Bıkkınlıkla montunu üstüne geçirip çantanı sırtlıyorsun ve okuldan ayrılmak için arkadaşının da hazırlanmasını bekliyorsun. Tam kapıdan çıkacakken Sehun'u görüyorsun fakat anında gözlerini kaçırıp onu yok sayıyorsun.
Ayrılmanızın üzerinden iki hafta geçmiş fakat senden hala özür dilememiş olan Oh Sehun'u ne zaman görsen ilk önce umutlanıyor fakat hemen ardından hayal kırıklığı ve sinirle önüne dönüyorsun çünkü seni yapmadığın bir şeyle ilgili yargıladığı aklına geliyor.
Bir günü daha üstündeki mutsuzlukla geçirdikten sonra yine okula gidiyorsun. Fakat bugün onu etrafta göremiyorsun ve içten içe onu merak etmeye başlıyorsun. "Hastalandı mı acaba?"
Umursamıyormuş gibi bir havaya bürünsen de kendini onun nerede olduğunu arkadaşlarına sormaktan alı koyamıyorsun. Fakat onlar da bilmediklerini söylüyorlar.
Gün bitip eşyalarını toplarken bir yandan da ne yapman gerektiğini düşünüyorsun. Ayrıldıktan sonra ilk mesajı sen atamazdın bu kesinlikle olmazdı çünkü özür dilenmesi gereken kişi sendin fakat bir yandan ya hastaysa diye düşünüyordun.
Bu düşüncelerinin arasında o kadar yavaş toplanmıştın ki kapının önünde seni bekleyen arkadaşından başka birisi kalmamıştı sınıfta.
O anda Sehun elinde kocaman iki paketle içeri girmiş sana doğru geliyordu. Ondan uzaklaşmak için bir kaç adım attığında elini sana doğru uzattı.
"____, lütfen dinle."
Ayakların senden bağımsız dururken umutla gözlerinin içine bakmaya başlıyorsun.
"Özür dilerim. Gerçekten çok özür dilerim. Ben sana haksızlık yaptığımı fark ettim ama çok geçti ve senden nasıl af dilemem gerektiğini bilemedim."
Ve o büyük kutulardan birini sana veriyor. Kutuyu açtığında kahkaha atmayı engelleyemiyorsun çünkü içinde doluca bubble tea var.
"Ben ilk kez senden özür dilemek zorunda kalıyorum ve bunun bile bize özel olmasını istedim, çiçekler ve çikolatalar bize klişe kalıyordu."
Kalbinin ısındığını hissediyorsun çünkü böyle düşünmesi seni çok mutlu ediyor. Özür dilemenin bile size özgü olmasını isteyen bir sevgilin vardı.
Ona bakıp gülümsediğinde hızla yanına geliyor ve kutuyu bir kenara koyup sana sıkıca sarılıyor. Bir kaç saniye öyle durduktan sonra geri çekiliyor ve yüzüne yaklaşıp belli bir mesafede duruyor. "Özür dilerim," diye fısıldadıktan sonra kalan mesafeyi kapatıyor ve dudaklarına kısa bir öpücük konduruyor. Geri çekiliyor ve ardından tekrar özür dileyerek tekrar öpüyor ve tekrar geri çekiliyor.
"Affediyor musun?"
Başını onaylar biçimde salladığında seni tekrar öpüyor ve arkadaşın gelip sizi uyarana kadar öpüşmeye devam ediyorsunuz.
