Bölüm 4

86 55 4
                                    


Ayaklarımı yataktan sallandırıp etrafıma bakındım. Başım olağanca gücüyle ağrıyordu. Elimi şakaklarıma götürürken etrafa bir göz attım. Tarih, zaman ilişkimi iyice kaybetmiştim. Yatakta yatan Carlie uyanmasın diye sessizce halının olduğu yere ayaklarımı bastım. Başucumuzdaki çerçeveyi elime alıp anneme ufak bir öpücük bıraktım. Her şey yolundayken neden hala burada kaldığımı kendime defalarca sormuştum fakat bir yanıt bulamamıştım. Hala da bir yanıtı yoktu. İnanamazsınız kardeşimi bile çok özlemiştim.

İçimden derin bir "Ah be," çektiğim de salona gelmiştim. Yabancı diye takıldığım adamın hala bir ismi yoktu. Birkaç kere sormama rağmen söylememiş, Carlie de konuşamadığı için doğal olarak söyleyememişti.

Klasik bir güne merhaba! Yabancı evde yoktu. Bu saate kadar çoktan uyanması gerekiyordu. Yiyecek bir şeyler almaya gitmiştir diye mutfağa doğru ilerledim. Kız olmak her yerde kız olmaktır.

Mutfak masasının üstündeki kitapları, dosyaları alırken açık bilgisayar dikkatimi çekmişti. İçinde interneti olduğunu biliyordum. Şeytan dürtmeye başlamıştı bile... Ailemden uzun süredir haber alamamıştım. Birkaç hesabımda ekli olan kardeşimin profiline baksam ne olurdu?

Bilgisayarın başına geçip açık kalan ekrana şükürler sundum. Daha önce denemiş şifre olduğu için girememiştim. Gizli bir sekme açıp tüm hesaplarıma bakacaktım. Tuhaf bilgisayarı biraz kurcaladıktan sonra zaten açık olan sekmeye tıkladım. Gmail hesabında yaptığı görüşmeler vardı. Tabi ki özel hayatına bakmak gibi bir niyetim yoktu ama konuştuğu kişiler arasından birinin kod adı ilgimi çekmişti.

"GRİ GÖZ."

Oldukça gerilmiştim. Konuşma ekranına girsem mi girmesem mi? Düşüncelerimden bir yana elim zaten girmek için çoktan mouseye yönelmişti. Konuşmaya tıklayınca ensemde oluşan terleri saçlarımı kaldırıp tek elimle sildim. Uzun bir konuşma sanıyordum. Birkaç resim dosyası, karşı tarafın yazdığı birkaç yazıdan ibaretti. Sakin kalarak ilk resimlere girdim. Dehşetle açılan gözlerim kapıya yöneldi. Kimse yoktu. Tekrar bilgisayara baktım, benim resimlerim. Ben uyurken çekilen birkaç resim... Bir resimde gözlerim açık gülüyorum, gözlerim gri. GRİ GÖZ, ne yani o ben miyim?

Telaşla sekmeyi kapatıp yazılan yazıları okumak için geri konuşmaya döndüm.

"Kız nasıl?"
"O iyi. Carlie ona fazla alıştı. Bu iş zor olacak."
"Unutma Kurt, o gri göz bize lazım."

Başımı ellerimin arasına aldığımda yere düşen poşet seslerine korkuyla baktım. Gözyaşlarım yanaklarımdan akmaya başladığında bana yaklaşan, adının Kurt olduğunu öğrendiğim yabancıya baktım. Kolumdan tuttuğu gibi salona sürüklemeye başladı. Ben nereye gelmiştim?

Hızla koltuğa iterken dengemi kaybedip yere düşmüştüm. Olduğum yerde sadece ağlarken bana ne yapacaklarını düşündüm.

"Aç şunu lanet olası herif!"

Kafamı hafif çevirip ayaklarına baktım, bir sağa bir sola giderken öfkeden etrafa tekmeler atıyordu. Bundan asla korkmuyordum. Benim korktuğum nerede olduğum, bunlar kimdi?

Kamu telah mencapai bab terakhir yang dipublikasikan.

⏰ Terakhir diperbarui: Nov 20, 2017 ⏰

Tambahkan cerita ini ke Perpustakaan untuk mendapatkan notifikasi saat ada bab baru!

GRİTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang