8.Bölüm

13.6K 945 747
                                    


Sabah gözlerimi araladığımda haftanın tam ortasında olduğumuzdan ötürü yakınacaktım ki belimdeki sıkı kollarla bu düşünceden vazgeçip çaktırmadan arkamdaki Chanyeol'e biraz daha sokuldum. Dün gece aklımda sahne sahne canlanırken en son Chanyeol'ün ağladığını hatırlamıştım. Büyük ihtimalle sonra da uyumuştum. Belki Chanyeol konuşmuştu, ya da o da uyumuştu pek emin değildim fakat uyanık kalmak isterdim. En azından gözyaşlarından öpebilmek.. Aksine konuşmuş ve her şeyi boka sürükledikten sonra uykuya dalmıştım. Bedenim benden izin almış mıydı? Hayır. Bu konu da kendime ne kadar kızmalıyım bilmiyorum.

''Yine düşünüyorsun.''

Ensemde hissettiğim sıcak nefesle titrerken Chanyeol'ün uyanık olduğunu anca fark edebilmiştim. Yavaşça ona doğru dönüp derin nefes aldığım da açıkta kalan köprücük kemiğime ıslak bir öpücük kondurdu.

''Artık düşünmeni istemiyorum Baekhyun. Lütfen bunu bir rica olarak algılama.''

Chanyeol mırıldandığında ve tekrar köprücük kemiğime ıslak bir öpücük bıraktığında yaşadığım yoğun duygularla birlikte tekrar iç çekme isteğiyle doldum. Chanyeol bu sefer öptüğü deriyi dişleriyle kavrayıp çekiştirirken havalanmış kırmızı saçlarına parmaklarımı geçirdim.

''Dün gece- ıhm..''

Konuşmak istemiştim fakat aksine, Chanyeol cümlemin başını işittiği gibi dilini boynumda gezdirmiş, benden ufak bir inilti kazanmıştı. Konuşmak istemediğini anlamak zor değildi. Yine de kaçmak bir işe yaramıyordu ve içimdeki huzursuzluk inanılmaz derecede büyüyordu.

''Dip boyan gelmiş Chanyeol, çok bakımsızsın.''

Chanyeol hala boynum ve köprücük kemiğim arasında gidip gelirken saniyeler sonra başını kaldırdı. Kalın dudakları kendi salyalarıyla ıslanmış parlarken onları emmemek için kendimi tuttum.

''Eski rengine dönmeyi düşünüyordum. Beğenmedin mi?''

Alt dudağımı bir süre ısırıp saçlarına bakarak düşünür gibi yaptım. Kesinlikle kırmızı onda hoş duruyordu. Saç diplerini ele geçiren bir-iki santimlik siyah saç rengine de bakıp bir süre onu hayal etmeye çalıştım. Siktir, bu adam gerçekten 34 yaşında mıydı? İnanmak istemiyordum.

''Tam üç dakika önce sana bunu yapmanı yasakladığımı hatırlıyorum Baekhyun.''

Yine düşüncelere daldığımı fark etmemle burukça gülümseyip saçlarındaki elimi kaydırarak kepçe kulaklarına dokundum. Onlara bakıp, okşarken pürüzlü sesimle mırıldandım.

''Kırmızı kalmalarını istiyorum, en azından bir süre daha.''

Chanyeol onaylar şekilde bir mırıltı çıkartıp tekrar boynuma yönlendiğinde yanaklarını yakalayıp onu geri çektim. Şimdi yüzü tam yüzümün üstünde duruyordu ve ne ara üstüme çıktığından haberim yoktu, gerçekten.

''Okula geç kalacağım.''

''Saat henüz beş Baekhyun, okulun kaçta senin?''

Kaşlarım saati öğrenmemle havalanırken kuruyan dudaklarımı aralayıp cevapladım.

''Bugün çarşamba, dersim on bir de başlıyor.''

Tam olarak o cümleyi öyle kurmamalıydım işte. Chanyeol henüz altı saatimin olduğunu öğrenmesiyle birlikte başını boynuma gömmüş ve pürüzsüz tenimi kendi izleriyle doldurmak için çalışmalara başlamıştı. Arada bıraktığı izler inlememi sağlarken gözlerimi kapatıp dudaklarımın yetiştiği yeri öptüm. Şakaklarının ardından başımı biraz daha dikleştirip kulağına yetiştim. Kulağının başını ağzıma alıp emmeye başladığımda Chanyeol bacaklarımın arasına dizini bastırdı. Daha çok baskı uygulaması için hareketlenirken Chanyeol beni belimden kavrayıp kenara düşmemi sağladı. Ben hayal kırıklığıyla ona bakarken sırtını yatak başlığına yaslamış, kucağını işaret etmişti.

Rich HusbandWhere stories live. Discover now