{14}Cemal Baba

4.8K 211 10
                                    

Keyifli okumalar 💕

☆   ☆   ☆

Oğlumun isminin Deniz olma konusu uzun süre tartışıldı. Özellikle Sultan anne bu isme hiçbir zaman alışamadı. Ama çocuğuma isim koymakta son derece haklıydım. Sonuçta ben onun annesiydim. Fırat beni kırmadı ve oğlumuzun ismi Deniz oldu.

Buralarda öğrendiğim tek şey erkek çocuğun ne kadar değerli olduğuydu. Oğlun varsa değerlisin, oğlun varsa geleceğin güvencede. Erkek demek soyun devamı demek.

Konağın yeni üyesi, Sultan annenin deyimiyle Soykan kanının devamı oğlum için büyük bir kutlama yapıldı Konakta. 

Cemal babam torununu o kadar çok seviyordu ki, kimsenin onu üzmesine izin vermiyordu. 

"Aslı güzel kızım, Deniz'imi dünyaya getirdin bu hediye senin bana verdiğinin yanında bir hiç ama" deyip benim için aldığı oldukça lüks açık mavi arabanın anahtarını bana uzatmıştı. 

Babamın elini öpüp teşekkür ettim. Sağ olsun Cemal babam her an yüzüm gülsün diye uğraşıyordu. Onun bu şevkati bana babamı hatırlatıyordu. 

Zelal ve Dilşad da Deniz'i çok seviyorlardı. 

Huban anne, Fırat ile benim odamızın hemen yanındaki küçük odayı hazırlatmıştı Deniz için.

Araba kullanmak için ehliyet almak istediğimde Sultan anne büyük bir tepki gösterdi.

 "Kadın dediğin araba mı kullanırmış! Otur evinde çocuğunu büyüt, kocanla ilgilen!" Dediğinde bana destek olan tek kişi Cemal babam oldu. 

"Ben izin verdikten sonra sana laf düşmez!" diyerek Sultan anneyi susturmuştu. 

Aslında ben herkesten çok Fırat'ın desteğini beklerdim ama o bu konuda beni yalnız bıraktı. Yine annesinin sözünden çıkamadı.

"Aslı ne gerek var araba kullanmaya şoföre söyle seni istediğin yere istediğin zaman götürsün." 

Alışmıştım artık Fırat'ın annesine olan zafına. Söz konusu ben olduğumda bile durum değişmiyordu.

●  ●  ●

Dizlerimin altına kadar uzanan uzun kollu  üzerinde küçük çiçekleri olan toz pembe elbisemi giyip, uzun açık kahve saçlarımı küçük bir tokayla arkadan tutturdum. Arkamı dönüp uyumakta olan Fırat'a baktım ve dudaklarıma küçük bir tebessüm yerleşti. Günlerdir gecemiz gündüzümüze karışmıştı. Doğru dürüst uyku uyuyamaz olmuştuk. Deniz'in doğumundan sonra Fırat zamanının büyük bölümünü bizimle geçirir olmuştu.
Ayağa kalkıp birkaç adımda yatağa ulaşıp uyumakta olan Fırat'ın yanına oturdum.  Alnına dökülen saçlarını çekip yanağına küçük bir öpücük kondurdum. 

"Fırat kalk hadi." gözleri kapalıydı ama uyumadığını biliyordum.

"Hadi ama. Bugün de kahvaltıyı kaçırırsak Sultan anne yine söylenmeye başlar. Evde düzen kalmadı bir çocuğa bakamıyorlar. Biz hem uykusuz kalır hem çocuk büyütürdük. Bunlar bir çocuğa bakamıyorlar diye azarlar bizi."

Tam ayağa kalkmak için hamle yaptığım an Fırat birden bileklerimi kavrayıp beni ani bir hareketle yatağa sırt üstü yatırdı. Ve gözlerini gözlerime kenetledi. Ah o dipsiz bir kuyu gibi beni içine hapseden bakışlar.

"Aslında  bugün kahvaltı yapmasakda olur." diye fısıldadı dudaklarıma.

 Tam bu sırada dışarıdan belli belirsiz sesler duyuldu. 

"Yardım edin!"

"Cemal Ağa aç gözlerini!!" diye çığlıklar yükseliyordu.

"Fırat! Bu Sultan annenin sesi aşağıda birşeyler oluyor." yüreğime koca bir korku yerleşti.

 Fırat hemen yataktan fırladı. Üzerine birşeyler giydi. Birlikte koşar adım odadan çıkıp avluya inmek için merdivenlere yöneldik. Ters giden birşeyler vardı herkes koşuşturuyordu.

"Babaaa !!" Diye haykırdım yere yığılmış Cemal Babamı görünce.

"Soykan Konağı acil. Kalp krizi olabilir." Az ileride telefonla konuşan Zelal'in sesi duyuldu. Ağlıyordu.

Huban anne ve Sultan anne endişeliydi ikiside gözyaşı döküyordu.

Yerde hareketsizce yatan Cemal babamın yanına diz çöktüm. 
Gözyaşlarım hıçkırıklarıma karışmıştı. Kollarımı boynuna dolayıp sımsıkı sardım onu.

"Aç gözlerini Babam aç beni babasız bırakma!!" diye haykırdım. Arkamı dönüp şokta olan Fırat'a baktım.

" Fırat birşeyler yap Babam Fırat Babam...."

☆  ☆  ☆

-bölüm sonu-

*Melek Yılmaz*

Sonsuza Kadar Benimsin (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin