Bölüm 1

3.9K 229 55
                                    

İkinci kitabımız olan Kayıp Ruhlar'a da bakabilirseniz çok seviniriz, iyi okumalar ^^

Lanet araba sesleriyle birlikte uyandım. Kornalar,küfürler. Saat daha altı, ama ne de olsa New York'tayız.

Esneyip yatağımda doğruldum. Etrafıma bakındım. Tabii ki hiçbir şey göremiyordum. Zar zor gözlüğümü alıp taktım. Ayağa kalkıp camımı açtım ve filmlerdeki gibi havayı içime çekip mutlu olmaya çalıştım. Burnumu yakan egzoz kokusuyla öksürmem bir oldu.

"Ne bekliyordun Raven, gül kokusu mu. Çok komiksin."
Banyoya girip hızlı bir duştan sonra üstüme bir şeyler aramaya başladım. Çokta seçeneğim yok aslında.

Hemen renklere bakalım.
Siyah, siyah ve siyah.

Renkli bir kişilik olduğumuda unutmayın sakın.

Üstüme bir şeyler geçirip yerdeki çantamı sırtıma taktım ve odamdan çıktım. Anahtarımı cebime atıp evden ayrıldım.

Asansörün düğmesine basıp beklemeye başladım. Telefonumu arka cebimden çıkarıp baktım. Bildirimler: sıfır. Kesinlikle tesadüf değil.Üzüldüğümde yok aslında.

Okulumdaki kimseyle anlaşamam.Aslında dünyadaki kimseyle anlaşamam.

Asansörün kapısı açıldı ve içeri girdim.Bir erkek vardı.Muhtemelen benim yaşlarımda.Sıfır a bastım ve beklemeye başladık.Çocuk bana gözlerimi kısarak bakıp "Seni hiç görmedim." dedi.

"Altı yıldır burada yaşıyorum."
"Vay be.Sende şu yaşamayı unutmuş asosyal manyaklardansın demek."
Cevap vermedim.Konuşmasını istemiyordum.Gülümseyip "Evet öylesin" dedi. "Hemde şu oyunculardan.Sen şu küçük kız oyunculardansın.Tanrım."

"Kapa çeneni."
Sadece güldü.O sırada asansör durdu.Kendimi hızla dışarı attım ve koşar adımlarla dışarı çıktım.Havaya bakıp "Tanrım." diye yalvardım. "Neden önüme hep geri zekalı insanlar çıkarıyorsun?Lütfen vazgeç ve başka hobiler edin."

Bisikletimi çözüp bindim ve okulun yolunu tuttum.Hayran olduğum o güzel okulumun.

...

Herzamanki gibi en arka sırada yerimi almıştım.Duvara yastlanıp kulaklıklarımı takıp etrafımı izlemeye başladım.Pöpüler olduklarını düşündükleri saçma sürüsü camın önünde dedikodu seanslarını gerçekleştiriyorladı.Önümdeki sırada oturan sportifler.Kendilerini hep ayrıcalıklı görürlerdi.Sağımda sanatçı kesim vardı.En köşede de ben.Raven Parker.Arka sıraların sessiz kızı.

Burada bulunmak istemediğimi saniyesinde anladım.Belkide öğlen giderim.Dayanabileceğimi zannetmiyorum.Yaz tatiline çok az kalmışken okula dayanabilme gücüm iyice dibe vurmuştu.Zaten bütün lise hayatım boyunca en çok hademeyle konuşmuşumdur.Ondan anahtarı isteyip odasında kahve içip kitap okurdum.Bana bağırılıp hakaret edildiğinde filan.Yani...çoğu zaman ordaydım.

Telefonuma baktım.Bir mesaj vardı.
-Oyuna gel

Hemen cevap yazdım.
-Okuldayım
-Ozaman okuldan çık
-O kadar kolay değil
-Karnın ağırabilir.Ya da başın

Bunları yazdıktan sonra çevrimdışı oldu.Etrafıma baktım,iyice düşündüm.
Başım çok ağırıyordu.

...

Anahtarı delikte duyulmaması için çok yavaş çeviriyordum.Tık sesi geldiğinde kapıyı yavaçşa açtım.Eve hızla girip arkamdan kapadım.Parmak uçlarımda odama doğru giderken annemin hala uyuduğunu umut ediyordum.

"Raven senin ne işin var evde!"
Lanet olsun.
Birden içimdeki oyuncu Raven'ı çıkarıp yüzünü buruşturdum ve karnımı tutup arkamı döndüm.
"Annecim.Karnım çok ağırıyor,dayanamayıp eve geldim.Uyuyorsundur diye de ses yapmadan girdim."

Annem dehşet dolu bi ifadeyle bakıyordu.Tam majyajını yapıyor olmalıydı.Sadece bir gözünde kalem ve far vardı.

Annem bana yaklaşıp birden sarıldı.
"Aman benim küçük pandispanyam hastalanmış mı?!"
Yüzüme bakıp "Hemen odana" dedi. "Git ve dinlen.Sana çorba yapıp işe gideceğim."
Alnımdan öpüp odasına hızlı adımlarla geri döndü.

Bende odamın kapısının kolunu tuttum ve cennete açılan kapıyı açtım.

...

Oturdum,kulaklığımı taktım ve mikrofonumu açıp "Selam ezikler!" diye bağırdım.Herkes "Selam" dedi.İşte,kendimi burada iyi hissediyordum.Oturup adam öldürüyorum.Bundan daha güzel ne olabilir?

Grupta herkes bir şeyler söylüyordu.Ama benim gözüm televizyonun kenarında beliren mesaja takılmıştı.

-Devam Edecek-

Yalnız BaşınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin