Karne günü

1.1K 47 19
                                    

Herkes bahçede toplanmıştı, büyük bir kalabalık vardı. Öğretmenler öğrencileri sıraya girmesi konusunda sürekli uyarılarda bulunuyorlardı. Herkes farklı birşey konuşuyor, her ağızdan farklı sesler çıkıyordu. Bundan dolayı uğultu, bağrışmalar katkat artıyordu. Sesler birbirlerini bastırmak için dahada yükseliyordu.
Hava fazlasıyla sıcaktı ve bu sıcakta bu gürültüde ayakta durup beklemek insanı boğuyordu. Bağırışmalar o kadar fazlaydı ki başım ağırmaya başlamıştı. Biran önce bu saçma şeyin bitmesini diledim. Sıkılmışça etrafıma bakınırken erkek arkadaşım aklıma geldi. Burda olacağını söylemişti. Gözlerim onu aramaya devam ediyordu, ama gelmemişti işte... Geç kalmışta olabilirdi. Yada düşündüğüm kadar beni önemsemiyordu bile. Bu düşüncelerle boğuşurken ani bir ses ile irkildim. Beklediğim ses duyulmustu. Müdürümüz mikrofon da ses denemesi yapıyordu. Sonunda konuşmaya başladı. Müdürün konuşması ile büyük olan uğultu yavaşça azalmaya başladı ve bir süre sonra müdürün kızması ile son buldu. Bu başımın ağrısının dinmesini sağlasada kulağımda büyük bir çınlamaya sebep oldu. Anlaşılan gereksiz ve uzun bir konuşma bizi bekliyordu. Karnelerimiz de hala verilmediğinden dolayı bu gereksiz konuşmayı dinlemek zorunda kalmıştık.

Müdürümüz konuşmaya devam ederken, ben ailemle birlikte geçireceğim tatilin hayalini kurmaya başladım. Bir süre sonra müdürümüzün "iyi tatiller" dediğini duydum. Bu beklenen cümleydi ve sonunda söylenmişti. Herkeste bir hareketlenme oldu, fısıldaşmalar arttı. Öğretmenimiz yanımıza gelip beklememiz gerektiğini söyleyip, isimlerimizi okumaya başladı. Karnesini alan herkesin yüzleri gülüyordu. Son sınıf olduğumuz için herkesin karnesi mükemmeldi. Bu ilkokulda da böyle olmuştu. Nedense son yılın son döneminde hocalarımızın, pardon öğretmenlerimizin bu iyiliğine anlam veremiyorum. Takdir belgeleri, Onur belgeleri havalarda uçuşuyordu. Tabi asıl önemli olan bu değildi, bu yıl biz lise son öğrencilerin hayatının sınavıydı, hatta dönüm noktasıydı diyebiliriz. Asıl başarımız takdirlerle, teşkkürlerle değil kazandığımız üniversite ile belli olacaktı. Bu heyecan verici olmakla birlikte insanın içini ürpertiyor, tedirgin ediyordu. Okul, ödev, sınav, dershane helede üstüne bir erkek arkadaş bu yılı benim için o kadar zor yapmıştı ki, yılın tüm yorgunluğu hala üzerimdeydi. Bu zorluğu atlattığıma göre artık hiçbir zorluk beni yenemez, pes ettiremezdi. Bu dönem beni zorladığı gibi aynı zamanda da özgüvenimin artmasını sağlamıştı. Yani bir nevi bu yılın zorluğu bana pozitif olarak geri dönmüştü diyebilirim.

Sonunda tüm karneler öğrencilere verilmişti. Karnesini alan öğrenciler, arkadaşlarıyla okuldan uzaklaşmaya başlamışlardı. Okulun bahçesindeki kalabalık zamanın ilerlemesiyle azalmaktaydı. Kalabalığın dağılışını izlemeye dalmışken arkadaşlarım çoktan plan yapmaya başlamış oradan oraya, buradan buraya gider eğleniriz diye aralarında tartışmaya girmişlerdi. Hava o kadar sıcak ve bunaltıcıydı ki, hiçbir şey eve gidip yumuşacık yatağıma uzanmaktan iyi gelemiyordu gözüme. Sıcaktan sersemlemiş, iyice uykum gelmeye başlamıştı. Tam söze girip arkadaşlarıma gelemeyeceğimi söyleyecekken, Gamze kolunu omzuma dolayıp eliyle ağzımı kapatarak konuşmaya başladı.

'' Tatlım kaçışın yok. Hiç suratını ekşitme, hasta numarası da yapma yemezler. Ayrıca tüm yaz bizden uzak kalacaksın zaten, bugünü çok güzel değerlendirmeliyiz. Hem Hakan'da gelecek, senin de geleceğini çoktan ona söyledim. Beni mahcup etme lütfeeen. ''

Suratımı iyice ekşittim, hiç havam da değildim ısrarlar daha çok canımı sıkıyordu iyice bunalıyordum. Ayrıca Hakan'la konuşmasını ondan kim istemişti ki, bu hakkı ona kim vermişti ? Sanki benim haberim yok Hakan'ın gelip beni alacağından... Evet en yakın arkadaşım olabilirdi ama o benim sevgilimdi benim. Ben istersem gelir, istemezsem gelmezdi, bu kadar basit ! Böyle konuşması beni kesinlikle çok daha gıcık etmişti. Sinirli olduğumu belli etmemeye çalıştım.

SON GÜVENİN SONU (TaMaMLAnDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin