⏺ 43

11.7K 779 42
                                    


Yoongi ; O müdüre söyle beni içeriye alsın.

Yoongi ; Yoksa en başta yapmam gereken şeyi şimdi yapacağım.

Yoongi ; Söylemiyor musun?

Yoongi ; Peki.

-
Telefonu sinirle yatağın üzerine fırlattım.
Ne yapmaya çalışıyordu? İnatla beni rahatsız etmeye devam ediyordu ve bu can sıkıcı olmaya başlam-
Ne oluyor be?!
Kapıyı yerinden oynatan yumruklarla oturduğum yatakta sıçradım. Cidden, yukarıya kadar çıkmış mıydı bu deli?
"Kapıyı açacak mısın, yoksa kırmamı mı istiyorsun?"
Öfkeli gelen sesini kontrol etmeye çalıştığını fark etmiştim.

Ne yapmam gerekiyordu?

Lanet olasıca Min Yoongi kapımı yumrukluyordu ve ben ne yapacaktım?!

"3'e kadar sayacağım Deniz. Ya o kapıyı açarsın ya da ben kendi yöntemlerimle o odaya girerim.''
Ne yapacaktım gerçekten? Etrafa göz atıp bir çıkış kapısı aradığımda sesiyle tekrar irkildim.
"1"
Bak hayır. O kapıyı açmayacaktım.
" 2"
Açsam mı? Açarsam yüz yüze sakince konuşabilirdik değil mi?
"3"
Ne sakini ya? Adam delirdi!
Hızla koşarak kapıyı sonuna kadar açtım.
Öfkeden deliye dönmüş keskin ve ürkütücü bakışlarını gözlerime dikti.
Min Yoongi'yi ilk defa bu kadar öfkeli görüyordum.
Hatta ilk kez öfkeli görüyordum. Ses tonumun titrememesi  için özel çaba sarf ederek konuştum. "Ne istiyorsun?"
"Konuşmayı. Adam akıllı, sakince konuşmayı istiyorum tamam mı?"
"Böyle zarar vererek mi? " diyerek yumruklamış olduğu kapının ortasında oluşan çukuru gösterdim. Kapıdaki çukura bakıp ağzını açıp bir şeyler söyleyecek gibi oldu ama son anda vazgeçerek beni es geçip odaya girdi.
Kapıyı kapatıp sırtımı duvara yaslayarak ona döndüm. "Konuş."
Az önce ki öfkenin yerini biraz daha sakinlemiş bir Yoongi aldığında yatağın üzerine oturarak gözlerini bana çevirdi. "Konuşmamız lazım."
"Konuş, dinliyorum." diyerek kollarımı göğsümde birleştirdim.
Dudaklarını öfkeyle ısırdıktan sonra konuştu. "Beni kışkırtma, sinirlendiğimde adam akıllı bir konuşma yapamayacağız."
"Şuan zaten öyle değil misin?" dedim boş bir sesle.
Kafasındaki şapkasını sinirle yatağa fırlattı ve ayağa kalktı. "Bak anlamıyorum! Bana açıklama yapman gerekiyor. Aniden benimle iletişimi kesmenin açıklamasını yapman gerekiyor. Siktiğim şu açıklamayı yapman gerekiyor Deniz!" öfkeyle bağırıp bana adım attığında hızla geri çekildim. Gözlerindeki o alevlenmek üzere olan ışık beni yok edecekmiş gibi bakıyordu ve bu beni korkutuyordu. Korktuğumu anlamış olacak ki bir süre etrafa bakınıp derin bir nefes verdi ve ardından tekrar bana döndü. "Sana kim böyle şeyler söyledi?"
"B-ben sadece duydum. "
"Kimden?" dedi sakince. Cevap vermediğimi gördüğünde sesini biraz daha yükseltmişti. "Kimden duydun?"
"Hoseok söyledi." dedim içimden ona bir şeyler yapmaması için dua ederken.
Şimdi öfkeyle bağıracak,etraftaki çoğu şeyi kıracak diye umarken bir tebessüm yerleştirdi yüzüne ve geri geri giderek yatağa oturdu.
"Vay be." dedi kendi kendine konuşarak. "Öz kardeşim diye hitap ettiğim insan sevdiğim kız ile aramı bozuyor." ve devam etti. "Şuan çok şaşırdım doğrusu. Bir ara onu gidip tebrik etmem gerekiyor." diyerek tekrar güldü. " Sanırım haklıyım,ha?" bakışlarımız buluştuğunda gözlerimi kaçırdım.
Kahkaha attı. "Haklıymışım. Aramızı tamamen bozmuş."
Hızlıca ayaklandığında onu tutmak için adım atmıştım ki eline geçen vazoyu duvara çarparak paramparça etti.
"Bak!" dedi otoriter sesiyle. Sesi sert bir o kadar da güçsüz çıkmıştı.  "Bak diyorum!"
Kafamı kaldırıp fırlattığı vazoya baktım.
Paramparça olmuştu. Etrafı dağılmış, tamamen parçalanmıştı.
"Nasıl düzelteceğiz,Deniz? Şuan parçalara ayrılan kalbimi nasıl düzelteceğiz?"
Bir hıçkırık kaçtı ağzından. Gözlerine baktığımda yine tebessüm etti. Vazoyu duvara fırlattığında parçalardan birisi alt dudağının kenarına isabet etmişti.
Kanıyordu.
"Ne yapmam gerekiyor?" dedi kollarını iki yana açarak. "Yalvarmamı mı istiyorsun? " onu engellemek için hamle yaptığımda iki dizinin üstüne çöktü.
"Yoongi,yapma ka-"
"Ne yapmamı istiyorsun?" dedi tekrar. "Ayaklarına kapanmamı mı?Onu da yapacağım."
Eğildiğinde hızla diz çökerek onu kollarından tutarak kaldırdım. Bu zamana kadar nasıl dayandığını bilmesem de göz yaşlarım onun gözlerindeki üzüntüyü gördüğünde düşüvermişti yanaklarıma. "Yapma." dedim hıçkırıklarımı geri iterek. "Yalvarıyorum sana,kendine zarar verme."
Tuttuğum ellerinden sol elini kurtararak yanağıma koydu. Baş parmağı gözümden düşen göz yaşlarını silerken,bakışları yüzümde dolaşıyordu. "Beni bırakma." dedi güçsüz ses tonuyla. "Beni bıraktığında kendime zarar vermeye devam ederim. " diğer elini de kurtarıp boştaki yanağıma yerleştirdi. Göz yaşlarımı parmağıyla silerken yanaklarımı okşuyordu.
"Beni bırakırsan,kendime büyük acılar veririm."
"Yoong-"
"Sus. Beni dinleyeceksin. Dinlemek zorundasın. Bir şeyler duyduğunda ilk gelip benim ağzımdan doğrulayacaksın her şeyi. Başkasından değil."
Dediği şeyle benimde yapmış olduğum hatayı fark ettim. Onu hiç bir zaman dinlememiştim. Onun ağzından gerçekleri dinlemeyi seçmemiştim. Baygın bakan gözleri ve kanayan dudağı.
Min Yoongi karşımda böyle duruyorken kalbimin sızladığını fark ettim.
Canı yandığında,canım yanıyordu.
"Seni seviyorum.  Seni hiç bir zaman o şekilde düşünmedim,Deniz. Sana yemin ederim ben seni kullanmadım. Bu tabirden nefret ediyorum. Ama açıkça duy diye söylüyorum. Seni hiç bir zaman kullanmadım. "  kendisini bana doğru çektiğinde yüzümüzdeki mesafeyi kapatmaya çalıştığını anlamıştım. Konuşurken yüzüne çarpan sıcak nefesi işleri zorlaştırıyordu.
"Duygularımın gerçek olduğunu sana kanıtlayacağım." 
Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında gözlerimin kapanmasına izin vermiştim.
Bu ikinci öpücüğümün etkisi bu kadar büyük olmamalı diye düşünüyorken bir şey fark etmiştim.
Onu özlemiştim.
Onun dudaklarını özlemiştim.
Dudaklarıma uyguladığı baskıyı arttırmadan geri çekildi ve göz kapaklarımı araladım.
"Seni gerçekten seviyorum Deniz."
Hızlı bir şekilde yakasından kavrayıp özlemiş olduğum dudaklara yapıştım. Yeterdi.
Bu kadar üzüldüğü,üzüldüğümüz yeterdi.
Dilimde hissettiğim metal tatla birlikte gülümsedim. Yoongi ise bunu bir fırsat olarak değerlendirmiş ve öpücüğü derinleştirmeyi bile beklemeden dilini göndermişti.
Ani bir hareketle geri çekildim. Bana şaşkınca baktıktan sonra dudağının kenarında ki kanı sildi.
"Ah,bunu unutm-"
"Seni seviyorum Min Yoongi." Diyerek artık alışkanlık haline getirmek istediğim yakasını kavrayıp dudaklarıma yapıştım.
Biraz özlem giderseler sorun olmazdı herhalde.

YOU ARE MY FAN! m.yoongi | BxG ✅Where stories live. Discover now