Düzenlendi: 07/07/2017
Merhaba, Bu bölüm Mustafa ve Leyla çiftine ait uzun bir bölüm oldu.
Küçük bir açıklamam olacak; Benim hikayem sadece tek bir çift, tek bir aşk olayı üzerine kurgulu değil, bu hikaye farklı karakterlerdeki çiftlerin aşklarını, hayatlarını anlatıyor.
Bir de ana karakterimiz olan Azat'ın isminden dolayı hikayemin konusunu farklı algılatıyor olabilir. Bir okuyucu bunu belirtti. O yüzden de bu açıklamayı yapma gereği duydum.
Azat isminin neden karakterime verildiğinin bir hikayesi var. Hikayem töre, ağa vs. gibi bir hikaye değil. Sonraki bölümlerin birinde buna açıklık getirip son sürat Begüm ve Azat'ı tekrar okuyacağız:)
Keyifli okumalar dilerim...
ALTI SENE ÖNCE
"Mustafa çok heyecanlıyım."
"Bende güzel gözlüm, bende çok heyecanlıyım. Bugün hayatımın en mutlu günü."
Leyla, yüzünü avuçlarının arasına almış damatlığı içerisinde olağanca yakışıklılığı ve aşk dolu bakışlarıyla kendisine bakan Mustafa'ya sıcacık gülümsedi.
Evleniyorlardı... Mustafa'nın yoğun ısrarları sonucu Leyla da istediğinden birlikte karar almışlardı ve kısa zamanda önce yüzükleri takılmış sonrada arayı açmadan düğünü öne almışlardı.
"Nikah memuru gelmiş mi?"
"Gelmiş bir tanem, birazdan sonsuza kadar benim gelinim olacaksın."
Dudaklarını Leyla'nın alnına bastırırken kalbinin titrediğini hissetti. Gözlerini kapatıp kokusunu içine çekerek öptüğü tek kadındı Leyla.
Bekir Karaaslan'ın ilk oğluydu Mustafa. Soylarına yakışır bir düğün yapılıyordu. Davullar, zurnalar düğün alanı mahşer yeri gibi kalabalıktı. Çekilen halayların yanı sıra modern ve gelenekselin iç içe olduğu dillere destan bir eğlence yapılıyordu.
***
Yorucu ve bir o kadar da şahane geçen düğün sonrası konuklar dağılırken Karaaslan ailesi yeni evli çiftin rahat etmesi için bağ evine gideceklerdi evi Mustafa ile Leyla'ya bırakacaklardı.
Leyla bundan sonra Mustafa ile yaşayacakları odadan içeri gelinliğinin eteğini tutarak girdiğinde heyecandan kalbi gümbür gümbür atıyor bedeni titriyordu. Çok masum ve tecrübessizsdi. Her ne kadar oda tamamen Mustafa'sına ait olmak istese de korkmadan edemiyordu.
Mustafa, odaya girdiğinde yüzünde kocaman bir gülümsemeyle yatağın üzerinde gelinlikle oturan güzel gözlüsüne bakıp başını iki yana sallayarak gülümsedi. Dudağının kenarını ısırıp bırakırken heyecanlandığını hissetti. Onundu bu güzeler güzeli gelin. Kalbini titreten, ilk görüşte aşık olduğu kadınıydı. Bir ara onu kendisinden ayırıp ailesi başkasına verecek diye çok korkmuştu. Leyla'yı evlendirmek istedikleri o akrabasından nefret ediyordu. Nişanlanmadan önce ikisine dair dedikodular kulağına gelmişti ama ihtimal vermemişti. Leyla'sının sadece kendisine ait olduğunu biliyordu. Onun ne kadar masum olduğunu ilk kez bu gece kendisine ait olacağını biliyordu. Bu işi bozmak isteyenlerin iğrenç oyunlarıydı ve kulağına gelen üstü kapalı imaları Leyla'ya sormamıştı bile. Emindi güzel gözlüsünden öyle bir şey olsaydı söylerdi saklamazdı. Yalana tahammülü olmadığını bilirken Leyla ondan böylesine önemli bir olayı saklamazdı.
"Leylam..."
Aşk kokan sesi titriyordu. Adını telaffuz etmek bile heyecanlandırıyordu kocaman adamı. Bu aşk Mustafa'yı diz çöktürmüştü ötesi yoktu.
