UBKM - Üçüncü Bölüm (İtaat)

229 119 37
                                    

Karanlık bir odada bulunan boş bedenlerin dudaklarından şarkılar duyuluyordu. Belki şaşırtıcı bir durum olabilir fakat itaat onların ruhuna işlemişti. Hiçbir şey hissetmemelerine rağmen şarkı söylemeleri çok acı verici bir durumdu fakat onlar bunun farkına varamıyorlardı. Göz kapakları yavaş yavaş onlara isyan etse de, durmuyorlardı. Her ne olursa olsun o sözleri söylüyorlardı:

"Çığlıklar duyulur odada,

Kimse duyamaz seni orada,

Her ne kadar ses tellerin kopsa da,

Kalbini sökecek  o adam."

Tüm odada bu sözler yankılanırken, bir anda kopulan bir kahkaha boy gösterdi. Hepsi sahiplerine baktı. Gülümsediler. Onu mutlu edebilmişlerdi. O şarkıyı her duyduğunda keyifleniyordu ve aynı zamanda onlar da kendileriyle gurur duyuyordu. Kylie, sahibine memnun bir yüz ifadesiyle bakıyor ve diğerleri gibi kendiyle gurur duyuyordu. Gülümsemeye devam ederken bir anda üzerine odaklanan gözleri hissedince gülümsemesi kayboldu. Sahibi ona bakıyordu ve ne olacaklar hakkında hiçbir fikri yoktu. Onun gözleri diğerleri gibi siyah değildi. Bu onun dikkatini çekmiş olmalıydı. Sahibinin,

"Buraya gel," komutuyla hemen ayağa kalktı ve onun yanına gitti. "Kylie..." 

"Evet efendim." Kendine olacaklardan korkmuyordu. Daha doğrusu korkamıyordu. Her şeyden habersiz bir şekilde gülümsedi. Sahibinin elinde ufak bir torba vardı ve onun içinde siyah tozlar vardı. Tam olarak neye benzediğini anlayamamıştı ama toz betimlemesi belki de en uygun olanıydı. 

"Şimdi bunu gözüne süreceksin. Kendi rızanla." Aslında tam olarak kendi rızasıyla olduğu söylenemezdi fakat sahibi, ona bilerek "kendi rızanla" süsü kondurmuştu. Kimse onu suçlayamazdı, nasıl olsa kendi rızasıyla yapmış olacaktı ve bu da onu memnun edecekti.

"Peki efendim," dedi Kylie ve küçük torbanın için elini daldırdı. Parmaklarındaki tozu göz kapağına sürecekken sahibi bileğini yavaşça tuttu.

"Oraya değil," dedi ve göz bebeğini işaret etti. Kylie onu başıyla onaylayıp tozu göz bebeğine sürdü. Bunu izleyen sahibi, keyifli kahkahalar atmaya başlamıştı bile. Nihayet gözleri tamamen siyah rengini alınca Kylie'nin bileğinden hızlı bir şekilde tuttu ve onu başka bir odaya sürükledi. Sahibi Kylie'nin kıyafetini çıkardı. Eline bir bıçak aldı ve sırtına demirden bir kalbin şeklini çizdi. Bu kalp, normal insan kalbinden çok farklıydı. Kylie,

"Ne yapıyorsunuz efendim?" diye sorduğunda sahibi onu geçiştirdi. Daha sonra ona tişörtünü geri verdi ve giymesi için zaman tanıdı. 

"Artık, tamamen benimsin Kylie. Kimse sana sahip olamaz." Kylie duyduklarından bir şey anlamamıştı. Sahibi ona sırıtırken o da duyduklarını kavramaya çalışıyordu. Sırıtmanın yerini keyifli kahkahalar aldı. Kylie'nin teni yavaş yavaş beyazlamaya başladı ve kireç rengini alınca Kylie'nin dengesi bozuldu. 

"Bundan sonra hepiniz benimsiniz!" Kylie bir türlü yerinde duramıyordu. Ayaklarının bağı çözülmüştü ve elini duvara destekliyordu.

**

Marry ablasının nereye gitmiş olabileceğini bir türlü çözemiyordu. Yoğun bakımdan kaçtığını geç olmadan fark etmişlerdi ve her yerde onu arıyorlardı. Mr.Sholwer, Marry'ye göz kulak oluyordu her zamanki gibi.

"Çok yakında bulacağız onu," dedi küçük kıza. Marry pek inanmış gibi görünmüyordu ama inanmak zorundaydı. "Çok yakında."

**

Kylie gitgide dengesini kaybediyordu. Bağırmak istiyordu ama sahibi ona izin vermiyordu. 

"Çok yakında herkese sahip olacağım." Kylie bunu durdurmak istedi. Yerde sürüklenerek sahibinin bacağından tutup kendine çekti. "Hayır Kylie, beni durduramayacaksın. Beni kimse durduramayacak! Bundan sonra benim olacaksınız. Herkes benim olacak. Tüm dünya, tüm insanlık...her şeye sahip olacağım. Her şeye!" Kylie'nin gözleri bir anda kapandı ve sahibinin dediklerini duyamaz hâle geldi.

Evet, sahibinin dediği gibi her şey onun olacaktı. Çok yakında...

Ufak Bir Kalp MeselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin