Bir gülüşü var ben sizlere ömür..
Öyle güzel gülüyor ki, tamam diyorum yeter bu kadar yaşadığım.
Gülüşü kilometrelerce öteden ruhuma sızıyordu.
Gülüşü güzel kadın, ruhumun gülüşünüze ihtiyacı var..
Nakşedeceğim tebessümünü gözlerime.
Gamzeni ser gök...
Alarmın çalması ile sıcacık yatağından sıçrayarak uyandı. Kafasını çevirip de komedinin üzerindeki saatte bakması ile yataktan sıçraması bir olmuştu. Her gün olduğu gibi bugün de acele etmezse işine geç kalacaktı. Banyoya gidip elini yüzünü yıkadıktan sonra tekrardan odasına giderek dolabının karşısına geçti. Hızlıca üzerini değiştirip aynanın karşısına geçti. Yüzüne hafif dokunuşlar yapıp saçını düzelttikten sonra çanta, telefonunu alıp odadan çıktı. Kahvaltı masası her zamanki gibi hazırdı. Hiç oturmadan ayakta ufak bir şeyler ağzına atıp kahvesinden bir yudum aldı sadece..
"Sevgilim otursana ne bu acele" "Canım işe geç kaldım yine hemen çıkmam lazım" "Al benim arabayı daha fazla geç kalma" "Sağol canım 😘 "(yanağına öpücük kondurur)
Hızlıca merdivenleri inip arabaya binerek yola koyuldu. Bir zaman sonra şirketin önüne gelmişti. Hızlı bir şekilde arabayı park edip koşar adım içeri girdi.
"Bora Bey geldi mi? Beni sordu mu?" "Nerde kaldın kızım ya" "Alarmı duymamışım yine uyuyakaldım sorma" "Bora Bey geldiğinde odama gelsin dedi" "Tamam, gideyim bekletmeden o zaman"
Eşyalarını masanın üstüne bıraktıktan sonra patronun odasına doğru yürümeye başladı. Ve kapının önünde derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı tıklatıp içeri adım attı..
"Beste Hanım sonunda gelebildiniz işe" "Bora Bey açıklamama izin verin" "Önemi yok Beste Hanım bu kaçıncı bir değil ki" "Ama Bora Bey bir dinleseniz" "Üzgünüm Beste Hanım ben konuştum haberleri var muhasebeye gidip.." "Yani kovuldum mu şimdi?" "Kusura bakmayın böyle olmalı göz yumamam"
Sinirli bir şekilde kapıyı çarpıp çıktı odadan. Kendi kendine konuşa konuşa masasının yanına kadar geldi.
"Canım iyi misin ne oldu?" "Ne olacak kovuldum."
Eşyalarını alıp şirketten dışarı çıkarak arabaya bindi. Bir süre çalıştırmadan arabanın içinde oturdu, direksiyona birkaç kez vurduktan sonra çalıştırıp oradan uzaklaştı. Nereye gideceğini bilmeden.. Ve gelmişti arabadan inip geldiği yere baktı önce daha sonra içeri girdi. Sevgilisinin çalıştığı yere gelmişti.
"Aşkım senin burada ne işin var?" "Gelemez miyim?" "Yok, şaşırdım görünce tabi ki gelebilirsin, neyin var senin ne oldu?" "Hiç iyi değilim Doruk, işten kovuldum hem de açıklama bile yapamadan" "Üzülme canım ya iyi olmuş boş ver" "Nasıl iyi olmuş boş ver ya ne diyorsun sen Doruk?" "Canım üzülmeye değmez diyorum.. Neyse tatlım benim gitmem lazım şimdi akşam konuşuruz"
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bir şey diyemeden sevgilisi gitmişti. Oradan da dışarı çıktı, bir süre kapının önünde durup kaldı. 'Şimdi nereye gideceğim'.. Arabaya atlayıp sahil kenarına geldi. Banklardan birine geçip de oturdu. Hala siniri geçmemişti. Kendi kendine konuşmaya başladı..