Ç.İ-51

2.8K 137 46
                                    

Bilgisayar gelir gelmez gördüğüm yerleri düzenleyip bir an önce okumanız için ekledim son okumayı yapmadım bile o yüzden hatam varsa affola diyorum :/ 

Bu arada Nermin (: Doğum gününmüş ama ben kaçırdım kutlayamadım da :/ 

o yüzden bölüm sana ithaf olsa olur mu? kutlama sayılır mı (:

Doğum günün kutlu olsun. Beğenirsin umarım (:

Keyifli okumalar (: 

"Yalnız kalmak istediğim için buraya geldim şebnem. Seninle konuşasım olsaydı evde kalırdım"

"iyi de ne yaptım ben"

"illa seninle mi ilgili olmalı her şey. Kendimle ilgili olamaz mı sorunum"

"Ama beni cezalandırıyorsun şuan" şebnem gittikçe alçalan sesi ile bütün gücünü tükettiğini belli etmişti etmesine ama karşısındaki adamın bu cümleyle bile yumuşamaya niyeti yoktu. Selim, şebnem gibi ayağa kalkarak telefonu pantolon cebine yerleştirmiş kararlı gözlerini karısının gözlerine dikerek inanmadığını belirten bir ifade ile gülümsemişti. Bu bile Şebnem'e ağır gelmişken üzerine duyduğu cümle şimdiye kadar Selim'e hissettirdiği şeyin özetiydi belki de...

"Benden kurtulmak istediğini sanıyordum. Ceza değil ödül olmalıydı bu senin için"

Şebnem duyduğu cümlenin şaşkınlığını yaşarken Selim başka bir şey söylemeden içeriye gitmişti. Şebnem yavaşça yerine oturmuş sonra ayağa kalkarak birkaç volta atmıştı sakinleşmek için ama etkili olamayınca hırsla yukarıya çıktığında Selim'i elinde telefonla otururken görmüştü.

"Şu rahatlığa bak ya adamdaki. O elindeki ile insanlar haberleşme ihtiyacını gideriyor. Bir karım var diyerek arayamadın ama değil mi?"

"Demek ki böyle bir ihtiyacım olmamış Şebnemciğim"

"Dimik ki biyli bi ihtiyicim ilmimiş şibnimciğim" şebnem elini beline koyarak kendisine karşı bu kadar sorumsuz davranana adamın tavırları karşısında yılmayacağını ortaya koymuştu kendince.

"senin gibi koskoca kadına yakıştı mı şimdi bu davranış şebnem"

"Tabi her şey sana yakışıyor değil mi?"

"Şebnem, sessizlik istiyorum anlatabildiğimi düşünmüştüm ama" Duyduğu cümle ile içindeki geveze şebnem daha fazla dayanamamıştı.

"Ya sen çekip gidiyorsun sanki özgür biriymiş gibi sonra da biraz sessizlik lütfen istersen ara da verelim hatta boşanalım özgürlük seviyemizi iyice Everest tepesine çıkaralım"

"Boşanalım?" oturduğu yerden yayılmış oturur halinde bir kaşını kaldırarak sorması bile şebnem'in pot kırdığını fark etmesine yetmişti. Bu kadar zamanda kocasıyla ilgili öğrnediği bilgilerden biri de buydu. İlla ki bağırması sinirlenmesi gerekmiyordu bir bakışı ile bir kelimesi ile anlatıyordu her şeyi.

"Lafın gelişi söyledim"

"O lafın gelişi söylediğin şeyi ciddiye alırsam ne olacak?"

"Aman sende işine geleni ciddiye al diğerlerini salla gitsin" ellerini bir saniye bile durmadan ellerini sallaması Sleim'e komik gelse de olanları kendine hatırlatarak ciddi ifadesini bozmamaya çalışıyordu. Ama karşısında dünyadan bir haber olanları öğrenmeye çalışan karısına karşı çok zor oluyordu bu. Elindeki telefonu yanına bırakarak öne eğildiğinde "Sen ne içtin de geldin benim yanıma ne bu dil pabuç kadar" diye sorarak merakını gidermek istemişti. Keza şuan konuşan kişi kesinlikle hafızası kayıp karısı değildi. Şebnem ise kendinden emin tavrıyla "Her zaman ki halim" diyince Selim kahkahasını tutamamıştı.

Çocuğum içinWhere stories live. Discover now