Bölüm 1

1.5K 126 33
                                    



"Mia!"

Dudaklarımı kıpırdatmadan arkadaşımın koluna sertçe dirseğimi geçirdim. Karşılık olarak, o da benim koluma dirseğini geçirdi hiç vakit kaybetmeden. Arkadaş seçimlerimi bir kez daha gözden geçirmem gerektiğini şimdi daha iyi anlıyordum. Çocukluk arkadaşım dahi olsa, sanırım böyle yerlere gelmeye ve beni de peşinden sürüklemeye devam ederse gerekten çok fena bozuşacaktık. Hangi arkadaş, medyum meraklısı olurdu ki? Daha önce de sürekli böyle yerlere gelir ve beni de peşinden sürüklerdi ama hiçbir zaman böylesine diken üstünde hissetmemiştim kendimi.


Etrafımda ruhlar cirit atıyor ve sanki içimden geçiyorlardı. Tamam, bulunduğumuz yer, karşımızda oturan medyum kadının görünüşü, fısır fısır okuduğu bir şeyler ve önünde duran kasede ki suya üfledikten sonra içine ellerini sokması ardından da suyu üzerimize sıçratması paranoyaklaşmam için oldukça büyük etkenlerdi.


Yıkık dökük bir harabelikte, camlarına tahtalar çakılmış ve neredeyse yıkılmak için an kollayan bir yapının içindeydik. Etrafta tütsü ve bir çok adını bilmediğim otlardan yanıyor, tüten duman odanın içine bir sis bulutu gibi yayılıyordu. Şunu da eklemem gerekirdi ki, bu kadının ölme vakti çoktan gelmişte geçiyordu. O kadar yaşlıydı ki, dünya da yaşamasam ve insanların ömürlerinin ortalama ne kadar olduğunu bilmesem kesinlikle bu kadına üç yüz hatta beş yüz yaşında damgasını vururdum. Ağzında tek bir diş bile kalmamış, bir çok yabancı kelimeyi sarf ederken ağzından kaçan tükrüklere engel olamıyordu. Gözlerinin üzerini sarkan göz kapakları örttüğünden, bizi görmediğini düşünüyordum.


Odanın içinde ki yoğun koku ve duman, nereden yayıldığını bilmediğim kırmızı ışıkla birleşip kadının yüzünü parlattıkça, kaçıp gitme isteğim artıyordu.
Yaşlı medyum çatlak sesiyle sesli sesli kelimelerini söylemeye ve elini suyun içine batırıp çıkarma başlayınca, Mia'yı tekrar ve bu kez hiç acımadan itekledim.
"Gidelim şuradan! Yoksa arkadaşlığımızı ciddi ciddi gözden geçirmemiz gerekecek!"


Kadın kendi sesinden bizi nasıl duydu bilmiyordum ama bir anda durdu ve ciddileşen ifadesiyle başını bana doğru çevirdi.
"Sessiz ol küçük hanım." dedi tıslar gibi. "Buraya gelmek istemediğini hissediyorlar ve seni burada istemiyorlar. Sessiz olmazsan, iletişime devam edemem."


"Nora!"
Mia'nın kedi gibi cırlayan sesi ve büyücünün adeta yılan tıslaması gibi çıkan sesi birleşince irkildim.
"Bu benim için ne kadar önemli biliyorsun!" diye sitem eden Mia'ya gözlerimi devirdim.
"Bilmez miyim?" dedim sesimi alaycı bir seviyeye taşıyarak. "Gerçekten, bahtının açılmasına çok ihtiyacın var."


Mia, öfkeli bakışlarını yüzümde sabit tutarken omuz silktim. Şuan bana öfkelenmesi zerre umurumda değildi. Hem ruhlarda beni istemediğine göre burada durmamın anlamı yoktu bence, gidebilirdim.
"Bak, buraya gelmek istemiyorsun ama bu ikimiz için de bir şans. Bahtımız açılacak, inanabiliyor musun? Uzun bir zaman oldu ve hala kimseyle çıkamadık!"
"Yanlış hatırlıyorsam düzelt lütfen Mia. Sen daha dün gece Chris'ten ayrılmamış mıydın? Senin şu 'uzun zaman' anlayışın en fazla kaç saat?"


Bir kez daha Mia'nın öldürücü bakışlarına maruz kaldım. "Kendim için istiyorsam erkeksiz kalayım, Nora!" dedi. "Hepsi senin için, tam üç ay, üç aydır bir erkeğin selamlaşmak için bile elini tutmadın! Bu büyü, kapanan bahtını açacak."
Mavi gözlerini kocaman açarak beni inandırmaya ve biraz da işin içine sevimliliğini katmaya çalışıyordu ama bu numaraları yememeyi öğreneli çok oluyordu, Mia bunun farkında mıydı acaba?

TRAUMLAND -DÜŞLER DİYARI-Where stories live. Discover now