Part 3 : Blood, Goddess and Bullet

161 18 101
                                    

Kehlani'den Gangsta ile okumanız beni onurlandırır.

4 myLittlePenguinHemmo and RookieQuenn

*

Eğlence başlıyor, diye düşündüm.

Korumaların bulunduğu devasa ve görkemli kapıdan içeri geçtikten hemen sonra Calum'ın birine gülümsediğini gördüm, belimden tutup beni tekrar kendine çekmişti; oysaki belimdeki elinden yeni kurtulmuştum.

"Seksi ol Adreanna, kışkırtıcı, tamam mı? Ve benden kurtulmaya kalkma. " dedi biz ilerlerken bana eğilip.

"Tamam, " diye fısıldadığımda bunu duyup duymadığını anlayamadım, çoktan masaya ulaşmıştık ve insanlarla konuşmaya başlamıştı bile. Orta yaşlarında gözüken pahalı takımlar giymiş iki adam ve genç, sarışın, oldukça güzel bir kadın.

Yukarı baktığımda kocaman parlak taşlı avizelerin belli bir sırayla dizili olduğunu ve sarı bir ışık yaydığını gördüm, çöp bile para kokuyordu. Masalar klasik yeşil kadife örtü ile kaplanmıştı fakat her bir sandalye oldukça pahalı duruyordu ve ileride büyük bir bar kısmı vardı. Müzik enerjik ama fazla yüksek sesli değildi, herşey Amerika'ya gelmeden önceki hayatımda olduğu gibiydi, zenginlik ve nefret dolu.

"Adreanna," Calum'ın sesi ile yakınımdaki kahve gözlerine baktım. Şöyle düşündüm; gözleri güzelmiş, bir şeytan için oldukça hoş.

"Alsana. " Bana şarap kadehi uzatmıştı, kim bilir ne zamandır bardağı tutuyordu. "Ah, afedersin. " dedim ve şarap dolu kadehi acele ile almaya çalıştım fakat üzerime döktüğümde Calum dudaklarını ısırdı, karşımdaki genç kadına baktığımda bana hafifçe güldü ve Calum'a, "Seninki yeni olmalı, biraz beceriksiz ha? " dedi.

Calum gülümsedi. "Benim kızıma bulaşma, Kate. "

Bu adam nerede ne yapacağını biliyordu işte.

"Haydi üstünü temizleyelim, " dedi ve kadehi masaya bırakıp beni belimden tuttu, "Gel."

Tuvaletlerin olduğu kısma ilerledik.

Beni erkek tuvaletine soktuğunda itiraz etmedim, bir planı var gibi görünüyordu. Kabinlerden biri kapalıydı ve başka kimse yoktu.

Tam aynanın karşısında durduk. Bir avuç dolusu peçete aldı, biraz ıslattı ve arkama geçtiğinde midemdeki karıncalanmayı durduramadım. Her ne yapacaksa kurban olduğum kesindi.

Ellerini belime doladı, çenesini omzuma yerleştirdi ve elbisemin karın kısmına dökülen şarabı usulca silmeye koyuldu. Aynaya baktığımda gözlerinin bende olduğunu gördüm, belime yaslanmış koca bedenini hissedebiliyordum. Gözlerini gözlerimden çekmeden silmeye devam etti ve kalın dudaklarını boynuma değdirdiğinde inledim. Gözlerimi kapatıp yutkunduğumda dudaklarının yavaşça aralanıp sıcak dilini ortaya çıkardığını ve tenime değdirdiğini hissettim, ürküp gözlerimi açtığımda aynadan bana göz kırptı ve dilini hareket ettirdi. Daha bana dokunmamıştı bile ve ölüyordum, yüce isa adına, eriyordum.

Tekrar inlemekten kendimi alamadığımda dili yavaşça aşağı indi, çenesini omzumda hissedebileceğim kadar eğildi ve bu, dili ile çizdiği vücudumda korkunç etkiler bıraktı. Aynı hamlelerle tekrar yukarı çıktığında gözleri tekrar bendeydi, fakat şimdi dudaklarını kapatmıştı işte ve bir süredir karnıma baskı yapan elleri yavaşça bacaklarımın iki yanına inip onları bastırdığında tekrar inlediğim, bunu engellemek adına ısırdığım dudaklarım ne zaman aralanmıştı ki?

My Man And The Devil On His Shoulder Donde viven las historias. Descúbrelo ahora