Kaderimde Saklı《24》

3.3K 156 29
                                    

بسم الله الرحم الرحيم


"Harika bir çiftiz değil mi?"

Yattığım hastane yatağında kıpırdayarak daha rahat bir konum elde ettim. "Ne demezsin."

Enes yatağında sağ tarafına yani bana doğru döndü. "Hadi ama. Birlikte ilk hastane maceramızı yaşıyoruz, bence mükemmeliz."

Derin bir nefes verdim. "Kusura bakmada  bu kadar rahat olmamalısın. 2 gün sonra kınamız var ve biz hala Konya'dayız, hemde hastanede? Ne alaka mükemmellik?"

Enes kısa bir kahkaha attıktan sonra sırtüstü yatıp serum takılı olmayan sağ kolunu başının altına aldı. "Hayatım aceleye ne gerek var? Serumlarımız bittikten sonra gideceğiz babaannemlere. Yarın sabah da yola çıkacağız. Hem kötü mü oldu? Baş başa vakit geçiriyoruz ne güzel?"

Kalbim bilerek yaptığı gıcıklığa rağmen sıcacık olduğunda gülümsedim ve ona baktım. "Ama sabah çok komiktin ya.. Bir yandan ateş bir yandan kusma çocuk gibiydin." Kısa bir kahkaha attıktan sonra bende sağ kolumu başımın altına aldım ve tavanı izlemeye başladım. İki kişilik hastane odasında ikimiz yataklarda yatmış iki şişe serum yiyorduk.

"Sana ne demeli? 'Annee!!' diye ağlıyordun resmen. Evlendiğimizde hastalanırsan nasıl bakacağım ben sana?" Yüzündeki sırıtış büyüdüğünde uzanıp karnını cimcikledim. Anında elini sıktığım yere götürürken acıyla inledi. "Dalga geçme Enes! Dalga geçme sinirliyim zaten! Hayır yani o kadar ev işinden sonra terleyen insan kurumadan etliekmek yaptırmaya götürülür mü?"

Gülüşü iyice genişlediğinde 32 diş sırıtır hale gelmişti. "Sanki ben farklıydım. Ama ne güzel hava aldık-" Aynı bahaneleri sıralayacağını anladığımda sözünü kestim. "Ne hava ama, anca boşaldı içimizden." Cıkcıklayıp ona arkamı dönerek sağ tarafıma doğru yatmaya başladım. Serumun etkisiyle kısa bir süre sonra içim geçmişti zaten.

"Uzun yolculukları çok severim," dedim yanımda, şoför koltuğunda oturan eşime. "Kitap okurum, hayaller kurarım, arkadaşlarımla konuşurum, planlar ayarlarım ve daha bir sürü şey."

Az önce havalimanına Hacer anne ve annemi bırakmıştık. Arabamızla yapacağımız ilk uzun yolculuğumuza Yadigar babaannenin hayırlı duaları ve Kasım dedenin nasihatleriyle başlamıştık. Araba bulunduğumuz yolda yağ gibi kayarken yeni yeni doğan güneş içimizi ısıtıyordu.

"Ben uzun yolculukları severim ama uyuduğum zaman yada konuşacak birisi olduğunda. Bu yolları çok kez tek başıma geçtim. Her geçtiğimde tek duam bir yol arkadaşına sahip olmaktı." Bana dönüp göz kırptı. "Sen benim kabul olmuş duamsın."

Kalbim hızlanırken ellerimi yüzüme kapatmamak için büyük savaş veriyordum. Dudaklarımı birbirine bastırarak tebessümümü yok ettim, hızla atan kalbimi dindirdim ve bir şey diyemeden önümüzde uzayıp giden yola verdim dikkatimi.

Biraz sonra Enes tekara konuştu. "Ne tür kitaplar okursun? Kitaplığın var mıydı?"

Açtığı konuyla gözlerimin parıldaması aynı saniyeyi kapsıyordu sanırım. Heyecanla koltuğumda dikeldim ve derin nefes aldım. "Tabii ki kitaplığım vardı hatta boyum kadar. Oraya yetmeyenler ise kolideydi hatta. Onlar benim çeyizlerim olmaz mı?" Ona bakarak söylediklerimden sonra bana bakarak tebessüm etti ve başını salladı devam etmemi istercesine. "Her türlü kitap okurum. Mesela eğlencesine okuduğum kitaplar var. Belli bir plan içerisinde ciddilikle okuduğum kitaplar var. Bilgi için okuduğum kitaplar var. Yani aslında hepsinden bilgi alıyorsun ama bazıları bir konu ile tam bilgi verirler onlar gibi mesela.. Sonra şiir kitapları okumaya bayılırım."

Kaderimde Saklı Where stories live. Discover now