7.Bölüm(M)

18.7K 939 970
                                    

Oldukça rahatsız bir gece geçirmeme rağmen okula gelmiştim. Dirseğimi sıraya yaslamış, avuç içimi de yanağıma yaslayıp bıkkın bir şekilde akıllı tahta da ki videoya bakıyordum. Bir şey anladığım yoktu aklımda elbette Chanyeol vardı. Dün gece yaptığım şeyin ilişkimize ne tür bir yön vereceğinden emin değildim. Henüz onu kovduğumdan beri hiç konuşmamıştık. Onu özlemiştim ama yapacak bir şeyim yoktu. Yüzsüz gibi gidip ona mesaj atamaz, arayamazdım. Hem böylesi daha iyiydi. Onunla konuşursam işler daha da karışırdı.

''Çıkabilirsiniz.''

Okuldaki öğretmenlerin yaş ortalamasına göre oldukça genç olan bayan dile getirip sınıftan çıktığında bende parmaklarımı ceplerime sıkıştırıp hızlı adımlarla sınıftan ayrıldım. Yanıma bir şey almadığım için dolaba uğrama gereği duymadan çıkışa yöneldim. Angela'ya da pek görünmek istemiyordum işin aslı.

Okulun boğucu havasından kurtulmak adına bahçeye olabildiğince hızlı ilerledim. Bahçeye vardığımda ise gözüme çarpan arabayla bir kaç saniye yerime durup adımlarımı yavaşlattım. Kısa sürede alıştığım beden arabanın içinden beni fark etmesiyle kapıyı aralayıp dışarı çıkmıştı. Kendisini arabaya yaslayıp başını benim olduğum tarafa çevirdi. Gözlerindeki güneş gözlüğü yüzünden odak noktasını seçemesem de benden başkasına bakacak hali olmadığına göre hedef bendim. Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp ince deriyi yavaş yavaş soymaya başladım. Strese girmiştim. Başımı yerden kaldırmadan adımlarımı hızlandırdım ve ona en uzak köşeden yürümeye başladım. Fakat çok geçmeden kolumda hissettiğim elle geriye doğru çekilmiştim. Kaçışım yoktu, dirensem ben rezil olurdum. O yüzden sesimi çıkarmadım ve onun koca adımlarına ayak uydurmaya çalışarak arabaya girdim. Hızlıca arabanın etrafından dönüp kendi yerine ulaştığında yerleşip kapıları kilitledi. Arabayı çalıştırıp gaza basması ise üç saniye içinde gerçekleşmişti.

Hayatımda görüp görebileceğim en lüks oteldi geldiğimiz otel. Etrafı şaşkınlığıma engel olamadan inceliyordum. Farklı bir dünyaya girmişim gibi hissettiriyordu. Dışarısı ve burası o kadar farklıydı ki.. Duvarlardaki ince işleme, kapı kenarlarındaki eşsiz olduğu her açıdan belli olan heykeller, her an hazır ol da bekleyen görevliler, insanların giyimleri, etrafa yayılan çiçek kokusu.. Sayamadığım onlarca şeyi hayranlıkla süzerken Chanyeol gereken ödemeyi yapmış olmalı ki elimi beklemediğim bir anda kavrayıp asansöre doğru çekiştirmişti beni. Bina gerçekten çok büyüktü, asansöre bindiğimizde de elli kat olduğunu öğrenmiştim. Chanyeol işaret parmağının ucunu kırk dokuzuncu katın tuşuna değdirdiğinde cam asansörden manzarayı izlemeye başladım. Yol boyunca Chanyeol'le hiç konuşmamıştık. Ve biliyordum ki otel odasına girdiğimiz gibi patlayacaktık. Chanyeol kendini asansörün duvarına yaslamış bana bakarken rahatsız bir şekilde boğazımı temizledim. Başımı kaldırıp kaçıncı katta olduğumuza baktım. Henüz otuzuncu kata yeni varmıştık. Omuzlarımı düşürüp uzun asansör yolculuğumuzun bitmesini bekledim. Chanyeol sonunda cesaret bulmuş gibi bana bir adım attığında manzaraya sırtımı dönüp bende kendimi diğer duvara atıp yaslanmıştım. Chanyeol ondan kaçtığımı fark etmesiyle attığı adımı geriye doğru tekrar atıp asansörün kapısının açılmasıyla birlikte dışarı çıktı. Oda numaramızı bilmiyordum bu yüzden sessizce Chanyeol'ü takip ediyordum. Uzun ince koridorları da geçmemizle birlikte Chanyeol elindeki kartı önümüze çıkan kapının yanında bulunan cihaza okuttu. Kapı sessiz bir şekilde içeriye doğru açıldı. İlk adımı benim atmam için geri çekildiğinde direnmeden içeriye girdim. Odanın evimden büyük olduğu gerçeğini görmezden gelip etrafı süzmeye başlamıştım ki sertçe kapanan kapıyla birlikte yerimde kaldım.

''Beni evine almadın Baekhyun.''

Soğuk bir ses tonuyla mırıldandığında yavaşça arkamı döndüm ve boğazımı temizledim.

Rich HusbandWhere stories live. Discover now