Bölüm 35

51.9K 1.7K 208
                                    

"Aman Tanrım... Soyumu bir kurşun tanesi bitirdi. Allah'ım bu ne büyük acıdır. Ah ulan... Bu seksi vücudumun yapımında emeği geçeceği çocuklarımı göremeyecek miyim ?! Aman Tanrım... Bu acı beni öldürecek!"

Kuzey feryatlarına bir yenisini daha eklerken Hakan kalan son sabrının da dibini sıyırmakla meşguldü.

Hakan içinde hızla büyümeye devam eden öfkeye rağmen sakinliğini koruyarak "Abartma lan! Kurşun alt tarafı omuzuna küçük bir tünel açtı o kadar. Mahalle karısı gibi bağırıp durma.  Küçük Kuzey hala yerinde." dese de Kuzey daha çok ağıt yakıyordu.

"Zaten sana güvenen de hata. Bundan sonra bitti abisi. Sana bir daha iyilik yapmak mı? Nah. Hemde kocaman bir nah. Vallahi az önce dediğim gibi bundan sonra bittin benim için... Ne cenazeme ne cenazene." Kuzeyin isyanları aldığı her nefeste daha da çok artarken artık bende sabrı kalmayanlar grubuna üyeyim.

"Kuzey lütfen artık sakin ol. O lanet olası olayda bir tek sen vurulmuş olabilirsin, evet ama Beyazıt'ın ve benim ne kadar korktuğumuzu da fark et. Korktuğunu biliyorum ama fazla abartma istersen. Beyazıt'ın ne kadar korktuğunu görmüyor musun? Onun küçücük bir çocuk olduğunu ve her şeyi içine attığını unutma... Senin gibi avazı çıktığı kadar ağlamıyor. Bak herkes yanında. Her zaman da yanında olacaklar. Tabii benim de her zaman yanında olacağımı da asla unutma." dediğim an ağıtları son buldu.

Kuzey kendini direk trip atma moduna sokarken "Tamam ya... Ben acımı içimde yaşarım siz beni boş verin." dediğinde Hakan zafer kazanmış bir şekilde rahatla koltuğa attı kendini.

O trip attıkça benim tansiyonum inip, inip çıkıyordu adeta.
"Kuzey saçmalama. Seni yalnız bırakır mıyım hiç? Henüz ailenin haberi yok zaten. Yalnız bırakamam seni." dediğimde triplerine son vermesini ümit ettim.

Hakan Kuzey'in triplerini es geçip "Sanem kalk biz gidelim. Bu geri zekalıyı bırakalım burada. Kafam şişti sabahtan beri. İyileşince gelir zaten o." dedikten sonra hızlıca ayağa kalkıp seri hareketlerle sandalyenin üstüne bıraktığı ceketini giydi.

Koltuğun kenarında bir süre benim için yastık görevi gören hırkamı hızlıca bana giydirdikten sonra kolumdan tutup peşinden sürüklemeye başladı.

"Hakan ne yapıyorsun! Kuzey'i odada tek bırakamayız! Kolumu bırak." derken bir taraftan da kolumu ellerinden kurtarmaya çalışıyordum.

Hakan "Ya kızım yürü sen. İstese şimdi taburcu olur herif sen hala odada tek diyorsun. Yalandan yere hasta ayağına yatıyor pezevenk." dediğinde haklı olma ihtimali o kadar yüksekti ki Kuzey'in kendini hasta moduna sokması da büyük bir ironiydi. Vurulduğu yer bıçak kesiği kadar bir şeydi üstelik.

"Kuzey neden kendini hasta moduna soksun ki?"

Hakan sorum karşısında alaycı bir tavırla "Birincisi onun büyük bir geri zekalı olduğunu ama benim de bir o kadar zeki bir insan olduğumu unutuyorsun. İkincisi ilgi görmek için her şeyi yapıyor aptal herif. Üçüncüsü sırf Dilara'nın kulağına onun vurulduğunu haberi gitsin ve hastanede olduğunu öğrendikten sonra kendisini affetsin diye bekliyor. Ve sende büyük bir sarf olarak bu oyunu yiyorsun." dediğinde jetonlar yeni yeni düşmeye başlamıştı.

"Haklı olmandan nefret ediyorum." derken sesim ciddiyetten yıkılmak üzereydi.

Hakan sesimde ki ciddiyete rağmen oldukça rahat bir tavırla "Arada olur öyle şeyler. Bende seni seviyorum boş ver." deyip kolumu omzuma attı.

"Şimdi gidip oğlumuzu alalım ve yeni evimize gidip yeni bir hayata alışma mücadelemize başlayalım."

...

Psikopat Mafyanın Esiri Where stories live. Discover now