konuştuğumuz günden beri hep bir mesafe koydum arama. Bundan sora olur olmaz bakmak konuşmak yoktu. Zaten gözlerinin derininden kaçarken şimdi o dipsiz kuyuya kendi kendimi atmıştım. Bundan sonra adı ,sesi, bakışı ,bakışım bile haramdı. O başka gönüllere misafir olmayı seçtiğinde benim gönlümdeki hanedanlığı son bulmuştu. Kalbimden atmamıştım sadece bir köşeye saklamıştım kimse görmesin bilmesin diye artık. İbrahim ve Ahmet i de bu konuda sıkıca tembihlemiştim. Bu konuyla ilgili artık konuşmayacaklardı. Olur da birinin kulağına gider adına zeval gelir diye bütün dilleri lal etmiştim. Yüreğimin dilide dahildi buna..

YÜREĞİNE SOR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin