C11; Hurt

1.2K 95 39
                                    

( Okuldayım, acele oldu. Yanlışlar ya da anlam bozukluğu olan cümleler varsa kusura bakmayın :') )

~

Böyle bir acıyı daha önce hissetmemiştim. Kalbim binlerce parçaya bölünmüş gibiydi. Benim gibi kötü birinin bu kadar acı hissetmesi...Bu doğru değil.

Eren'in cansız vücuduna bakıyorum, gözyaşlarım yanaklarımdan çeneme doğru süzülmeye devam ediyor. İnsanların seslerini duyuyorum fakat anlayamıyorum. Etrafımızda kalabalık oluştuşunu farkediyorum ama tam olarak göremiyorum.

— — —

" Eren..." Fısıldadım.

" Efendim, o iyi. Biz size yardım etmek için buradayız endişelenmeyin. " Dedi yumuşak bir ses. Bir ona, bir Eren'e ve bir de Eren'in başında toplananlara bakıyordum.

"1..2..3! " O sırada Eren'e şok veriyorlar. Vücudu sarsılıyor. Daha fazla bakamıyorum, buna dayanamıyorum.

Her taraf kapkaranlık. Bu şekilde mi öleceğim? Ben çok zayıfım. Herkes benden nefret ediyor... Sadece annem nefret etmiyordur benden. Ama o öldü... Ve ben onu koruyamadım. Kendimden nefret ediyorum. Neden bu kadar zayıfım.

"1..2..3! " Boğuk bir ses duydum ve göğsümde güçlü bir şokla vücudumun sarsıldığını hissettim.

" Bir daha! "

Aynı şey tekrar oldu. Yaşıyor muyum? Gözlerimi açmak istiyorum ama olmuyor. Kendimi felç gibi hissediyorum. Nefef aldığımı hissetmiyorum. Çok uyuşmuş hissediyorum..

" Yaşıyor! " bir ses duydum. Bir şey göremiyordum ama ambulansta olduğumu anlayabilmiştim. Kolumda çok keskin bir acı hissettim, ama tepki veremedim.

" Efendim? Beni duyabiliyor musunuz? "  dedi yumuşak bir kadın sesi. Evet, uyanığım. Seni aptal doktor.

" Beni duyuyor musunuz? Adınız ne? "

Eren.

Tabii beni duymadı.

Konuşmak istiyordum fakat kelimeler ağzımdan çıkmıyordu. Sonrasında yeniden karanlığa doğru çekildiğimi hissettim.

-

Gözlerimi bembeyaz bir hastane odasında açtım. Kafamı çevirdiğimde sol kolumda bir serum takılı olduğunu gördüm.

" Eren? "

Eren'i bulmam lazım. Hızlıca serumu tutup kopardım ve tam ayağa kalkmaya yeltendiğimde içeri bir hemşire girdi.

" Bay Ackerman! Geri yatın! " derken yanıma geldi ve ellerini omuzlarıma koyup yatağa oturttu.

" Eren! O nerede?! "

Kadın sağıma geçti ve büyük perdeyi çekti. Yavaşça kafamı o tarafa çevirdim. Eren...

Yüzünde oksijen maskesi takılıydı, sağ kolu ve başının etrafı sargılıydı.

Tam bir hayalete benziyordu.

" O i-iyi mi? " onu bu halde görünce kalbimdeki acı artmıştı.

" Bir çok kırığı var. Bacağında, kolunda ve bileklerinde. Ama büyük kırıklar değil kısa sürede eski haline kavuşacaktır. "

Bakışlarım Eren'in üzerindeydi.

" Endişelenmeyin, o iyi. Gereken her şeyi yapacağız. "

Ardından bana bakıp gülümsedi ve arkasını dönüp kapıya doğru ilerledi. Odadan çıktığında Eren'in yanında diz çöktüm. Gerçekten ruh gibiydi.

Elimi yavaşça kaldırıp saçlarını okşadım. Bunu yapmamı çok severdi.

Bir yandan da düşünüyordum. Bir anda Erwin her şeyi mahvetmişti. En değerli varlığımı elimden almaya çalıştı.

Ve ben, Levi Ackerman.

Yemin ediyorum ki, bunun Erwin'in yaptığı son şey olmasını sağlayacağım.

Aşkımız Efsane Olacak [Ereri/Riren] Where stories live. Discover now