Kaderimde Saklı《13》

3.9K 202 9
                                    

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.


İstanbul'u izliyordu genç adam göz kapaklarının ardından. Dalgaların kayalara ahenkle vurduğu anda çıkan seslerden, hafif esen rüzgara tenezzül etmeyen kuşların kanatlarını her çırpışındaki çıkan melodiden izliyordu bu koca şehri. Ve Marmara'nın masmavi denizi ufukta birleşiyordu aynı rengine.


Gözlerini açtı ve gün ışığı gözlerini rahatsız etti. Neredeyse yarım saate yakın bir zamandır İstanbul'u dinliyordu çünkü.

Asfalt seviyesinde oturduğu kayalıkta dikkatli bir şekilde ayağı kalktı. Önündeki kayaya sağlam adımlarla geçti. Biraz daha derine inip, insanlardan uzaklaşacaktı. Üç adım sonra deniz seviyesindeki kayaya varmıştı. Dikkatlice oturdu ve sırtını arkasına denk gelen kayaya yaslandı. Bacaklarını kendine çekip, kollarını göğsünde birleştirmeden önce telefonunu ve kulaklığını çıkarttı. Daha önce indirmiş olduğu Al-i İmran suresini açıp sesi kulaklıklara verip onları kulağına yerleştirdi. Her şey tek bir sesteydi. Huzur, rahatlık, özlem, hasret, vuslat, aşk, sevda..

Oturduğu yerde daha yayvan bir konum alırken, gözlerini bulunduğu kayanın dibinden başlayıp ufukta kaybolan dalgalara baktı. Arada sırada yalnız başına geldiği bu sahile şimdi sevdasıyla gelmişti. İçini denizlere dökmeye, gökyüzünden huzur bulmaya gelmişti. Sadece hayırlı bir evlilik için duâ edecek, O'nu yaratan Rab'ine şükredecekti. Yirmi altı yıldır gözlerini harama değdirmemiş, kendisi gibi haramdan sakınan bir eş istemişti duâlarında Allah(c.c.)'tan. Ve nasibini almıştı. İnşaAllah hayırlı bir .. Hafsa'dan yana içi rahattı. Genç kızı -annesinin yardımıyla- birazda olsa tanımıştı, öğrenmişti. Ve kendisi ile konuştukları akşam... Gülüşü, konuşması, bakışları, jest ve mimikleri genç adama çok değişik hisler yaşatmıştı. O akşam ona çay verirken ilk defa yüzünü yakından görme şansı olmuştu. Onunla ilk görüştüklerinde hissetiği hislerden anlamıştı helali olacağını. Ve kendine hâkim olamayarak incelemişti genç kızı.. Derin bakan kahverengi gözleri, karakaşları, ince kemerli burnu, al yanakları, kavisli çenesi..

Güzel kadındı vesselam.

Her ne kadar birbirilerine yabancı olsalarda bir o kadar da tanıdıktı ruhları. İlk bakışta, tek görüşte imzaları atılmıştı, onların nikâhları göz göze geldiklerinde gökte kıyılmıştı.

Nikâh önce göklerde kıyılır baylar!

Eğer gökte kıyılmazsa, yeryüzünde ister mum gibi yan, ister Tur gibi nâra dön asla olmaz o iş.Fakat göklerde kıyılmışsa nikâhın, ister yerin yedi kat dibinde ol, ister yerin yedi kat üstünde, kaçarın yoktur.

Genç adamın fikirleri bu yöndeyken kulağındaki sese dikkat kesildi ve huzurun doruğuna varmak için gözlerini kapattı. Rüzgâr ufak dokunuşlarla yüzünü yalarken, tebessümünü yakalayan kuşlar kanatlarını kıpırdatmaya tenezzül bile etmeden başının üzerinde süzüldü birer birer.

• • •

"Ağabey.. ağabey!!"

"Hasan uyanmıyor mu oğlum!? Acele et haydi, deniz iyice yükselmeye başladı!"

Kaderimde Saklı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin