Keyifli Okumalar...■ 'Not; Bu bölüm spoiler'dir!'
*
Gözlerimi hafifçe araladım. Bütün vücudum ağrıyordu, her yerim tutulmuştu. Tam anlamıyla etrafıma bakınca nerde olduğumu hatırladım. Hala bir erkeğin elbise dolabında saklanıyordum. Bir saniye saat kaçtı? Ve ben burda kaç saatir uyuyordum. Gerçekten kahretsin, uyuduğum için plan yerle bir olmuştu. Acaba kaçtığımı anlamışlarmıydı? Beni arıyorlar mı, yoksa arayıp bulamadıkları için gerimi dönmüştüler? Gerçekten şu bok şansıma sıçayım. Ben aslında burda beklerdim sıkıntı yok ama elbette bu dolabın sahibi gelecek ve elbise almak için dolabı açacaktı ve beni görecekti. Bu olacaktı.
Saatler geçti, hala burdayım diye konuştum kendi kendime. Parfüm kokuları giderek ağırlaşıyordu, akciğerime temiz hava girmiyordu. Derin nefes alıyordum ama nafile işe yaramıyoru. Öksürük krizim tutmuştu yani demek oluyordu ki astım krizimde olacaktı. Dolaptan çıkmam gerekliydi, hemen balkona çıkıp bol oksijen solumak. Aklıma son anda odadan aldığım astım ilacım geldi. Hızlıca elimi hırkamın cebine soktum. Yoktu! Hemen kıpırdanıp altımı aramaya başladım ama nefes alamamdan olacakki vücudumu ayarlıyamıyordum ve gerçekten ses çıkıyordum. En son elime değen ilacın şekliyle az da olsa rahatladım ve hemen çalkalayıp ağzıma götürüp sıktım. Bunu 2-3 kere yaptıktan sonra artık dolaptan çıkmam gerektiğini anladım. Yoksa ölecektim.
Tam dolabın kapağını açıp çıkacakken ayakkabı sesiyle irkildim.
"Onu bulmalıyız, ve planı uygulamalıyız. Ben eşimi bu olay yüzünden kaybettim. Onuda kaybedemem." Dedi bir adam. Nedensizce sesi acayip tanıdık geliyordu. Babamın sesine benziyordu. Sonra saçmalama o başka bir yerde sen başka bir yerdesin diyerek sustum. Ve başka bir adam -herhalde- cevap vermeden çıktı. Bir kişi gitti, diğerinin kaldığını görünce bütün akciğlerlerim bu sefer oksijenle değil, göt korkusuyla doldu.
Dolabın kapağını aralayıp kim olduğuna bakamıyordum bile. Sadece yürüme sesleri geliyordu ve son anda kendini yatağa atışının sesi. Ne? Yatacakmıydı? Saat kaçtı? Pijamasını giymek için dolabı açacakmıydı? Aha sıçtım şimdi.
"Tanrım nolur, bana yardım et. Bir daha küfretmiycem söz. Yeterki yakalamasınlar beni. Herkesi Nihat Hatipoğlu'nun ramazan programına katılmasını sağlıycam, özellikle imansız Derin'nin. Tanrım lütfen." Diyerek dua'mı bitirdim. Başımı dizlerime koyup kolarımla suratımı kapattım. Birkaç dakika boyunca böyle kaldım ve bekledim. Tabi götüm uyuşuncaya dek. Ben okulun sırasında en fazla 15 dakika oturmuş insanım. Kim bilir burda kaç saat oturmuşumdur.
Dakikalar geçti. Hala ses yok.
Derin gitmişmidir evden? Beni merak etmişmidir? Ya Kylie napmıştır acaba. Nick'e söylediler mi? Ne diyorum ki ben benim kaçırıldığımdan haberleri bile yoktur ben burda 'bini mirik ediyirlirmidir icibi' diyorum. Aptalca. Birinin aniden dolabı açınca attığım çığlık Lydia Martin'de bile yoktu. -Teen Wolf kardeşliği-
"B-Baba?"
"Melodi, kızım. Senin burda ne işin var?" Diye sorunca gülmemek için zor tuttum kendimi. Düzeltelim sinirden gülmemek için zor tuttum kendimi. "Ya nesin sen? Sen beni kaçırdın birde bana ne işin var burda diye soruyormusun? Asıl senin ne işin var be burda! Senin ne işin var burda Baba!" Bağırdıktan sonra dolabın içinden hemen çıktım. "Az önce dediklerini duydum, sen kimsin? Tanıyamıyorum seni, senin şimdi Bursadaki otelde genel müdür olman gerekmiyormu? Bu villada neyin nesi? Hatta özel adamlar?" Diye bağırdım. Sonra nefes alışverişim hızlandı zorlanıyordum artık. Günde iki kere astım krizinin tutması çok kötü. Hiçbir zaman olmamıştı iki defa. Annemin vefadı hariç. Kendimi birden yerde buldum. "Ilacımı getir bana hemen. Ilacımı..." dedikten sonra sesim mırıltılar halinde çıktı zaten ondan sonrasıda hafızamda pek net değildi.(Süpriz! Ilk defa Derin'nin ağzından bir bölüm yazacağım! Keyifli okumalar...)
Derin'nin ağzından...
Bağrışmalar ardından hemen yukarı çıktım. Birden kapıyı tıklatmadan içeri girdiğim için pişman olacağımı biliyordum ama şuan vakit kaybetmek saçma olur. Kapıyı hızlıca açıp girdiğim gibi Suat Koçer gördüm. Kafamı eğdiğim gibi yerde yatan Melodiyi. Evet doğru duydunuz Melodi. Ama Bay Koçer onu dışarda aramamız gerektiğini, çünkü kaçtığını söylemişti.
Hızlıca yanlarına koşup Melodiyi kavradım. Ve kucağıma alıp yatağa uzandırdım. Yerde olan astım ilacını kavrayıp ağzına götürüp sıktım. Bir kaç derin öksürükten sonra nefes alış verişi düzeldi. Bay Koçer'e doğru dönerek, "Lütfen bizi yalnız bırakırmısınız?" Dedikten sonra cevap vermeden çıktı. Bende onun yanına sakince uzanarak kokusunu içime çektim. Yaptığım çok yalnıştı. Onu sevmeye başlamam yalnıştı. Her an yanımda olmasını istemem yalnıştı ve Babasının isteği üzerine en başından beri oynadığımız bu oyun yalnıştı. Beni affetmiyecekti. Kendine gelmeye başlamadan alnına bir öpücük kondurup odadan çıktım. Beni görmemesi gerekirdi. Bundan haberi olmamalıydı.
*
Bu kadar spoiler yeter bence. Bölümü nasıl buldunuz? Yorumlarınızı bekliyorum xoxoxx!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sakar bayan // ethan dolan
Humor09.09.15 ''Düzenli devam eden, ve ilk kez yazılan Ethan Dolan kurgusudur."