Damn You | Episode 3

2.7K 222 27
                                    

Bölüm, @mrsNothing0 'a ithafen.❤

**

Gökyüzü parlak mücevherleriyle süslenip gözlerimi büyülemeye çalışırken kalbimden akan bir sıvı hissediyordum.

Göz yaşı.

Kalbim bedenimin acizliğiyle hıçkırıklara boğulup ağlamaya başladı.

Aslına bakarsanız çok geç bile kalmıştı.

Onun nefretinin acısı, kanıma bu kadar çok karışmışken geç kalmıştı kalbim.

Zaman doluyor gibi hissediyordum.

Yıkılacak gibi.

Ama saniyeler sonrasında bir ışığa tutundum.

Onun o güzel elalarına.

Gözleri bir süre daha ayakta tuttu beni.

Sonra bahçenin içinde yanımdan geçip gittiğini gördüm.

Kin dolu gözleriyle beni süzdü.

Ama gitti.

O hep giderdi.

Ben hep beklerdim, umutsuzca.

Arkasından koştum ve onu yakalamaya çalıştım.

Hayat ya, ben hep onun arkasından koşarken yoluma tuzaklar kurmayı severdi.

Alanna kahve gözlerini Zayn'le birleştirdiğinde gülümsedi ve elinde ki viski bardağını ona doğru uzattı.

Uzaktan dudaklarının kıpırdadığını gördüm.

Zayn onunla konuşurken mutlu oluyor olmalıydı.

Bende onun adına yüzüme ufak bir gülümseme yerleştirdim.

Onun mutlu olması bana yeter, diye teselli ettim kendimi. Daha çok yandı canım ama gülümsedim.

Arkadaşlarımla yediğimiz hoş bir akşam yemeği sonrası güzel hisler değildi bunlar. Ama yine de insan tuhaf oluyordu.

Bir süre uzaktan onları izlemeye devam ettim.

Alanna, Zayn'in sözlerine küçük bir kahkaha attı.

Ne konuşuyorlardı?

Ela gözlü adam onunla benimle konuştuğu gibi konuşmuyordu değil mi?

O, onu güldürmeyi beniyse göz yaşlarına boğmayı severdi.

Saçmalık, dedim kendi kendime.

Beni böylesine hissettiren bir adama aşığım.

Uzun süre konuştular ayakta sonra Travis içeriden sevgilisini çağırdı.

Alanna ve Kate içeri girerken Zayn bana doğru dönüp baktım.

Ela gözlerinde tuttuğu 'ben kazandım' ifadesi.

Oysa ikimizde biliyorduk, ikimizinde kaybettiğini.

Kalplerimiz acırken nasıl kazanabilirdik.

"Seyret." dedi bana sessizce. "Onun kalbini nasıl kazandığımı seyret."

Dudaklarımı ıslattım. "Alanna o adama aşıkken kendini ifade edemezsin. Senin sesini duyamaz. Kendimden biliyorum, sen o kadına aşıkken benim sesimi duyabiliyor musun?"

"Lauren." diye mırıldandı usulca. İsmimi kimse öyle telaffuz edemez diye düşündüm.

"Bana sesini duyarabilmen için önce seni görmem gerekiyor. Kendine parlak bir ayna bul ve bir bak. Kendi yansımandan korkacaksın, çünkü çok klişesin."

"Böyle konuşarak beni daha fazla incitemeyeceksin. Biliyorum, kendi acını benim ruhuma atıyorsun ama olmuyor Zayn. Ne kadar yorulduğunu ben bile görebiliyorum. Ben bile."

Kendimi çiğnedim sözlerimle.

Ona kendimi biraz olsun göstermeye çalıştım.

"Vaktimi çalıyorsun." dedi. "Ayrıca göz zevkimi bozuyorsun."

"Olsun." dedim hafif tebessümle. "En azından beni hiçe saymıyorsun."

Alaylı bir gülüş gördüm dudaklarına yerleşen.

"Ne zaman fark edeceksin, seni sevmiyorum."

"Aslında bunu biliyorum, çok defa yüzüme vurdun."

"Bu kadar gurursuz olabileceğini tahmin etmemiştim." Eğlenir ifadesi beni daha çok incitti.

Dudaklarımı aralamadan önce yutkundum.

"Sana beni sev demiyorum. Senin de acı çektiğini görüyorum. Benimle alay ettiğin o konu var ya, sende onu yaşıyorsun. Sende onun gözüne görünmüyorsun. Aynı durumdayız Zayn. Bana acıyorsan, kendine de acı."

Damn You :: Malik Where stories live. Discover now