-3-

2.3K 304 159
                                    

Okulun 2.günü güzel olur diye planlanmıştım. Ama herşey planladığımız gibi olmaz ve okul berbattı. Kendimi üniversiteye yeni başlamış biri gibi hissediyordum. Sanki ilk defa buraya gelmiş, kimseyi tanımazmış gibi.

Eve gelip yaptığım ilk şey kendimi yatağa atıp uyumaya ÇALIŞMAKTI. Neden bilmiyorum ama içimde bir sıkıntı vardı. Genellikle bu sıkıntı olurdu. Artık bu sıkıntıyı yenmeye değil,bu sıkıntıyla yaşamaya çalışıyorum. Biliyorum hata yapıyorum ama ben bu boğazımdaki yumruyu henüz yok etmeyi başaramadım. Onunla yaşamayı öğrendim. Uzun süre oldu üzüntülerimle yaşamayı öğreneli. Artık ben..

==

Babamın iğrenç sesi ve kaba dürtmesiyle uyandım.

"Lan kalk da kahve yap. "

Neden her dinlenmek istediğimde bu ibnenin sesini duymak zorunda kalıyorum?

"Bir kerede kendin yapsan olmaz mı? Nasıl fikir ama?"

"Karşı mı geliyon lan sen bana"

Normalde yapmamak için diretirdim,sonunda yapsam bile. Ama şuan ne uğraşacak mecalim, ne de bu gürlemeye dayanacak gücüm vardı.

Mutfağa gittim ve kahveyi hazırladım. Tam cezveden fincana koyarken cezve düştü ve komple elim yandı.

"AHH ELİM!"

Sıcak kahve elime dökülmüştü. Normalde anında yanıma gelmeleri gerekiyordu. Ama annem yanıma oflayarak geldi.

"Gerizekalı çocuk! Bir işi de başar. Git ne halin varsa gör."

Aldırmıyordum artık böyle davranmalarına.Hemen elimi soğuk suya tuttum. Ardından üstümdeki kıyafetlerle hemen bir eczaneye gidecek ve gerekli kremleri alacaktım.Ama önce bakkala gidip paramı bozdurmam gerekiyordu. Cüzdanımda takı satıp kazandığım biraz para vardı. Bizim eve biraz uzaklıkta ki bakkala gittim. Ve tam parayı bozduracakken-

"Arda"

"Çağla"

"Sen ne yapıyorsun burada?"

"Para lazım, para içinde çalışmak lazım. Halil abiyi tanıyorum zaten. Burada çalışıyorum." dedi biraz buruk bir gülümsemeyle.

"Ne güzel. Bende parayı bozduracaktım."

Dedim ve parayı bozdurdum.

Hemen eczaneye gidip gerekli ilaçları aldım.
Zaten annem ve babam kahveyi ılık sevdikleri için elim çok fazla yanmamıştı. Her zaman ki gibi sahil kenarına gittim.

Orada biraz oturdum. Arda'nın orada ne işi olduğunu düşünüyordum. Paraya ihtiyacı varmış. Ama dışarıdan oldukça iyi giyimli biri olarak gözüküyordu. Ben onu zengin biri olarak sanarken, onunda sorunları olduğunu fark ettim. Aslında çok veya az herkesin sorunları vardır. Ama kimse çaresiz değildir. Her derdin Bi dermanı ve her sorunun bir çözümü vardır.

Sahilde biraz durdum ve aklıma eski günlerim geldi. Bu hatıraları hemen aklımdan kovdum. Mazide kaldı. Maziyi hatırlamak her zaman bana bir yara vermişti. Kabuk bağlayan yaralarım sökülüyor, daha da kanıyordu maziyi düşününce. Geçmiş geçmişte kaldı. Ânı yaşamalıyım.

Ne zaman aklıma geçmiş ve hatıralar gelse, kendimi bu şekilde avuturdum. Geçmişimi anlatmak isterdim ama, sevgili günlük daha buna hazır değilim. Daha bu beyaz sayfalar, benim geçmişimle kirlenmemeli. Hatta hiç kirlenmesin. Bu güzel ve temiz sayfalar, hep temiz kalmalıydı. Bu düşüncelerle sahilden uzaklaşarak eve doğru gittim.

Mezarlığın önünden geçiyordum.
"Her canlı ölümü tadacaktır"
Bu yazıyı her gördüğümde tüylerim diken diken olurdu. Ölüm. Ne kadar korkunç bir şey. Sevdiğini bir daha görememek. Ne kadar korkunç bir şey. Hayatının son nefesinde pişman olmak. Ne kadar korkunç bir şey.
Mezarlıklar değil, ölüm korkunç. Ölüler değil, ölmek korkunç.
Sevdiğini arkada bırakmak korkunç. Çünkü kalanlar boku yer.

Biraz ürkerek de olsa mezarlığa girdim. Aslında mezarlıkları hiç sevmezdim. Çünkü..
Her neyse. Bu düşünceyi aklımdan uzaklaştırmalıyım.
Mezarlıkta ilerledikten sonra başım dönmeye başladı. Mideme sancılar giriyor, tüm dünya ters dönmüş gibi, başım dönüyordu. Oradaki çeşmeden yüzümü yıkadım. Biraz daha ilerleyince bir inleme sesi duydum. Dikkatli baktığımda, benim yaşlarımda bir kız mezar başında ağlıyordu. Yalnız bırakmak istedim fakat ağlama şiddeti artınca yaklaşmak istedim.

Biraz yaklaştım fakat o beni göremiyordu. Çok yakın değildim. Söylediği sözler kulağımda çınladı.

"Abi. Sensizlik nereye kadar böyle devam edecek. Biliyorum anlamsız ama dön gel. Çık gel. Seni özledim. Sesini özledim. Hemde bir bilsen nasıl özledim. Abi. Kürek kemiklerim ağrıyor. Gözlerim yaşarıyor. İyi değilim. Gideli 2 sene oldu. Bu özlem fazla. Lütfen gel. Sen gittikten sonra mutsuzum ve iyi değilim. Her yerde sen varmışsın gibi geliyor. Ama biliyorum abi. Hayal bu. Hatırlar mısın bilmem ama sen burdayken sürekli kavga ederdik. Dön abi. Bir kötü kelime edersem öldür beni. Kafamı kurcalayan düşüncelerden bıktım. Sensizlik çok ağır geldi. Eğer bu kadar ağır olacağını bilseydim, anında sıkardım kafama. Ama ne zaman canıma kıymak istesem 'Hayat devam ediyor' demen geliyor aklıma. Hayat devam etmiyor. Günler geçiyor sadece. Her salise beni ölüme biraz daha yaklaştırıyor. Ve bu bana güç veriyor."

Kızın ağlaması kesilmişti ama sesi hala boğuk çıkıyordu. Yanına gitmeye karar verdim.

"Kötüsün"

"Görülene göre kötüyüm. İyi olduğumu sanmıyorum."

"Evet kötü görünüyorsun. Sanırım abin öldü."

Kız gözyaşlarını silip cevap verdi.

"Evet öyle."

O kızın ne kadar güçlü olduğunu anladım.

"Adım Çağla."

"Yağmur"

El sıkıştıktan sonra biraz sohbet ettik. Lise sona gittiğini söyledi. Gittiği liseye bakılırsa durumu gayet iyiydi.

Biraz daha sohbet ettikten sonra eve gittim ve kendimi yatağa attım.

==

Dipnot : Soranlarınız oluyor. Evet "Gülüşünde Öldüğüm" BAŞTAN SONA düzenleniyor. Hatta konusunu ve adını değiştirmeyi planlıyorum. Ad hakkında düşünceleriniz varsa benimle paylaşabilirsiniz. 😘🌹

Gençler baya hızlıyız jflenekw162 hikaye arasından 6

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gençler baya hızlıyız jflenekw
162 hikaye arasından 6.💕

Bu arada kısa bir duyuru, bölümler artık haftada 1 gelecek fakat uzun olacak. İyi bakın kendinize 🌙🌹

Gülüşünde Öldüğüm (DÜZENLENİYOR) Where stories live. Discover now