BÖLÜM 19 - VEDA

104 24 26
                                    

Bölüm müziği: Sezen Aksu - Perişanım şimdi




Medya: Yağmur un meşhur olaylı evi:) KOZAN malikanesi.







Sarılmak dünyanın en güzel eylemi iken veda etmek en çirkin eylemi olsa gerek..





Amerikadan gelen doktor yani tuna hanım önce rutin bir muayeneden sonra detaylı inceleme için birkaç test istedi. Hepsini babamla hallettik. Şimdi ise babamın odasında sonuçların çıkmasını bekliyoruz.

Ne gerek varki bu kadar teste. Hastayım işte. Adı da belli hastalığın. Ama yok o testler her  defasında baştan yapılacak. Altın kural bu. Her defasında kolum delik deşik edilecek, ve bir sürü kablo vücudumda yer edecek. Hastaneler insanı ne kadar yoruyor. Babam doktor olmasa hangi kuvvet beni buraya getirebilirdi acaba. Güvenebilirmiydim doktorlara gözü kapalı? Bilmiyorum.

Aslında gerek olmasa neden yapsınlar ki. Hem onlara eziyet hem bize. Bildikleri bişey varki yaptırıyorlar. Biz kendimizi hasta ediyoruz onlar bizi iyileştirmek için uğraşıyor. Değerli insanlar doktorlar. Çok değerli. Bazen gerçekten kendimle çeliştigimi hissediyorum. Ama sonra amaann boşverr deyip geçiyorum.

Önündeki dosyaları inceleyen babama kısa bir bakış atıp "Baba?" diye seslendim. Odadaki herşeyi en ince ayrıntısına kadar incelemiş ve sıkılmıştım artık. Konuşmaya, aklımdan geçen soru işaretlerine cevap bulmaya ihtiyacım vardı.

Babam kafasını hasta dosyaları olduğunu tahmin ettiğim kağıtlardan kaldırmayarak "Efendim kızım." Dedi.

"Şu doktor tuna hanım. Nerden tanışıyorsunuz? Baya samimisiniz." diye sordum. Evet bu kadar derdin arasında bunu merak ediyorum. Kızsal iç güdüler naparsın. Ayrıca merak meraktır küçüğü büyüğü olmaz.

Babam kafasını kaldırıp sonunda yüzüme bakabilmişti. Uzun bir hikaye anlatacakmış gibi bir edayla koltuğuna yaslandı ve "hmm" diyerek devam etti.
"Tuna benim üniversiteden çok yakın bir arkadaşım. Fakülteyi birlikte bitirdik. Hatta daha geriye gidersek lisedede aynı sınıftaydık. Okulu birincilikle bitirip amerikaya gitti. Ve yıllardır orada. Çok başarılı bir kardiyolog. Seni duyunca hemen geldi."

"Vay vay.. Annem duymasın bunları." diyip gülümsedim. Babamda karşılık olarak gülümsedi, ardından "Tuna benim arkadaşım kızım. Annenin yanında da böyle konuşup yakma beni. Aman yani." diyerek savunmaya geçti. Geçmişte bişey olmuş belli ama neyse..
Evde kaos çıkarmak istemem.

"Ama tuna hanım.." diye başladığım cümlem kapıdan giren tuna hanım tarafından kesilmişti.
"Benden mi bahsediyorsunuz bakiyim." diyerek tatlı bir giriş yapmıştı odaya.

Kısa bir gülüşmenin ardından tuna hanım elinde olan tahlil sonuçlarım hakkında ileri geri konuşmaya başladı. Neymiş efendim çok kötülermiş. Dinlemekten sıkılıp tuna hanımı baştan aşağıya süzdüm. Güzel kadın. Yaşını hiç göstermiyor. Uzun boylu ve zayıf. Sarı ve omzunda dalgalanan saçları ayrı bir hava katıyor ona. Beyaz önlük bu kadar yakışır bir doktora. Doktor değil daha çok manken gibi. Ya bir insan hem güzel hemde zeki nasıl olabilir? Ben, annem ve tuna hanım bu nadir insanlardandık sanırım.

"Yani diyorumki.." ile başlayan cümle ile süzme işlemini bırakıp devamını dinledim. "Bu sonuçlara göre ameliyat şart. Fakat yağmur bu ameliyata hazır mı onda kararsızım. Onu birkaç gün gözlem altında tutup hergün EKG sonuçlarını incelemek istiyorum." 

Babama bakıp bişey söylemesini bekledim. Konuşmayınca "Yani?" diye sordum. Sırayla babama ve tunaya bakarak. Tuna hanıma içimden tuna desem ayıp olmaz heralde.

SAKIN AÇMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin