⏺26

17.8K 1K 84
                                    

Genç kız saatini tekrar kontrol etti.

04:50.

Gece boyunca hiç uyumamıştı. Daha doğrusu uyuyamamıştı. Yatakta sırıtmaktan başka bir şey yapmıyorken aklına dolan bin bir türlü absürt şeylerden dolayı kıkırdıyordu. Bir an duraksadı. Beyaz kuş tüyü yastığını kolları arasına alarak sıkıştırdı.
Onunla gerçekten buluşacaktı.
Bu cümleyi kurarken bile kalbinin çıkış kapısı aradığına yemin edebilirdi. Kafasını sağa sola sallayarak kendini rahatlatmaya çalıştı.
Başaramadı.
Elinde tuttuğu yastığı yüzüne yerleştirip içinden 10'a kadar saydı.
Uyuyamadığı gerçeğiyle ayna ile karşı karşıya geldiğinde anlamıştı. Göz altındaki morlukla ona -karşısında bok gibi görüneceksin ufaklık- mesajı veriyordu.
Bir dakika ya. Göz altı morlukları neden ona ufaklık diyordu? Ona ufaklık diyen tek kişi Yoongi'ydi.
Kafasını sallayıp saate baktı.
05:05.
Uyanmış mıdır acaba? diye düşünmekten henüz kılını bile kıpırdatmamıştı ki son anda kıyafet dolabına yöneldi. O konuşmanın ardından çoktan ne giyeceğine karar vermişti.
Siyah yüksek bel bir pantolon ve siyah beyaz çizgili croptop üzerinde çok sade durmuştu.
" Ne yapayım ya hu , sabahın köründe elbise mi giyseydim?" diye kendine söylendikten sonra camdan dışarıya baktı. Soğuk hava sabahları ekstra soğuk oluyordu. Bu yüzden uzun beyaz kabanını daha sonra giymek için yatağın üzerine attı. Uzun saçlarının düz olmasına bazen şükürler etse de bazen küfürler yağdırmayı da ihmal etmiyordu. Düz saçlarıyla uğraşmamak için siyah şapkasını kafasına geçirdi ve aynada şöyle bir kendisine baktı.
"En azından ezik görüntüm ortadan kalktı!" derken göz altları fişek gibi ortaya çıktı. "Bizi yok etmeyi düşünmüyor musun?"
"Tabi ki düşünüyorum sersem!" kendi kendine konuşmasına gülse de göz altlarını kapatmak zorundaydı. Belki Yoongi onlafark edip tüm gece uyumadığını anlardı.
Bu tamamen felaket olurdu.
Rezil olurdu.
Hafif bir fondöten sürdükten sonra normalden daha uzun ve kıvrık olan kirpiklerine rimel ile dokunuşlarını gerçekleştirdi. Kabul ediyordu,kendisinde beğendiği tek şey şu devasa kirpikleriydi.
Son kez saati kontrol etti.
05:20
Geç kalmıştı? Evet. Hızlıca yatağın üzerindeki kabanını alıp evden çıktı. Yoongi'nin dün attığı konumu açarak dikkatli bir şekilde ilerlemeye başladı. Yoongi'nin, kaldığı oteli bulamamasına şaşırmamıştı tabi ki. Otel müdürünü sıkıca tembihlemiş "İsmimi yabancı insanların bilmesini istemiyorum. Müşteri gizliliğine güveniyorum." diyerek en baştan bu olayı çözmüştü.
Yoksa Yoongi o erişte dükkanının üstündeki oteli göremeyecek kadar aptal olamazdı.
Otele hevesle taşınmıştı ama hiç bir zaman Yoongi'yi görememişti. Fakat konuşuyor olmaları tüm bunları bastırmıştı.
Genç kız konumu kapatıp varmış olduğu noktada birilerini aradı gözleriyle. Görünürde kimse yoktu. Hava da yeni yeni aydınlanıyor olduğu için kahve dükkanına giriş yaptı. Dükkanın bu saatlerde açık olduğunu her gün gidip arkadaşlık kurduğu kafe sahibinden öğrenmişti.
Yoongi'yi sıcak bir kahveyle karşılamak hoş olabilirdi diyerek iki adet sıcak latte sipariş etti.
Bu esna da arada bir gözü dışarıya kayıyor onun gelip gelmediğini anlamaya çalışıyordu. Sonunda kahvelerini alıp dışarıya çıktı. Hemen yan taraftaki ara sokağa girerek boş kaldırıma oturdu. Burada buluşacaklardı. Kahveleri kenara koyduktan sonra cebinden telefonunu çıkartıp saate baktı.
05:38
Yoongi geç kalmıştı. Hava da oldukça soğuktu ve şimdiden burnunun kızardığını hissediyordu. Başını bacakları arasına alarak ellerine sıcak hava üflemeye başladı. Parmakları çok üşümüştü ve çözüm yolu olarak bu şekilde ısıtmayı denemişti.
Sokağın ilerisinden gelen ayak sesleriyle nefesi kesildi. Az önce üşümesin diye oynattığı parmakları şimdi bir milim bile kıpırdamıyordu. Ve biraz daha nefes almazsa ölümü yakındı. Yakın olan bir diğer şey ise gelmeye devam eden ayak sesleriydi.
Ona bu şekilde rezil olmamak için derin bir nefes alıp kafasını kaldırdı ve ayak seslerinin geldiği yöne çevirdi.
O buradaydı.
Min Yoongi şuan ona doğru geliyordu.
Ağzının açılmaması için sıkıca dişlerini sıkmıştı ama çokta başarılı olamamıştı. Yoongi siyah kabanına soktuğu ellerini çıkartıp önünde birleştirerek oynattı.
Üşümüş diye içinden geçirdi genç kız.
Kafasındaki siyah şapkayı gördüğünde gülümsemeden edememişti.
Biraz şey gibi görünüyorlardı.
Bir çift gibi..?
O sırada Yoongi ile göz göze geldiler. Yoongi aylak aylak giden adımlarını ciddileştirdi ve derin bir nefes bıraktı havaya. Kız bunu gördüğünde onunda heyecanlı olduğunu anlamıştı.
Adımları kızın tam karşısına geldiğinde durdu. Genç kız hala oturuyor olduğuna içinden küfürler savurduktan sonra hızlıca ayağa kalktı ve selamlamak için ellerini önünde birleştirip hafifçe eğildi.
"M-merhaba."
Aynı şekilde selamlamayla karşılık veren Yoongi maskesini indirip konuştuğunda sesinin neden titrediğine bir cevap bulamamıştı. "M-merhaba."
Sonunda bakışları birbirini bulduğunda ikisi de ani bir hareketle bakışlarını hiçte özelliği olmayan binalarda gezdirmeye başladı.
Min Yoongi kendisine şaşırıyordu.
O kızların karşısında her zaman havalı olmuştu. Özellikle en başarılı olduğu şey kızların karşısında kendisini övmekti fakat bu durum şuan için söz konusu bile olamazdı. Yoongi'nin bakışlarının kahve bardaklarına gittiğini gören genç kız hızla bardakları alarak birisini Yoongi'ye uzattı.
"Şey,hava soğuk olduğu için içimizi ısıtır diye kahve almıştım. Soğumuş olabilirler. "
"Bu kadar geç kalmayı bende tahmin etmiyordum ama son anda arıza çıkartan Namjoon ile uğraştım." Yoongi kızın elinden kahveyi alıp etrafa kısa bir göz gezdirdikten sonra kaldırıma oturdu. Ağzındaki maskeyi tamamen çıkartarak kabanının cebine koydu. Genç kızda vakit kaybetmeden onun yanındaki yerini almıştı. Burnuna dolan yoğun kokunun sahibine bakmaya çekiniyordu. Bu koku parfüm kokusu değildi. Bunun için yemin bile edebilirdi. Yoongi'nin yeni duş aldığını anladığında kafasını eğip gülümsedi.
Onunla buluşmaya gelirken belli ki özen göstermişti.
Oldukça garip bir duruma sokan ağır sessizliği, yeni yeni uyanan kuşlar bozuyordu. Yoongi ne yapacağını bilememiş halde sol bacağı ile ritim tutarken kızda elinde içmesi gereken kahve bardağını evirip çeviriyordu.
"Bak bu çok tuhaf-"
Bak bu çok tuhaf-"
"Sen devam et." dedi Yoongi gülerek.
"Şuan ki durum çok tuhaf. Ve rahatsız hissettiriyor." Dedi kız da gülmesine karşılık.
" Kesinlikle. "
" Ama beni gördüğünde en son gırtlağımı keseceğini söylemiştin?" Kız tek kaşını kaldırıp bu tuhaf ortamdan kurtulmak için muhabbeti açmıştı. Yoongi kafasını geriye çekip gözlerini büyüttü. "Oh. Unutmuş olmalıyım!"
İkili kahkaha attığında aniden sustular. Sokak çok sessizdi ve kahkahaları yankılanmıştı. Kız Yoongi'ye döndü. "Sessiz gülsene,dikkat çekeceğiz senin yüzünden."
Yoongi dudağındaki pipeti çıkartıp kahvesini yudumladıktan sonra kıza döndü. " Ben mi dikkat çekeceğim? Şuan bir idol gibi davranan sensin. Şu haline bak." Yoongi çokta sesli olmayan bir kahkahayı kafasıeğip attığında kız bir an için durdu.
Yoongi o imza günündeki halinden çok daha farklıydı.
Belki de ilk defa bu kadar yakından gördüğü için miydi bilemiyordu.
Minik göz kapakları ve aynı şekilde minik gözleri güldüğünde kısılıyor,neredeyse yok oluyordu. Küçük olmayan fakat sevimli burnu soğuğun etkisiyle birazcık kızarmıştı ve o gerçekten çok şirin görünüyordu. Kahkahasını atarken başını eğip gülmesi ise.. Tarif edilemezdi.
" Yüzüme dokunmak ister misin?" diye sordu Yoongi, kızın kendisine baktığını gördüğünde.
"Hayır,ölmek için çok gencim."
"Bir şeyi iki kere sormaktan nefret ederim.Dokunmak ister misin?"
Kız gülümsedi. "Şuan ikinci kez soruyorsun."
Yoongi burun kıvırmıştı.
"Bana bak Yoongi." dedi kız. Yoongi ona itaat edip döndü. Kız elindeki kahve bardağını kaldırıma koyup titreyen ellerini sakinleştirmek için ovdu.
"Titriyor çünkü soğuk." Kız Yoongi'nin yanlış anlamaması için aklına gelen ilk yalanı söyledi.
"Öyle mi? Bende benim gibi mükemmel birisine dokunacağı için titriyor diye düşünmüştüm."
Kız elini kaldırıp yumruk yaptı. " Buna ne dersin?" Yoongi başını sağa sola sallayıp gülmüştü.
Elini beyaz tene uzanırken Yoongi kızın gözlerinin tam içine bakıyordu. Evet utanıyordu ama bunu belli etmemekte kararlıydı. Hatta bir röportajında "bir kızın elini tutsam kendimden geçerim." dediği bile olmuştu. Yüzünde hissettiği soğuk parmaklarla içini sıcacık bir şey kapladı Yoongi'nin. Kısa ve küçük parmaklar yanağında dolaşırken istemsizce gözlerini kapattı.
Kız ellerinin titremesine rağmen dokunmuştu yüzüne. İki eliyle yanaklarını kavradığında baş parmağını  yumuşak ve pürüzsüz tende gezdirdi bir süre. Öyle narin dokunuyordu ki sanki ona en ufak bir şeyde zarar vermekten korkuyordu.
"Sen gerçekten mükemmelsin Yoongi."
Kız ağzından çıkan kelimelerle irkilmiş ve hızla elini yüzünden çekip önüne dönerek kahvesine yumulmuştu.
Az önce ne demişti cidden?
Yoongi gözlerini açıp kızın hızlı bir şekilde kahve içmeye odaklandığını gördü. Az önce ki dokunuştan sonra yanaklarının yandığını hissediyordu.
Hava fazla mı sıcaktı?
Hayır. Sıcak olsaydı kabanlara ihtiyaçları olmazdı.
" B-bu arada. Korecen gayet iyi. Konuşma tarzın Busan aksanına benziyor." Diyerek ortamı rahatlatma adına girişimde bulundu Yoongi.
Kız kahve bardağından kafasını kaldırıp yola çevirdi. " 3 yıldır bu aksan için uğraşıyorum. Bir zahmet benzesin."
" Busan aşkın seni buralara kadar getirmiş."
"Beni Busan aşkı değil senin aşkın buralara getirdi geri zekalı!" dememek için zor tuttu kız kendini.
"Hım, Busan'ı çok seviyorum."
"Bir gün gidelim demek isterdim ama haftaya konser turlarımız başlıyor."
"Ah. Dert etme. Meşgul olduğunu biliyorum."
Ve yine korkunç sessizlik ortamı ele almıştı.
Yoongi ellerini çırpmaya ve ritim tutmaya başlamış,kız ise kafasındaki şapkaya savaş açmıştı.
Yoongi yine bu sessizliği bozmak için telefonunu ve kulaklığını çıkarttı.
"Yeni bir şarkı yazdım. Dinlemek ister misin?"
"Tabi ki!"
Yoongi kulaklığı telefonun girişine takıp müzik kutusuna girdi. Kulaklığı uzatmak üzereyken konuştu."Biraz yanıma gel,kablo çok uzun değil."
Kız ikiletmeden çekinmiş olsa tam yanına geldiğinde omuzlarının birbirine değdiğini fark etti. Kalbinin sesini duymaması için dualar ediyordu ki müzik devreye girdiğinde şükürler etti.
Yoongi kulaklığı kibarca kıza uzattı.

Ddadda daaddadraa ~~

Ansızın kurulan cümleler,beni benden alan bu kelimeler~
Sana var olan tüm her şey için,kumdan kaleler yapacağım.
Benim küçük notlarım,işe yarar gibi durmuyor~
Benim bu küçük notlarım,aşkımı anlatmaya yetmiyor~

Nasıl oldun da yüreğime girdin ansızın?
Nasıl fethettin bu kalbimi?
Nasıl dokundun uzaktan gönlüme?
Daradaa daradarada~~

Şarkının bittiğini bile fark etmedi. Sözlerine takılı kaldı genç kız.
Yoongi,şarkı yazma konusunda gerçekten başarılıydı. Bu cümleler kızı şaşırtmış ve bir o kadar da mutlu etmişti.
"Nasıl,beğendin mi?" diye sordu Yoongi tüm merakıyla. Söz konusu müzik olduğunda tüm dikkatini yöneltirdi. Kız kulaklığı çıkartıp geri verirken onu yanıtladı. "Min Yoongi'den beklenildiği gibi. Sözler melodiyle uyum içinde. Gerçekten çok beğendim."
"Beğenmemek gibi bir seçeneğin olamazdı zaten. Çünkü bu şarkı Min Yoongi'nin kaleminden çıktı."
Yoongi kendisiyle övünürken tekrar kahkahaları saldılar o sokağa.
İkisi de bir şey fark etmişti o gün.
Bu soğuk ayda,ikisi birbirini ısıtmıştı.
Kız,yalnızlığıyla üşürken Yoongi onu varlığıyla ısıtmıştı.
Yoongi kalabalıkta yalnızlıkla boğuşurken,kız onu varlığıyla ısıtmıştı.
Isınan yürekleri tanıştırdıktan sonra o sokakta ayrıldılar.
Sonrasında neler olacağını bilmeyerek...

YOU ARE MY FAN! m.yoongi | BxG ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin