C7; What? A Dress?

1.4K 119 85
                                    

Telefondan girdiğim için ancak bu kadarını çevirebildim üzgünüm bu sadece yarısı. Diğer yarısını yarın atacağım. İyi okumalar :3
~~~~~~~~~~

Oyun başlamıştı. Her tarafta Eren'i arıyordum ama hiçbir yerde yoktu.

- 2 Saat Sonra -

Aradan 2 saat geçmişti. 9'a 8 onu yeniyordum. Ne olur ne olmaz yanımıza telsiz almıştık. Son bir turumuz kalmıştı. Etrafta dolaşırken telsizden gelen ağlamaklı sesle duraksadım.

" Levi! Yardım et! Düştüm ve dizim çok acıyor! "

" Ne? Kahretsin çabuk söyle nerdesin? "

Endişelenmiştim. Sakar velet! Ne diye dikkat etmiyorsun ki!

" Bodrumda. "

" Yolumun üzerinde, geliyorum."

Hızlı adımlarla eve girdim ve bodrum kata inip kapıyı tekmeleyerek açtım. İçerisi kapkaranlıktı.

" Neler olu-"

Karşımda silahini bana doğrultmuş sırıtan bir Eren görmeyi düşünmemiştim.

" Kandırdım~"

" Seni pislik. " şaşırdığımı belli etmemek için sırıttım. Oda bunu beklemiyordu sanırım.

" Neden sırıtıyorsun? " dedi telaşla.

Neden mi? Aklıma muhteşem bir fikir geldi.

" Hey o senin kedin değil mi? "

Hemen etrafına bakınmaya başladı. O sırada onu tam sırtından vurdum. Ben kazandım! Sinirle bana döndü.

" Yalan söyledin! "

Kıkırdadım.

" Sende bana söyledin velet. Ben kazandım, istediğim 5 şeyi yapmalısın. "

Eren şok üstüne şok yaşarken orda öylece durdum. Birkaç adım ona doğru atıp aramızdaki mesafeyi kapattım. Dudaklarına küçük bir öpücük kondurup geri çekildim.

" Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi? "

" E-Evet. "

" Güzel. "

Merdivenlerden çıkmaya başladım.

" Şimdilik benim yavru köpeğimsin. Yanıma gel. "

" Ne? "

" Diyorum ki yanıma gel. "

Beraber yukarı çıktık ve ben koltuğa oturdum.

" Evet, ilk olarak bir çay istiyorum "

Onaylar anlamda başını salladı ve mutfağa doğru adım atmışken konuştum.

" Bekle."

Arkasını dönüp bana baktı.

" Hm?"

" Banyo ne tarafta? "

" Koridordan sağa dön hemen orası. " dedi ve mutfağa gitti.

Koridora doğru ilerledim. Saçmalamayın tabiki de Eren'in odasına girmeyi düşünmüyorum. Banyo falan bahaneydi.

Eren'in odasına girdim. Her tarafta anime posterleri ve oyunlar vardı. Posterlerine baktım. Black Butler, Naruto, Bleach, Pokemon ve bir sürü şey daha.

Sonra gözüme bir şey takıldı. Kapının arkasına bir elbise asılmıştı. Bir dakika? Elbise? Bildiğimiz elbise? ELBİSE? Kızların giydiği hani? O elbise?

O sırada içeri Eren girdi.

" Levi? Ne yapıyorsun!?"

" Elbiselerine bakıyordum. "

" O-Onlar Mikasa'nın. Gelip alacağını söylemişti. "

" Onun elbise giydiğini hiç görmedim?"

" Her neyse.. şey çayın hazır. "

Siyah elbiseyi elime aldım.

" Bunu giy. "

" Ne?! Hayır, hayır asla! "

Ona yaklaştım.

" Oyunu ben kazandım değil mi Eren? İsteklerimi yerine getirmek zorundasın? "

Elbiseyi utançla elimden aldı. Kafasını yere eğdi.

" E-Evet. İsteklerini yerine getireceğim..." dedi ve odadan çıktı.

Arkasından bakıp sırıtmama engel olamadım.

Aşkımız Efsane Olacak [Ereri/Riren] Where stories live. Discover now