11. Bölüm: Nutkum Tutuldu

238 21 4
                                    

Hastanede olmak daha çok canımı sıkıyordu. Bedenen dinleniyor olsam da ruh halim çökmüş durumdaydı. Artık uykularım da babamı sayıklıyordum. Uyandığımda ise annemi karşım da sinir küpüne dönmüş bir şekilde buluyordum.

Hayatımdan nefret etmeye başlamıştım artık, her gün kötü bir haber ile karşılaşmaktan ruhum diz çökmüş haykırıyordu. Şeytanım yanı başım da duruyor sürekli bir uçurumun kenarına gitmekten söz ediyordu. Bazen bu düşünce ile bir sürü ölüm planlıyordum kafamda. Ama gerçekte ise bunu yapacak kadar aptal olmadığımı biliyordum. Gözlerimi her kapattığım da ruhum bedenimden kopup babamın yanına gidiyor hoşça baba kızlı vakit geçiriyordu ama annem bir türlü yanımızda olmuyor karanlığın içinde bize bakıp anlamsızca sırıtıyordu.

Saatlerce bu rüyanın etkisinde kalıyordum, annemle aramda soğukluklar boy gösteriyordu. "Yine babanı sayıkladın" deyip çıkıp gidiyor ben tekrar uyuyana kadar da geri dönmüyordu.

Hastane de kaldığım bir gün boyunca bunları yaşayıp durdum. O bir gün bana koca bir yıl gibi gelmişti. Tüm tahlillerim temiz çıkınca, doktor bey toparlanıp çıkışımı yapmama izin vermişti. Eve gittiğimiz de ise annem daha çok uzaklaşmıştı benden. Onu fazla kırmıştım, bizi terkedip giden babam iken ben hala oturmuş onu düşünüyor rüyalarımda onunla zaman geçiriyor, üstelik annemin yanında onun acısını daha fazla deşmek istercesine babamın adını sayıklayıp duruyordum.

Sabah olmuştu, penceremden sızan gün ışıkları odamı doldurmuş annemin sesiyle birleşmişti. Gözlerimi aralayıp anneme baktım. Ne kadar da mutlu görünüyordu ne garip.

"Günaydın Beyza. Artık kahvaltını aşağıda yapabilirsin dimi"

"Tabi anne iyiyim hazırlanıp gelirim teşekkür ederim." dedim anneme. Cevap vermedi arkasını dönüp merdivenlere yöneldi. Başbaşaydım kendimle, kırılmış kalplerle doluydum. Üzerimde fil oturmuşcasına bir ağırlık vardı, boynum da ise hala bir ağrı. Boynum için bir merhem verdi doktur. Her akşam sürecekmişim, o kadar iğrenç bir kokusu vardı ki sürdükten bir kaç saat sonra anca uykuya dala biliyordum.

Uykumu tam alamamıştım dolayısıyla, akşama kadar uyuyabilirdim daha ama anneme öncelikle kendimi affetirmem gerektiğini düşündüm. Yavaşca doğruldum yataktan, yatak ise bana gitme dercesine gözüme güzel gözüküyordu. Kanmamalıydım bu güzelliğe annemle konuştuktan sonra daha Hakan'la konuşmam ve Sibel'le de görüşmem gerekiyordu.

"Beyzaaa!" diye seslendi annem aşağıdan. "Çabuk ol arkadaşların geldi." ne ara ne çabuk, daha yeni inmişti aşağıya.

Kim gelmişti diye düşünmeme gerek kalmadan aşağıdan bir ses daha:

"Kız Beyza ağaç olduk burda."
Gamzenin sesiydi bu. Şuan belkide son görmek istediğim kişiydi.Ne şımarıklık yapıp havalı gözükmeye ne de Gamze'yle yarışacak takatim yoktu.

"Geliyorum" diye karşılık verdim bende.. Üstüme özenmedim bile pijamalarımla ve muhteşem dağınık saç topuzumla basamaklardan aşağıya indim. Merdivenin dibinde durmuş beni bekliyorlardı. Hakanı da görünce yanaklarım hafiften kızarmaya başladı. Keşke biraz daha düzgünce şeyler giyseydim. Geri dönmek istedim ama çok saçma olurdu, o yüzden hemen bu fikirden vazgeçtim.

Aşağıya indiğimde kime sarılcıcağımı şaşırdım. Sibel bir adım atarak bana yaklaştı bende karşılık vererek ilk ona sarıldım. Hakan'sa tüm olanları unutmuşcasına kolunu belime sarıp yanağıma öpücük kondurdu. Gülümseyerek karşılık verdim. Bugün herkes bir garipti yaşanınlar unutulmuş silinmiş gibi.

Selamlaşma faslını bitirdikten sonra TV odasına geçtik. Önümde duran harika sofrayı görünce ağzım açık kalmıştı. Masada kuş sütü eksikti diyebilirim hatta belki oda vardı. Anneme döndüm.

SON GÜVENİN SONU (TaMaMLAnDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin