9. BÖLÜM

13.9K 775 182
                                    


Hayatımın bambaşka bir dönemine girmiştim. Evlenince herşeyin daha iyi olacağını en azından mutlu olacağımı düşünürdüm. Yıllardır hasret kaldığım aile saadetini belki evlenince bulurum sanıyordum. Ama tamamen yanıldığımı görmüştüm. Umut'a başta alışamamıştım evet ama, sonradan yaptığı bazı güzel hareketler fikrimi değiştirmiş beni kendisine bağlamıştı. Sanırım aşk denen bahçeye bende düşmüştüm. Çünkü düğün günü söyledikleri bu denli canımı acıtmazdı. Bu kadar üzülüp kafama takmazdım. İçimden üzülüyordum ama dışardan bakıldığında en az Umut kadar acımasızdım. Tam ona güvenmişken güvenimi yerle bir etmesi, beni insanlardan bir kez daha geriye çekmişti.

Aradan üç hafta geçmişti. Mart ayı gelmiş, yavaş yavaş soğuk hava yerini bahara bırakıyordu. Yeni evimde ve yeni ailemle mutlu olmaya çalışıyordum. Evdekiler aramızda tatsız hadise olduğunu anlıyor ama birşey diyemiyorlardı. Umut bazen beni görmemezlikten geliyor bazen de gerçek bir eş gibi davranıyordu. Gece olup herkes odasına çekildiğinde Umut o sert ifadesine bürünüyordu. Ben yatakta o koltukta uyuyarak birbirimize eş vazifemizi yerine getiriyorduk. Tenlerimizi bırak bakışlarımız bile birbirine değmiyordu. Umut bazı geceler eve gelmiyor sette sabahlıyordu. Başta umursamasam da, bu durum artık canımı acıtmaya başlamıştı. Sanırım onun odadaki varlığına alışmıştım. Her gece yatarak yattığı koltuğa bakmamın başka bir cevabı olamazdı.

Çalan saatin sesi ile derin uykumdan uyandım. Yatakta doğrulup boş odaya göz gezdirdim. Umut'un yattığı koltuğa baktım gece yine gelmemişti anlaşılan. Usançla yataktan kalkıp başımdaki yemeniyi çıkardım. Umut yüzünden yatarken bile yemeni takıyordum. Banyoya girip ılık suda duş aldım. Bornozu üzerime takıp saçlarımı havlu ile kurulamaya başladım. Banyonun kapısını açtığımda kızgın ve sinirli Umut ile burun buruna geldim. O kadar kızgındı ki üzerimdeki bornuzu bile unutmuştum. Elimde saçlarımı kuruladığım havlu yere düşmüş şaşkınlıktan yere eğilip alamıyorum. Umut'un gözleri gözlerime, oradan saçlarıma kaydı. Zoraki yutkunup gözlerini tekrar gözlerime sabitledi. Buğulu gözlerle bakmaya devam etti. 'Ne ara geldi,odada yoktu' diye içimden geçirdim.

"Bakma bana öyle yeni geldim." diyerek sanki iç sesimi duymuş ta ona cevap vermişti. Sonra birden arkasına dönerek konuşmaya başladı. "Sana seslendim neden cevap vermedin." dedi ve sustu.

Tam cevap verecekken lafı ağzıma tıkayıp geri konuşmaya başladı."Neyse bu akşam Emrah ve Duru'nun nişanı var biliyorsun. Emrahın babası olmadığı için ikimizle beraber Dedelerimizi çağırdı. Akşam hazır ol yedi gibi almaya gelirim." diyerek odadan çıktı.

Arkasına dönerek konuşması beni şaşırtmıştı. Üstümdeki bornoz dan dolayı öyle davrandı desem bu Umut'a has hareketler değildi. Boşvererek giysi dolabına yöneldim. Giyeceklerimi alıp banyoya girip hazırlandım.

Aşağıya indiğimde herkes kahvaltı masasına oturmuş konuşuyorlardı. Herkese hayırlı sabahlar diyerek her zamanki yerime, Umut'un karşısına geçip oturdum. Umut yavaşca başını kaldırıp bana baktı. Biraz baktıktan sonra hızlıca bakışlarını indirdi. Sinirli sinirli elindeki çatalla tabağındaki zeytini almaya çalışıyordu. Gözlerimi devirip önüme döndüm.

"Oğlum hayırdır, sabah sabah bu ne sinir, ne yaptı nimet sana." diyen babaanneye gülmemi bastırarak baktım. Umut sinirle başını kaldırıp babaanneye baktı. "Nimette kim babaanne tanımıyorum." dedi. Bu sefer gülmemi elimle ağzıma bastırarak önlemeye çalıştım.

"Bizim komşu kızı Nimetten bahsediyoruz oğlum." dedi büyükbaba. Büyükten küçüğe herkes komediydi. Her ne kadar kahkaha atamasamda tebessüm ettim. Yoksa kendimi sıkmaktan yüz felci geçirecektim.

Umut dedesinin lafına oralı bile olmayıp hırsla önündekileri bitirmeye başladı. "Oğlum önündeki yiyecekleri diyoruz. Sanki üçüncü dünya harbine girmiş gibi halin var." dedi büyükbaba.

SANATÇI-(Hayat Serisi-1)(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin