Bölüm 2 : İşaret

3.6K 240 10
                                    

Karşımızdaki şey...

Neydi o?

Korkuyu iliklerime kadar hissettiren o şey beni kendisine başlamıştı sanki.

Bazen bir noktaya bakarken dalarız,  fark etsek bile gözlerimizi ayıramayız ya öyle bir şeydi.

Gözlerimden akan bir şey hissettim. Ağlıyor muydum? O tarafa doğru uzanmak istercesine kalktım. Birden açılan ışıklar ile olduğum yerde kaldım.

Işıklar gözümü kısmama neden oldu.  Gözlerimi kızların üzerinde gezdirdim.

  Hepimiz deli gibi ağlıyorduk. Ama bu korkudan mı bilmiyordum. Belki Zoey ve Deniz korkmuştu ama ben daha farklı hissediyorum.

Bunu tarif edecek kavram henüz var olmadı.

Yine de Anlam  veremiyorduk. Sıradan bir ayindi bizimki.

"Ella.."

Zoey ağlayarak bize duvarı gösterdi. Gözlerimi işaret ettiği yere çevirdim.  Duvarda bir şekil vardı. Yuvarlaklar, üçgenler, dikdörtgenler..

Ellerimi şeklin üzerinde gezdirdim Hemen.

"Ortalığı düzeltmemiz gerek,  bunu sonra düşünürüz. " diyerek oradan uzaklaştım.

Hepimiz acele ile ortalığı topladık. Elimizden gelen tek şeydi bu.

Sembolü silmek için çok uğraşmış da   olsam iz silinmiyordu.

Ama nasıl oluyordu Hâlâ çözemedim.

"Teşekkür ederim kızlar,  her şey yolunda gidecek inanın bana"

Yine de bunu söylerken gözlerimin önünde o sahne vardı.  Anlaşılan kolay unutmayacaktın.

"Neden işaretin fotoğrafını çekip birilerine sormuyoruz? " diyen Deniz'e döndüm.

"Bu harika bir fikir."

Olabildiğince hızlı bir şekilde işaretin resmini çektim. Böylece işler büyümeden buranin bilgesine sorabilecektik.  Bir saniye! Buranın bilgesi yok ki!

"Kızlar burada sorabileceğimiz kimse yok ki?"

Ikiside hâlâ olayın etkisinde olduklarından olsa gerek boş boş baktılar.

Zoey "Ama çok bilgili birisi vardır herhâlde. Her yerde en azından bir tane bulunur" diye bir fikir sundu.

"Sokağın köşesindeki antik eşya dükkancısına sormaya ne dersiniz? "

Önce birbirlerine baktılar ve bana hak verdiler.

"En azından bu konuda bir şey biliyor olmalı öyle değil mi? Filmlerde hep böyle olur."

Ikiside başını evet anlamında salladı.  "Artık saat geç olduğundan yarın sabah gitmeye ne dersiniz?  Zaten bu saatte açık bulamayiz. "

Deniz'e hak verdim.  "Yarın buna bir çözüm bulmuş olacağız umarım"

"Sabah erkenden burada oluruz" dedi Deniz.

"Hayır bu gece burada kalın. Korkuyoruz ve bir arada olmak işi kolaylaştırır"

Zoey "Deniz'i bilemem ama ben kalacağım" dedi.

Deniz kollarını iki yana açarak "O halde ben de buradayım" dedi.

Buna sevindim.  Eminim onlarda benim gibi yalnız kalmaktan korkuyordu. Zaten bu olanlardan sonra çok normal. Yarını sabırsızlıkla bekleyeceğiz. Hepimiz..

Ölümcül GeçmişUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum