11

6.9K 737 123
                                    

Jungkook'un durumu gittikçe kötüleşiyor. İyice zayıflıyor ve konuşmakta güçlük çekiyor. Onu böyle gördükçe mahvoluyorum.

Artık odaya girip onun oksijeni alabileceğimi düşünmeye başlıyorum. Yanına dahi girmeye cesaret edemiyorum. Oysaki ona sıkıca sarılıp her şeyin iyi olacağın söylemek istiyorum.

Uzaktan ölümünü izlemek çok acıtıyor.

Kimseyle konuşmak istemiyorum. Joon Seo'nun bana aşkını ilan etmesinden sonra onun aramalarına ve mesajlarına cevap vermemeye devam ediyorum.

Seni gördüğümde yolumu değiştiriyorum.

Evde hiç kimse ile konuşmayıp günümü odamda geçiriyorum. Sabah olduğunda ise ilk işim hastane gelip Jungkook'u görmek oluyor.

Her gün ağlayarak döndüğüm koridorları tekrarlıyorum. Her gün Jungkook ile beraber bende mahvediyorum kendimi.

Köşeyi döneceğim sırada kolumun kavranması ile yolumdan çekiliyorum. Beni bir yere sürüklüyorsun. Karşı tepki göstermeyerek sana uyuyorum. Beni odana getirdikten sonra içeriye itiyorsun.

"Ne yapıyorsun?" Sesim kısık ve titrek çıkıyor. Bunu kontrol edemiyorum.

"Kendini mahvetmekten vazgeç." Bağırışın kulaklarımı doldurduğunda gözlerimi kapatıyorum. Omuzlarımı kavrayan ellerini sıkarak canımı acıtıyorsun.

"Kendini öldürmeye mi çalışıyorsun?!" Sıkı sıkı tuttuğun omuzlarımdaki ellerini iterek benden uzaklaşmanı sağlıyorum.

"Evet! Öyle yapıyorum! Sana ne?" İtmemin etkisi ile iki adım geri atıyorsun. Az önce yaptığım gibi ağlamaya devam ediyorum.

"Rahat bırak beni." Benim bile zor duyabileceğim bir şekilde mırıldanıp kapıya yöneliyorum ama kapının önüne geçip çıkmamı engelliyorsun.

"İzin vermiyorum!" Ne yapmaya çalıştığını çözemiyorum. Bunu neden bu kadar umursuyorsun?

"Senden izin almam gerekmiyor." Kapıdan çekilmeni bekliyorum ama sen çekilmek yerine beni duvara doğru itiyorsun.

"Sen kendini mahvettikçe ben de mahvoluyorum!"

doctor ❆ min yoongi✔Where stories live. Discover now