2

1.7K 161 183
                                    

Belki çok güzel diyebileceğim bir hayatım olmamıştı, insanlara hiç bir zaman hayatımın güzelliğinden bahsedememiştim ama mutluydum. İnsanların yerime geçmek istemesine neden olacak bir hayatım yoktu, beni kıskanmıyorlardı ama ben mutluydum. Sıradan ve sakin bir hayatım olduğu için gülümseyebiliyordum.  Şimdi düşünüyorum da ölmesem ne değişirdi? Hayatım mutlu biter miydi? Belki çok seveceğim bir sevgilim olurdu. J-Hope ve Vanessa  ile sonsuza kadar arkadaş kalırdım. 

Yoongi'ye gelirsek...Yoongi'nin sadece bir lise hevesi olduğunu düşünmeme rağmen onu görmediğim bir gün dahi özlüyordum. Öyle işte..

Ama her şeye ve herkese rağmen, içimde bir his vardı. Şimdi kendime itiraf etmekten korkmamam gerekiyordu ama neden bir şeyler beni tedirgin ediyordu? Bir şeyler yanlıştı. J-Hope'un hala ağlaması yanlıştı, Vanessa'nın insanları yanından kovması yanlıştı. Yoongi'nin etrafta ruh gibi dolaşması ve hatta Taehyung'un herkesten şüphe duymaya başlaması bile yanlıştı. Onlar ben hayattayken böyle şeyler yaşamazlardı ama ben ölünce her şey değişivermişti. Yoongi bile bana değer veriyormuş gibi davranıyordu. İnsanlara üzgün görünmeyi sorumluluk mu zannediyorlardı? Kendilerini suçlu mu hissediyorlardı yoksa?

Öleli 15 gün oldu. Polis pek bir şey bulamadı, zaten beni öldürenin o partiden biri olduğunu sanmıyordum. Kim benden intikam almak isterdi ki? Suçsuz olduğumu savunmuyordum kesinlikle ama bir insana ölümü hak edecek adar ne yapmış olabilirdim ki? Pek düşmanım yoktu. Her neyse, polislerin aldığı ifadelere dönersek ifadelerin birbirinden alakasız olduğunu söyleyebilirim. Hiç kimse birbiriyle konuşmaktan başka bir şey yapmamış, ki bu konuşmaların içeriği de okul ve spordan başka bir şey olmamıştı. Müzik bangır bangır çalarken herkes ile iletişim kuran tek kişi Teehyung olmuştu. Bu da ev sahibi olduğu için bir nevi göreviydi. Bunda da bir tuhaflık yoktu. Polisler şüphelendikleri kişileri tekrar çağırmışlardı bugün. Nam Joon'u görüyordum şuan. Bıkkın bir ifadeyle karakoldan içeriye giriyordu. Polisler her hareketini göremezlerdi belki ama ben görüyordum. Ve açıkçası onun yaptığına hiç mi hiç inanmıyordum. Tamam, öyle gibi görünebilirdi ama her şeyi polise anlatmıştı zaten. Ben balkona çıkmadan önce benimle konuştuğunu söylemişti. Nedenini de söylemişti, yanından geçiyorum diyeydi. Vanessa'ya aşıktı Nam Joon. Benimle o olmadan konuşmazdı normalde. O gün Vanessa'nın beni çağırdığını söylemişti. Balkona giden koridorda bir oda vardı, lavabo olduğunu söylemişti ayrıca. Sonra da yanımdan gitmişti. Bunun için suçlu konumuna düşmesi saçmaydı bence ama her şeyi ben bilemezdim. Yani..Şu ana kadar.

Nam Joon kendisine sorulan soruları hiç düşünmeden cevapladı. Her cevabı bir öncekilerle örtüşüyordu. Polis memurunun yüzünü sıvazlayarak ümitsizliğe düştüğünü gördüm. Adamın işi zordu tabii. Ölen sıradan ve düşmanı olmayan bir kız olunca işler daha da zorlaşıyor olmalıydı. Sorgulanacak kişilerle lise 4 öğrencisi olup ağızlarından tek bir kelime bile alamadıklarında da siniri bozulmuş olmalıydı. 

Gözlerimi oradan ayırdım. Artık ailemi merak ediyordum, sıkılmış polislerden ve kendini tekrar edip duran ifadelerden bıkmıştım. Annemi görebiliyordum, televizyonun karşısında ki koltukta başını babamın dizlerine yaslamış uzanıyordu. Babam elinde kumanda ile ifadesini hiç bozmadan televizyona bakıyordu. Ana haber kanalının müziğini ve spikerin sesini duyabiliyordum. 

"Geçtiğimiz günlerde bir kızın, bir partide acımasızca katledildiğini hepiniz biliyorsunuzdur. Kurban P. G. 'nin katiline dair sorgular hala devam ediyor. Polisler ve işin içine giren dedektifler şu ana kadar pek bir ipucu yakalayamadıklarını duyursalar da sorgular hala devam ediyor. Gelişmeleri aktaracağız. Şimdi başka bir haberimize geçelim-"

Devamına kulak kesilemedim. Nasıl da korkuyorlardı polisler hiç bir şey bulamadıklarını söylemekten...Sorgular devam etse de hiç bir şey bulamayacaklardı, bunu en iyi ben biliyordum ve bu haberler insanları umutlandırmak ve kandırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Ailemi göz yaşına boğmaya hiç kimsenin hakkı yoktu. Bazen insanlar ağlamayı kessin,benim için değmez diye bağırmak istiyordum. Ben bağırırdım ama kimse beni duymazdı. Ağlayamaya devam ederlerdi. Çaresiz kalan yine ben olurdum. 

 Ghost||BTS✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin