Bölüm 11

497 70 13
                                    

Anaaaağğğm ben bölüm yazali üç hafta olmuş ya. Hic bölüm yaz demiyonuz sizde be. Her neyse okuyun garik.

Zayn ve Liam sevgili olalı 1 ay olmuştu. İlişkilerinin düzelmesiyle birlikte, ertesi gün Liam'ın durumu kötüleşmişti. Kanser ilerlemişti ve ciğerlerinden 2 litre su alınmıştı. Bu Liam adına iyi şeyler belirtmiyordu. İlaçlar ağırlaştırılmıştı. Liam sürekli uyuyor ve Zayn ise perişan bir halde ondan iyi bir haber, bir ilerleme bekliyordu. Bir aydır doğru düzgün uyku uyumamıştı.
Liam'ın başında bekleyip, uyandığında ihtiyaçlarını gideriyor ve tekrar uyumasını bekliyordu.
"Z-Zayn.." dedi titrek, yorgun ses.
Anında gözlerini açıp, oturuşunu düzeltti ve Liam'ın elini tuttu.
"Efendim sevgilim?"
"Daha faz-fazla bekleme. Eve git. Biraz u-yu. Çok k-kötü gö-görünüyorsun. Benim yüzümden.."
"Ha-hayır saçmalama. Yanında olmak istediğim için buradayım. Senin yüzünden falan değil. Anladın mı?" hafifçe başını salladı.  Yatakta biraz doğrulmak istedi, fakat yakınlarda geçirdiği ameliyat ona hiç yardımcı olmuyordu. Zayn ona yardım edip, oturuşunu düzeltti ve kuru dudaklarına minik bir öpücük bahşetti. Kısa bir süre sonra kahvaltı gelmişti. Zayn ona yedirmek için diretse de, bir-iki lokmadan daha fazlasını yediremedi. İştahı hiç yoktu. İlaç alması gerekmese, onu bile yiyemezdi.

Kemoterapi vakti geldiğinde, birlikte aşağı indiler. Liam'ın bir adım yürümesi bile ona işkenceyken, biraz yürümesi gerektiğini iyi biliyordu ve mecburen asansöre kadar yürüdü.  Birazcık iyi hissetmek istedi kendini Liam. Zayn yanındaydı ve bu bile bir sebepti. 'Zayn için çabalamalıyım.' diye düşündü. 'Bir aydır yüzü bir kez bile gülmedi.' içine dolan hüzünle ağlamak istedi. Ama yapamazdı. Zayn daha çok üzülürdü. Derin bir nefes çekti. Aşağı inene kadar hiç konuşmadılar. Oysa ki ikisininde konuşacak o kadar çok şeyi vardı ki.

"Bay Malik." kafasını kaldırdı ve odadan çıkan doktora baktı. "Arkadaşınızın-" "Sevgilim."
Adam tiksintiyle baktı. "İlişkimiz sizi ilgilendirmez, ne söyleyecekseniz söyleyin artık."
"Her neyse. Bay Payne'in durumu...  iyiye gitmiyor. Kanser her gün ilerliyor. Belki iki belki üç ayı var. Kendinizi her an, her şeye hazırlamanızı istiyorum. Geçmiş olsun."
Zayn kalktığı koltuğa yığıldı. Sanki zaman durmuş ve sadece Zayn için durmamış gibiydi. Kulakları basınç altında kalmış gibi 'belki iki belki üç ayı var.' kısmından sonrasını duyamadı.
Ağlamamak için kendini sıktı, fakat duyguları ve göz yaşları ona izin vermedi. Bıraktı göz yaşlarını. Yavaş yavaş yürüyerek bahçeye çıktı. Liam'ın tedavisinin daha bir saati olduğunu biliyordu.
Boş banklardan birine oturdu ve ellerini yüzüne kapattı. Kısa süre sonra hıçkırmaya başladı. Omzunda bir el hissetti ve ellerini yüzünden çekti. Louis gelmiş ve yanında oturuyordu. Tam karşısında ayakta dikilen bir adet Harry vardı. "Ne oldu dostum?" diye sordu Harry, Zayn'in öbür tarafına otururken.
Derin bir nefes çekip, göz yaşlarını sildi. Ama silmesi pek bir fayda etmedi, büyük bir hızla akıp, tekrar yerini aldı göz yaşları. "L-Liam'ın durumu hiç i-iyi değil çocuklar." bir hıçkırık daha kaçırdı dudaklarından. "O-o iki ya da üç ay sonra burada olmayacak. Dok-doktor öyle sö-söyledi. Ona bir şey olursa dayanamam.." 
Harry ve Louis'in de ağlamaya başlaması kısa sürmemişti. İkiside kollarını Zayn'e sardılar.
"Onu mutlu etmeliyim." diye mırıldandı. "Ona evlenme teklifi edeceğim." çocuklardan ayrıldı. "Onu oyalayın. Tamam mı? Cama yaklaşmasına izin vermeyin ve yokluğumu hissettirmeyin." şansına anahtarı cebindeydi. Arabasına binip, sürpriz için gerekli malzemeleri almaya gitti.
"Liam!" cama bir taş daha atıp, bağırdı. "Paynie!" buna sinir olduğunu ve bu yüzden anından camda belireceğini biliyordu. Tam bir taş daha atacaktı ki cam açıldı. Louis, Liam'ın koluna girmiş, ona ayakta durması için destek oluyordu. Güzel sevgilisini görünce kocaman bir gülümseme gönderdi Zayn. Sonra elindeki çakmakla ispirto döktüğü yeri tutuşturdu. Yavaş yavaş ateş, tüm ispirtoyu tutuşturup , yazıyı belirginleştirdi.
"Evlen benimle Liam! Sonsuza kadar benim ol. Minik bebeklerimiz olsun. Evimizin bahçesinde onlarla beraber koşturalım. Bu hayalleri benimle gerçekleştirmeye var mısın?"
Gôzlerindeki minik yaşları fark etti Zayn. Başını yere eğip tekrar kaldırdı. Ama Liam camda yoktu. "Liam!" diye seslendi. "Buradayım." ses sol tarafından ve daha yakından geliyordu. O tarafa döndü. Yavaş adımlarla Liam ona yaklaştı. Ona ulaştığında ellerini tuttu ve "Evet." dedi. "Seninle bu hayallere varım." Zayn onu çekti ve sıkıca sarıldı. Sonra yüzünün her bir noktasını dudaklarıyla ezberlemek istercesine öptü.
"Senin sayende bu kadar huzurluyum."
"Çünkü sen de benim huzurumsun."

Mirhabalar efenim. Yb geldi. Hadi bakam oy ve yorum yapın
All the Love😘

Without You||Ziam MayneWhere stories live. Discover now