39 - "Çöl"

2.9K 243 56
                                    

"Karanlığa karışmak için koştum."

Beklentilere giren insanlara her zaman kahrolurum. Beklentiler, yorar ve umutsuzca sizi bir uçurumun kenarına sürükler. Bu yüzden kendi hayatımı etkileyecek hiç bir beklentinin beni bir uçuruma sürüklemesine izin vermedim. İmzayı atarken de bir beklentiye girmemiştim. Beklediğim sonunda haricindeki her şey bana sürpriz olacaktı ya da beklediklerim bizi bulacaktı.

İki gündür Asel Bozok olmanın farkını bulmaya çalışıyordum. Farkını bulmak isterken de kendimi garip bir girdabın ortasında buluyordum. Dikkat çekmemek için Ali dışında kimse uğramıyordu. Neyin peşinde olduğunu bilmediğim Ali ise eve geç gelip sabahları erkenden çıkarak beni yalnız bırakıyordu. Evlilik zannettiğim kadar ürkütücü olmanın aksine fazlasıyla özgürlüğü bana sunmuş gibi duruyordu. Yine de Ali'nin bu uzak tavırları biraz kırgınlık yaratıyordu. Her ne kadar benim için uğraştığını bilsem de bunu engelleyemiyordum.

Cam kenarındaki koltuğa uzanmış bir halde perdeye bakmak yeni hobim olmuştu. Krem rengi kalın perdenin hafif aralığından salona süzülen güneş içimi ısıtmıyordu. Perdeyi açıp özgürlüğümü geri almak istiyordum. Kaçış uzadıkça ruhum adım adım karanlığa hapsoluyordu.

Bir hücreye tıkılmamak için çırpınan bedenim şimdi bir evin içine tutsak edilmişti. Durumun saçmalığı dudaklarımda bir tebessüme sebep oldu. Başımı yastığa bıraktığımda "Asel," sesiyle gözlerimi hafifçe araladım.

Başımı hafifçe kaldırıp kapının girişinde durmuş, kabanını çıkaran Ali'ye baktım. İki gündür ilk defa erken gelmesi beni şaşırtsa da tepkisiz bir şekilde ona bakmayı sürdürdüm. Sanki birkaç gün içinde yaşlanmış gibi duruyordu. Gözlerinin altında uykusuzluktan oluşan torbaları öpmek istedim.

Uykulu bir sesle "Hoş geldin," dedim. Yanıma gelip başımı hafifçe kaldırdı. Koltuğa oturduktan sonra başımı da dizlerinin üzerine bıraktı. Uyku ağır bastırırken dudakları alnıma dokundu. "Nasıldı günün?" diye sordu.

Histerik bir gülme sinirini yutkunarak bastırdıktan sonra "İyi, senin nasıldı? " diye sordum. Kendi sesime bile tahammülüm azalmış gibi kısaca kestirip atmak istiyordum.

Gözlerimi rahat bırakıp kapanmalarına izin veriyorum. "İyi," diyor oysa sesindeki bıkkınlığı hissedebiliyordum. Onu iyi etmek için elimden gelen hiçbir şey yok ve bu beni daha da bunaltıyordu. Kendimle beraber onu da yok oluşa götürüyordum.

Geleceğim onunla beraber bulanık bir suya dönüşürken bana sadece susmak kalıyordu. Aslında en büyük sıkıntı da buydu. Önceden adım atacağım zaman ailemi düşünürdüm ama onların olaylara karışmayacağını bildiğimden içim hep rahat olurdu. Artık Ali'yi de aileme ekliyordum ama onun farkı beni kapattıklarında durmayacağıydı. Ben ölmeye hazırsam o da benim gibi ölmeye hazır olacaktı.

"Düşünme," dedi düşüncelerimi okumuş gibi. Kollarımı bacaklarına sararken ağzım esnemekten yırtılacakmış gibi gerildi. Güneşin sokakları bağrına bastığı bu saatlerde huzursuzluğum bana uyku olarak geri dönüyordu. Evlendiğimiz geceden beri uyuduğum huzursuz uykuların acısı çıkıyordu. Ona cevap vermeme bile engel bir ağırlık üzerimde geziniyordu. Uyumak ve bir daha uyanmamak istiyordum. Kurtuluşum burada Ali'nin dizlerinde yatarken, onun kokusuyla derin bir uykuya dalmakta gibi hissediyordum. Bencillik dört bir yanımı kavuruyordu. Geride bıraktıklarımı veya bırakacaklarımı ilk defa düşünmek bana zor geliyordu. Ali'nin elleri saçlarımda ağır ağır dolaşırken kendimi biraz olsun huzurun ellerine bırakmak istiyordum.

...

"Asel." Ali'nin telaşlı sesi gözlerimin ağırlığını hafifletemedi. Açmak istedim gözlerimi ve ona 'Her ne olduysa boş ver' demeyi istedim. Uykunun tatlı rehavetiyle Ali'nin elimi tutan elini sıktım. Tekrar "Kalkman gerekiyor,' dediğinde hafifçe gözlerimi araladım. Üzerime bir battaniye örtmüştü ve başımın altında bir yastık vardı. Günler sonra gelen bu derin uykudan ansızın ayrılmaya niyetim yoktu. Yine de Ali'nin sesiyle kalbime yerleşen huzursuzluğa çok kırıldım. Bir an bile beni yalnız bırakmayacak mıydı? Ömrümün geriye kalanını bu şekilde kaçarak mı yaşayacaktım? Doğa, vahayı da kendi tutsaklığına çekerse, ne farkı kalırdı onunda çölden...

Solumdaki Devrim [Tamamlandı]Where stories live. Discover now