14. BÖLÜM

44.6K 3.3K 1K
                                    

iyi okumalar...


Multimedia; Raen

Raen gelecek diye yatakta beklerken uyuya kalmıştım. Uyandığımda vakit öğleni geçiyordu. Kendime söverek yataktan çıktım ve hızla hazırlanıp beyaz kumsala gittim. Gittiğimde Raen ortalıklarda görünmüyordu. Ya hiç gelmemişti ya da beklemekten sıkılmış olmalıydı. Üzgünce arkamı dönmek için hareket ettiğimde denizde bir şeyin kıpırdandığını gördüm. Bu Raen'di! Heyecanlı gülümsemem bütün suratıma yayılırken ona el salladım.

"Zaten geç kaldın, hala neyi bekliyorsun?" diye bana bağırır bağırmaz elbisemi çıkardım ve yanına gittim. Onun olduğu yer belime geliyordu.

"Özür dilerim. Uyuya kalmışım." Seni beklerken diye de eklemek istiyordum ama yavaş gitsem iyi olacaktı.

"Neyse. Ben de yeni gelmiştim zaten. Başlayalım hadi." Dediğinde kafamdan tutup bastırırken ayağıyla da bacaklarımı kaydırmış beni denize batırmıştı. Hemen doğrulup parmaklarımı ıslak saçlarımın arasından geçirdim. Kaşlarımı çatıp ona bakarken gülümsediğinde ben de gülümsedim. Lanet olsun, bu adam beni kontrol edebiliyordu!

Akşama kadar dalmayı da öğrenmiştim. Suyun hakimi olduğum için suya dair her şeyi çabuk öğreniyordum. Ama öğrenim sırasında Raen kahkahalarla gülüp duruyordu. Hem de neden? Daldığımda popom su yüzüne çıktığı için! Beni utandırarak gülmesi normalde sinirlerimi bozması gerekirken onun gülüşü beni uyuşturuyordu.

Nihayet güneş batarken doğru dürüst dalabilmiştim. Havayı içime derince çektiğimde suyun altında çok uzun zaman kalabiliyordum. Raen su gücümü geliştirdiğimde suyun altında da nefes alabileceğimi söylediğinde heyecanlanmıştım.

"Yarın yüksek bir yamaçtan atlayacağız tamam mı?"

"Ne?" diye ciyaklayınca Raen yüzünü buruşturdu.

"Bir yerlerden atlamak zorunda kalırsan bir gün atlayacaksın işte. Yüksekliğine aldırış etmeden." Dudaklarımı büzüp ona baktım. Haklıydı. Zaten yüzmeyi öğrenmiştim. Hem Raen'de yanımda olacaktı. Bu düşünceyle sevindim. Başımı sallayarak karşılık verdikten sonra beraber kumsala çıktık. Oturup kurumak için beklemeye başlayınca önümüze bir ateş yaktım. İkimizde ateşe bakarken konuşmuyorduk. Sessizlik uzadıkça uzamıştı ki Raen bu sessizliği bozdu.

"Segi'yle aranda ne var?" Bu soru beni heyecanlandırsada üzmüştü de.

"O benden hoşlanıyor."

"Peki sen?" Ona baktığımda ateşe bakıyordu. Başını çevirince göz göze geldik. Sonra bakışlarımı ateşe çevirdim.

"O benim sadece arkadaşım olabilir." Tekrar Raen'e bakınca çarpık bir gülüşle ateşe baktığını gördüm. Elleriyle arkasından destek alarak yaslandı. Tanrım, gözlerini kapayıp çenesini kaldırdığında o kadar yakışıklı görünüyordu ki hayranlıkla onu izlemekten kendimi alamıyordum.

"Neden sordun?"

"Madem hoşlanmıyorsun neden onunla öpüştün?" Soruma soruyla karşılık verirken şaşkınlıkla ona bakıyordum. Bakışlarını meydan okurcasına bana çevirdi.

"Ne? Biz öpüşmedik ki!"

"Geçen akşam sizi gördüm." Yakınlaştığımız geceden bahsediyor olmalıydı.

"O gece yakınlaştı ama ben geri çekilmiştim. Orayı görmedin herhalde."

"Ben ses yarattığım için olmasın o?" Şaşkınlığım ikiye katlanmıştı.

DRAMEN (Tamamlandı)Where stories live. Discover now