♥ Bölüm 14 ♥

1.2K 129 37
                                    

"Neden?" dedi, sesi bu tek kelimeyle birlikte çatlarken. "Neden durayım?" Ses tonu öncekinden çok daha sertti.

"Bunu yapmanı istemiyorum," dedi Juliet Romeo'nun gittikçe onu sıkmaya başlayan ellerinden kurtulmak için çabalarken.

"Barbeküdeyken birbirimizi görmezden gelmemizi söyleme nedenin bu muydu? Ha? Sana bunu yapmamı istemediğin için mi?" Sesindeki öfke artmıştı. "Seni öpmesini istediğin başka biri mi var? Seni böyle tutmasını istediğin?!" dedi Juliet'i daha da sıkı tutup kendisine bakmasını sağlarken.

"Hayır! O yüzden değil!" Juliet de sesini onunki gibi yükseltmişti. "Şimdi bırak beni!" diye emretti göğsünü sertçe iterek.

"Neden bunu kabul etmiyorsun?" Gün yüzüne çıkan duyguları yüzünden Romeo'nun sesi artık öfkeden çok hiddet dolu çıkıyordu. "İstemediğini bildiğin halde neden sürekli beni uzaklaştırıyorsun?" diye bağırdı Romeo.

"Bana bağırma!" diye geri bağırdı Juliet tehditkar bir şekilde ona bakarken. "İşte tam olarak bu yüzden bunu istemiyorum! Bir an çok iyi anlaşıyoruz, bir sonrakinde birbirimizi gırtlaklıyoruz! Normal değil bu!"

"Eğer bu kadar inatçı olmasan 'birbirimizi gırtlaklamayız'!" dedi Romeo sertçe, "Belki bize bir şans versen bir şeyleri çözeceğiz!"

Juliet alayla bir nefes verdi, "Birbirinden nefret eden iki insanın 'çözeceği bir şeyleri' olamaz!"

Bu Romeo'yu duraksatmıştı. Yüzündeki donuk ifade Juliet'in sözlerini hemen geri almak istemesine neden oldu.

"Git," diye buyurdu Juliet'i bırakırken.

"Romeo," Ses tonu, Romeo'ya dokunmaya yeltenirken ne yapacağını bilemez bir şekilde yumuşamıştı. "Romeo, ben-"

"Haklısın," dedi soğukça, bakışları sert bir çeliğe dönerken. "Birbirimizden böylesine nefret ederken, gerçekten bir şeyleri çözmemize imkan yok,"

Bunu söyleyerek ne kadar büyük bir hata yaptığını, kendi sözlerini Romeo'nun ağzından duyduğunda farketmişti.

"Onu demek istemedim," dedi söylediklerini geri almaya çalışarak.

"Peki ne demek istedin?" Juliet onun bu sorusunu cevaplayamadığında, Romeo kızın içini titreten acı bir kahkaha koyuverdi, "Git artık," dedi ellerini tamamen iki yanına düşürürken.

"Romeo," diye kendini savunmaya başlamıştı Juliet yeniden fakat Romeo bununla ilgilenmiyor gibiydi.

"Pazartesi okulda görüşürüz," dedi ayağa kalkıp Juliet'i kucağından nazikçe indirirken. Juliet, Romeo'nun odadan çıkışını izlerken bakışları iyice keskinleşmişti.

"İyi! Bir korkak gibi davranmaya devam et! Öylece yürüyüp git ve dediğim her şeyi ciddiye al! Ama gerçekten onu kastetmediğimi bil!" diye patladı kendini tutamadan. Bu Romeo'nun adımlarını duraksatmıştı.

Juliet, birbirlerine biraz daha bağırmaya kalkmadan önce hızla odadan çıkmaya yeltendi. Ama Romeo ondan önce davranıp, Juliet'i kollarıyla kapının yanındaki duvara hapsetti.

"Ne dedin sen?" dedi Romeo gözleri tehlikeli bir biçimde parlarken.

Fakat Juliet geri adım atmak yerine daha da çok gaza gelmişti.

"Senin bir korkak olduğunu, istersen öylece çekip gidebileceğini ve söylediklerimden istediğin anlamı çıkarabileceğini söyledim!" dedi söylediklerinin ilk kısmını tekrar ederek.

"O değil, son kısmı diyorum," sesi ürkütücü bir şekilde sakinlemişti.

Juliet bir şey söylemeksizin boğazında oluşan yumruyu geçirmek için yutkundu.

Not Exactly Romeo & Juliet (TÜRKÇE ÇEVİRİ)Where stories live. Discover now