•Suho ile Hayal Et• •Çete Üyesi•

2.4K 88 15
                                    

        Beyaz, ilk üç düğmesi açık gömleği, siyah, kumaş pantolonu ve ciddi ifadesiyle oturmuş abin ve Chanyeol ile gelecek hafta yapacakları alışveriş hakkında konuşuyorlar.

       Kris, seni tek başına bırakmaya güvenemediği zamanlarda veya evde yalnız kalman gerektiği zaman seni alıp buraya getiriyor. Her ne kadar burada seninle çok fazla ilgilenemese de bir şekilde sana göz kulak olmaya çalışan bir abi, Kris.

       Sen ise geldiğin zamanlarda genellikle ortamı neşelendiriyor, bu hayata dair umutları zifte bulanmış insanları bir şekilde eğlendiriyorsun. Özellike Chanyeol, Baekhyun ve Chen ile bir araya geldiğinizde o kadar çok eğleniyorsunuz ve gürültü çıkartıyorsunuz ki bazen Kris gelip sizi uyarmak zorunda kalıyor. Yine de onlarla geçirdiğin vakitlerde mutlu oluyorsun çünkü beraberken yerin altında yaşadığınızı bir miktar da olsa unutabiliyorsunuz.

Onun ciddi yüzünü izlerken ne kadar süredir ona böyle baktığını düşünüyorsun. 1 yıl? Belki de biraz daha fazla? Bir türlü sana dönmeyen o gözleri izleyeli gerçekten bir yıldan fazla mı olmuştu?

Belki de en çok bu yönünden nefret ediyorsun, kendine asla özel bir hayat kurmaya izin vermeyişinden, her şeyini buradaki çocuklarına adamasından...

Artık onu böyle uzaktan izlemek istemiyorsun.

Fark etmeden gözünden bir yaş düşüyor ve kimse görmeden aceleyle silmeye çalışıyorsun. Fakat o anda gözlerini sana çeviriyor ve sen donup kalırken bir süre sana bakıyor. Ardından tüm ifadesizliğiyle işine geri dönüyor.

Kalbin, artık sana bakmamasına rağmen, hala küt küt atarken daha çok ağlıyorsun. En azından gülümseyebilirdi.

Sakince oturduğun masadan kalkıp kendi odana gidiyorsun ve derin bir nefes alıp en son yarım bıraktığın kitabı komodinin üstüden alıp koltuğa yayılıyorsun. En azından birileri, bir yerlerde aşklarını yaşayabiliyorlar.

Yaklaşık yarım saat sonra, kitabını okumaya devam ederken, kapı tıktıklanıyor ve cevap beklemeden açılıyor.

Abini görmeyi bekleyerek kafanı kapıya çevirdiğinde kalbin sıkışıyor. Beklediğin kişi kesinlikle Junmyon değil çünkü.

"İyi misin?"

Tedirgin hareketlerle kitabı bir kenara bırakıp hafifçe doğruluyorsun oturduğun yerde. Ve yavaşça başını sallıyorsun iyi olduğunu belirtmek için.

"Ağladığını gördüm, ben salak bir insan değilim."

"Gayette öylesin," fısıldadığında tek kaşını kaldırıyor. Duyduğunu anladığında daha çok telaşlanıyorsun.

"Telaşlanmadan önce söylediğin şeylere dikkat etmelisin. Şimdi, anlat, neden bana bakarak ağlıyordun?"

Siktir.

"Eee... Şey.. Abimi bekliyordum ve oturduğum yönde karşımda siz vardınız. Üstelik burada tanıdığım tüm insanların da işi vardı ve ben de öylece oturuyordum."

"İyi yalancı sayılırsın. Tabii başlarda duraksamanı ve yüz ifadenin kaskatı olmasını bir kenara bırakırsak."

"Sana bir şey kanıtlamak zorunda değilim."

"Sana inanmamamı istediğinden emin misin? Beni izleyerek ağlamanı yorumlayabileceğim birçok yer var."

"Canın ne istiyorsa."

"Pekala. Kendi bildiğimi okuyacağım o zaman."

Bir kaç adımda yanına geliyor ve yavaşça üzerine eğilip kolunu, koltuğun sırtına dayıyor. Aranızdaki mesafe nefesini hissedebileceğin kadar kısalınca fark etmeden nefesini tutuyorsun.

"Benim için ağlıyordun, değin mi? Her fırsatta beni izliyor ama hiçbir seferinde benimle konuşamıyordun. Söylesene, haklıyım değil mi?"

"Sana hi-iç bir şey kanıtlamak zorunda değilim."

"Hayır, zorundasın. Eğer beni ilk söylediğin şeyin doğru olduğuna inandıramazsan, beni sevmediğin halde, seni öpeceğim."

Seni öpeceğim.

Tuttuğun nefesin depar atan kalbin yüzünden kesik kesik nefeslere dönüşürken bir süredir izlediğin gömleğin yakalarını bırakıp gözlerine dönüyorsun.

Bir şeyler demek için ağzını araladığın anda dudaklarını seninkilerle buluşturuyor.

Bir yandan kelebekler tüm vücudunu sarmışken bir yandan bunlara anlam veremiyorsun. Neden bir buçuk yıl sonra? Aniden? Niçin? Birdenbire ne değişti?

Dudaklarınıza temas eden tuzlu tat ağladığını fark etmene neden oluyor. Bir kaç saniye sonra dudaklarını senden ayırıp başını kendi göğsüne yaslıyor.

"Özür dilerim. Gerçekten. Geçen tüm zaman için, beni uzaktan izlediğin her an için, özür dilerim. Fakat yapamadım, burada büyütmem gereken o kadar çok çocuk var ki, o kadar çok şeyle baş etmek zorundayım ki, seni görmezden gelmek zorundaydım. Hiçbir zaman benim karşımda ağlamamıştın ve benim için bu bardağı taşıran son damlaydı. Çünkü ben de artık bununla baş edebilecek gücü bulamıyorum. Ama çok üzgünüm. Yemin ederim, asla seni görmezden gelmek istemedim ama her şeyi bir arada yürütebileceğime inanmıyordum."

Sustuğunda ortamdaki tek ses senin hıçkırıklarından ibaret ama senin zihninde inanılmaz bir gürültü var. Geçen zamanla, şuan ki sözler birbirleriyle savaşıyor ve kulakları sağır edecek türden gürültü oluşturuyor.

Bir yandan kalbin acıyordu çünkü, o da senin gibiydi, uzaktan sevmek zorunda kalmıştı.

Ama bir yandan, bir yandan vücuduna dağılan rengarenk kelebekler var ve o saçını her okşadığında daha çok kanat çırpıyor, etrafa daha çok mutluluk hormonu salgılıyorlar.

-----------
Biraz dram ve ucu açık bir son... Bu sıralar kafam sadece dramatik düşüncelerle dolu ve sanırım yazabileceğimin en iyisi bu.

Bence yetersiz bir bölüm fakat dediğim gibi, bu kafayla yazabileceğimin en iyisi. Çünkü mutlu bir sonla bitirmeme rağmen aşk böcüğü sahneleri yazacak kabiliyetim şuan yok.

Ve biliyorum ki uzun zaman oldu fakat bu kesinlikle keyfimden veya planlarımdan dolayı değildi. Sağlık sıkıntılarım tekrar baş gösterdi ve burada bölüm yazamadığım gibi tüm planlarım altüst oldu.

Kısacası sıfır artı sıfır; elde var sıfır.

Neyse dramatik olayları bir kenara bırakalım.

3,5 k olmuşuz *\(^o^)/* !!! Yeni bölüm yazmadığım bu dönemde bile okumaya devam ettiğinize inanamıyorum.

Ve ayrıca bunun yanında, buraya yeni bölüm yazamadığımda okumanız için, yeni bir hikaye yayınlayacağım yakın zamanda. o(^^)o
Bir Chanyeol fanfic olan hikayemiz, dobralıkta hiçbir sorun görmeyen, deli dolu bir kıza aşık olup,  en sonunda birbirleriyle çalışan şirketlerin borçlarını bahane edip onunla evlenen Chanyeol'ü konu alıyor.

Fakat hikaye dram değil. İlk defa mizah tarzında bir hikaye yazmaya çalıştım. Bakalım okuyunca siz neler düşüneceksiniz?

Şimdilik beklemede kalın ve kendinize iyi bakın!

Exo ile Hayal EtWhere stories live. Discover now