28.BÖLÜM "Lunapark"

8.2K 526 44
                                    

Öncelikle siz canımcım okurcuklarıma çok çok çok teşekkür ederim. Verdiğiniz voteler ★ beni çok mutlu etti. Üstelik bölüm yayınlayamasam bile desteğinizi esirgemediniz. Şuan çok duygulandım. Şunu da söylemek isterim ki, BÖSB'yi yazmaya başlarken bu kadar çok ve tatlı okuyucum olacağını düşünmemiştim. Siz benim ikinci ailem oldunuz. Tabii ki si ilk ailem biyolojikler.

Sjsjjsjsjs

Yazım yalnışları için kusura bakmayın lütfen. Kontrol edemedim.

Her neyse sıktım değil mi?

Devam lütfen.😊😋☟

Lunapark...

Korkuyla gözlerimi açıp yatakta doğruldum. Kulağıma gelen sabah ezanının sesiyle rahatlayarak derin bir nefes aldım. Yerimden kalkıp pencerenin önüne doğru gittim. Perdeyi açmadan camı açtım ve ezan sesinin odamı doldurmasına izin verdim. Kötü, çok kötü bir kabus görmüştüm. Kerim o dünkü kızla evleniyordu, üstelik gözlerimin önünde. Ben karşısında hüngür hüngür ağlarken Kerimin umrunda değildi. Bana bencil olduğumu ve onun evlenme teklifini kabul etmediğim için o kızla evlendiğini söylüyordu. "Bunu bize sen yaptın" diyordu. Tekrar derin bir nefes aldım ve ezanın bittiğini anlayıp odamdan çıktım. Nisanın odasına geldiğimde kapıyı tıklatarak içeri girdim. Nisa hala uyuyordu. Yanına yaklaşıp onu uyandırdım. Daha sonra banyoya gidip abdestimi aldım ve odama gelerek sabah namazımı kıldım. Bir süre Kur'an-ı Kerim okudum ve yattım. Ne kadar rahat uyuyamasamda.

Sabah okula gitmek üzere hazırlanıp Nisa ile evden çıktık. Apartmanın önündeki arabaya bindik ve Kampüse yöneldik. İstanbul trafiğinden nasibimizi alarak kampüse geldik ve Nisa ile vedalaşarak kendi amfilerimize yöneldik. Sabahtan beri doğru düzgün konuşmamıştık. Dün Nisa eve gelince Sedat gitmişti ve ben olan biteni Nisaya anlatmıştım. Nisa yalnış anladığımı düşünüp, üstüne birde daha önce yaşadığımız -abimin konu olduğu- yalnış anlaşılmayı hatırlatmıştı. Ne kadar ona inanmak istesem de daha önceleri Aslı abladan öğrenmiştim böyle bir şey olmayacağını. Onun tek kardeşi Aslı ablaydı. O sırada aldığım hediye geldi aklıma. Moral bozukluğuyla Aslı ablaya hediyesini de verememiştim. Düşüncelerimi dağıtarak amfiye girdim.
İlk blok bittiğinde bahçeye çıkmaya karar verdim. Nisaya haber vermemiştim çünkü biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.
Bir süre dolaştım ve tekrar içeri girmeye karar vermişken gözlerim bir yere takıldı. Kerim, çatık kaşlar ve alev saçan gözlerle bana doğru geliyordu. Boş boş baktım ona. Neye sinirliydi? Ya da Kime sinirliydi? Yanıma geldiğinde gergin bir şekilde konuştu.

"Konuşmamız lazım."dedi. Alaycı bir ifadeyle baktım ona. Ne konuşacaktık? O kızın onu neden öptüğünü mü?

"Konulacak bir şey yok."diye mırıldanarak arkamı döndüm. Bir an bile gözlerine bakmamıştım. İlerleyecekken kolumu tutarak peşinden süreklemeye başladı.

"Ne yaptığını sanıyorsun? Bıraksana be."diye hafif yüksek sesle konuştum. Beni dinlemeden hızlıca kampüsün bahçesinden çıkardı. Bir anlık boşluğundan yararlanarak kolumu kurtarıp bir iki adım geriledim. Bu çocuk bana dokunmasının haram olduğunu bilmiyor muydu? Böyle yaparak ikimizi de günaha soktuğunun farkında değil miydi?

"Ya hu susayım diyorum, sakin olayım diyorum ama olamıyorum. KİMDİ O HERİF?"diye kükredi birden. Gözlerimi kocaman açtım. Birde bana hesap mı soruyordu? Sinirle şehadet parmağımı kaldırarak konuştum.

"Sakın...sakın hayatıma karışmaya çalışma. Sen bana hesap soramazsın."dedi. Bir an, kısa bir an hayal kırıklığı ile baksada bakışları anında değişti ve kükremeye devam etti.

Bir Ömür Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin