Bölüm 20:You Will Not Be Anyone Other

3.7K 313 215
                                    

Baekhyun , Chanyeol giderken ister istemez üzülüyordu. Neden bilmiyordu ama bir kaç gündür her Chanyeol geldiğinde delice seviniyor ama Chanyeol gittiğinde oturup delice ağlamak istiyordu.Ruh hali ona geri döndüğünden beri o kadar çok değişiyordu ki ne yapacağını şaşırıyordu. Kalbi bedeni sürekli ona çekilirken beyni bambaşka şeyler söylüyordu.

Hiç bir şeyi umursamadan toprağa oturup bağdaş kurduktan sonra karanlıkta kaybolan uzun bedeni üzgün bir şekilde izledi.O yanından gidince boşluğa düşüp kötü şeyler yapmaktan korkuyordu.

Dudaklarını dışarı sarkıtmış hala karanlığa bakarken Lee Yoon gerçekten de içinin ısındığını hissediyordu. Kraliçenin bu kısacık zamanda sergilediği davranışlar hoşuna gitmişti. Onu daha önce tanıması da bu hislerini körüklüyordu. Ama eğer biraz daha yerde oturursa hasta olacağını düşünüp ona seslendi.

"Kraliçem lütfen buraya gelin hasta olacaksınız."

Baekhyun bu unvanı başkasından duyunca birden kötü hissetmişti.Ne kadar ona ait olsa da kalan ömrünü bir Kraliçe gibi geçirebilecek miydi emin olamıyordu.

Karanlığa son kez iç çekerek baktıktan sonra tahta avluya, Lee Yoonnun karşısında oturdu.

Lee Yoon daha da yakından gördüğü genç adamla gülümsemişti.

''Bu yaptığımızın akıl kârı olmadığını düşünüyorsun değil mi? Şuan beni lanetli olarak  da görüyorsunuzdur.''

Lee Yoon onun bu haline gülümsemeyle karşılık verirken ipek kumaşa sığdırdığı yığınla kitabı çıkardıktan sonra cevap vermek için üzgün çocuğa baktı.

''Kraliçem,Kralın annesi olmadığı için her anında her saniyesinde yanında yalnızca ben vardım.O çok masum bir çocuktu. Küçük iken hatırlar mısınız bilmem ama sizin saraya geleceğiniz günler güneş doğmadan ayağa kalkar giyinip kuşanır sonra da koşa koşa sarayın avlusunda durur gelmenizi beklerdi.Onu hatırlıyor musunuz Efendi Byun?''

Baekhyun kaşları çatılı dediklerini anlamaya çalışırken yaşlı Lee Yoon devam etti.

''Kral bu durumu her gördüğünde oğlunun arkadaş edinmesine sevinse de Prensin sadece size bel bağlayacağını düşünerek Bakan Byuna bir daha saraya girmemeniz için emir vermişti.Prens o zamanlar haftalarca ağlamış saraydan sizi görmek için kaçmaya bile çalışmıştı ve Kral onu elli şaplakla cezalandırmıştı.Bu olaydan bir süre sonra sadece kendini saraydaki görevlerine verdi.Şimdi tekrar  kalbini size vermesi beni şaşırtmadı ve sizinde onu kabul etmeniz.Kader gerçekten önüne geçilmeyen bir şey Kraliçem ve erkek olmanız sizi bu ülkenin annesi olmanıza engel değil.''diye konuşmasını bitirdiğinde Baekhyun gözünde canlanan her bir karede nefesi sıkışıyordu.

O ilk arkadaşıydı .Yaşıt oldukları için babası onu saraya götürmüş ona arkadaş olmasını söylemişti.Saraya tekrar gidemeyeceğini öğrendiğinde Baekhyun da çok ağlamış günlerce yemek yememişti.Ama sonra Jongin gelmişti ve o saray duvarları arasında yalnız bıraktığı küçük prensi unutmuştu.

Hatırladıklarıyla ayağa kalkarak ''Lee Yoon saraya kimseye görünmeden girebileceğim bir yer var mı ?''diye sorduğunda yaşlı adamda onunla kalkarak ''Biz sarayın en arkasında, saray mutfağının yanındaki ağaç dallarıyla kaplı bir gedikten dışarı çıktık Majesteleri ''demesiyle Baekhyun yaşlı adama kocaman sarıldıktan sonra konuşmasına fırsat vermeden koşarak korktuğu karanlık, kurt ulumalarının yükseldiği ormandan geçti.

Sadece ona kaybettikleri zaman için sarılmak istiyordu.

.........

Gedikten nöbetçilerin geçmesini beklerken bile yerinde zorlukla duruyordu.Gidip kollarını yalnızlığa mahkum ettiği sevdiği kişiye sarmak istiyordu.Nihayet kendi aralarında konuşan nöbetçiler geçince sığınağın görünen kapısı ile gülerek adım atmıştı ki boğazında hissettiği keskin kılıçla yerinde donmuştu.

Begining Of The End[Chanbaek]Where stories live. Discover now