Bölüm 46

137 110 9
                                    

~~~~~ (Beste) ~~~~~

Geçen onca zamandan sonra ailemin yanına geri dönmüştüm ve bu dönüş temelliydi. Hepsini çok özlemişim burnumda tütüyorlardı. Buraya geleli 10 gün olmuştu. O kadar olmuş muydu nasıl geçtiğini anlayamamıştım. Hiç boş kalmamıştı ki ev geldiğimi duyan gelmişti. Sanki neden geldiklerini anlamayacağım ya. Oturur oturmaz başlamışlardı soru yağmurları. Mahallemizin koca karı çetesi toplantısının içine düşmüştüm resmen. Sorularının biri bitiyor diğeri başlıyor. Makineli tüfek gibi..

Sonunda odama geçebilmiştim ne gündü ama. Bir gün boş kalmaz mı bu ev ya. Camın yanına geçip de perdeyi aralayarak dışarıya bakmıştım. Geldiğim günden beri çıkıp dolaşamamıştım. Camı açıp da kafamı dışarı çıkarmıştım ve temiz havayı içime derinlemesine çekmiştim. Gözlerimi kapatıp da anın tadını çıkarıyordum. " Besteee!! " sesiyle yarıda kesilmişti keyfim. Pencereyi kapatıp içeri girerken gözüm bir yere takılı kalmıştı. Durup o yere baktığımda ise karşıda duran iki kişiden birini.. Yağız'a benzetmiştim. İnsanlar çift yaratılır derlerdi de inanamazdım, doğruymuş. Tıpa tıp aynısıydı.

–“ Beste kızım hadi ”
–“ Tamam, geldim ”

Bakmayı bırakıp da annemin yanına geri gitmiştim. Gider gitmez de elime bir poşet tıkıştırmıştı ve bir şey diyemeden kapı yüzüme kapanmıştı. Yok, yani gider misin demek de yok. Elimde poşetle Ayşe ablanın evine doğru yürümeye başlamıştım.

Aşk lazım aşk lazım çöl olmuş kalbim
Hayat hiç durmaz ki kalmadı vaktim
Çok ayıpmış laf olurmuş herkes duyarmış
Kim ne dermiş komşu görmüş olay büyürmüş
Tüm bu renkler yan yana aynı sesler aynı dünya
Görmesem hiç duymasam farkında olmasam
Tüm bu renkler yan yana aynı sesler aynı dünya
Görmesem hiç duymasam farkında olmasam
Rahat bıraksalar beni bi keşke
Renksiz masalları bir sona erse
Çok ayıpmış laf olurmuş herkes duyarmış
Kim ne dermiş komşu görmüş olay büyürmüş
Tüm bu renkler yan yana..
–“ Beste! ”
Aynı sesler aynı dünya

İsmimi duymamla olduğum yerde kalmıştım. Biri bana mı seslenmişti hem de çok tanıdık bir ses. Sabahtan beri aklıma takılan şarkıyı yarıda bırakıp da geriye dönüp baktığımda karşımda capcanlı Yağız duruyordu.

–“ Yağız! ”
–“ Beste! Konuşmamız lazım. ”

Bana doğru yürümeye başlamıştı. Bir gören var mı diye etrafıma bakınmıştım. Sonuçta her an her yerden biri çıkabilirdi.

–“ Senin burada ne işin var? Ne zaman geldin? ”
–“ Geldim işte 5-10 dakikan var mı konuşalım? ”
–“ Ayşe ablaya şu poşeti bırakıp hemen eve gitmem lazım ”
–“ Tamam, gidelim yürürken konuşuruz ”
–“ Olmaz, yani bi gören olur falan ”
–“ Tamam, o zaman ne zaman müsait olursun ”
–“ Hiç bilmiyorum ”
–“ Tamam, sen git biri görmeden o zaman ”
–“ Tamam ”

Onu geride bırakıp da Ayşe ablanın evine doğru yürümeye devam etmiştim. Ne konuşacaktı ki acaba? Aklıma takılmıştı. Kapıdan poşeti bırakır bırakmaz evin yolunu tutmuştum. Her nedense arkamda biri varmış gibi gelmişti bana ama dönüp bakmaya cesaret edememiştim nedense. Ayak seslerini duyuyordum.. Ne kuruntu yapıyorsun belki de aynı tarafa gidiyoruzdur. Evin yakınlarına gelmiş olmama rağmen takibe devamdı. Bu böyle olmayacaktı bir anda cesaret gelmişti. Hızlı hızlı yürümeye başlamıştım ve köşeyi döner dönmez gitmeyip başka apartmanın kapısının oraya saklanmıştım. Elimde yerden aldığım taşla beklemeye başlamıştım. Birkaç saniye geçmesinin ardından ayak sesleri de duyulmaya başlamıştı. Ve gelen kişi arkası dönük bir şekilde durmuştu. Ses çıkarmadan yüzünü dönmesini bekledim. Belki de beni takip eden kişi olmayabilirdi. Ya da beni takip eden biri de olmayabilirdi.

–“ Nereye kayboldun be güzelim iki dakika da. Ortalıkta gözükmüyor.. ”

Olduğum yerde donup kalmıştım, inanmıyordum beni takip ediyormuş gerçekten de. Elimdeki taşı daha sıkı tutup da bulunduğum yerden yavaşça adım atıp da arkasında durmuştum.

–“ Burdayım, sapık herif! ”

Der demez yüzünü dönmesine fırsat vermeden taşı kafasına indirmiştim. Benden beklenmeyecek bir hareketti bu. İlk defa böyle bir şey yapmıştım ki ilk defa böyle bir şeyle karşılaşmıştım. Kafasına taşı yemesiyle “ Ahh.. ” diye inilti kopmuştu dudaklarından. Eliyle vurduğum yere dokunarak bana doğru dönmüştü. Kendimi koruma amaçlı geri adım atmıştım.

–“ Elinde amma ağırmış ya kafamı yardın ”
–“ Yağız! Ya sen miydin? Ben çok özür dilerim öyle arkamdan biri gelince ve son sözlerinden sonra ben şey sandım.. ”
–“ Sapık, vurmadan da öyle demiştin sanki ”
–“ Şey ben.. ama sende gizli gizli gelmeseydin nerden bilebilirdim ki sen olduğunu. Yağız! kafan kanıyor hemen hastaneye gidiyoruz. ”

Vurduğum yere eliyle dokunduğunda elinde kan vardı. Görür görmez lafımı yarıda kesmiştim zaten. Elimdeki taşı kenara fırlatıp da yanına gitmiştim. Vurduğum yere yakından bakmıştım.

–“ İyiyim ben büyütülecek bir şey yok. ”
–“ Nasıl yok Yağız! kafan kanıyor nasıl bir şey yok. Bekle burada taksi falan çağırayım.. ”

Arkamı dönmüş gidiyordum ki kolumdan yakalamıştı. Geri adım atıp da karşı karşıya kalmıştık. Yavaşça kolumu tutmayı bırakarak elimi tutmuştu. Gözlerimin içine bakarak konuşmaya başlamıştı.

–“ Ben iyiyim gerçekten bir şeyim yok. Ufak bir şey zaten kanama da durdu. Hadi sen eve git evdekiler merak etmeden. Neme lazım sokağa dökülürler seni aramaya yakalanmayalım. Hem ölecek değilim herhalde ☺️ Hadi git ”
–“ Tamam, ama sende doktora git içim rahat etmez benim sonra ”
–“ Tamam, Akın burada gözün arkada kalmasın yalnız değilim ”
–“ Gidiyorum iyisin dimi? ”
–“ İyiyim ” ☺️

Yüzünde tatlı gülümsemesiyle gözünü açıp kapatmıştı. Yavaşça ellerimiz birbirimizden ayrılmıştı. Ve hafifçe elimi havaya kaldırmıştım aynı şekilde o da kaldırmıştı yüzündeki tebessümüyle. Diğer eli ise kafasındaydı..

•●● GÜLÜMSE HAYATA·٠•●●•٠·˙  ✔️ [tamamlandı]Where stories live. Discover now