(Murat)
" Yok, artık be oğlum " diye tekrar ediyor Tolga.
" Bu abayı yakmış aga "diyor Egemen oradan.
Gözlerimi Ece'nin kahverengi saçlarından çevirip karşımda duran Egemen'e " Bir susmadınız var ya " diyorum.
"Ayarlıyıyım mı lan sana " diyor göz kırparak Tolga.
" Nasıl olacak o? " diyorum tek kaşımı kaldırarak.
" Okul çıkışı konuşup, söyleyeceğim işte Murat sana âşık falan diye " diyor.
" Olur, mu ki? "diyorum Ece'ye bakarken.
" Seviyorsan olmalı bence " diyor Egemen.
" Tamam, o zaman " diyorum Ece'nin saçlarını kulaklarının arkasına alışını izlerken.
İçeriye giren Tarih Hoca'sı Mehtap'ı görmemle dersten şimdiden sıkılırken oflayarak ayağı kalkıyorum.
Günaydın faslından sonra hepimiz yerlerimize geçerek yoklamayı dinliyoruz.
Yoklamadan sonra hoca ders anlatmaya başlarken gözlerimi Ece'ye çeviriyorum.
Samet'le bakışıp gülüştüklerini görmemle yumruğumu fazlasıyla sıkarken Tolga'nın önüme koyduğu kâğıda bakıyorum.
Kâğıt da "Bugün bir kızla tanıştım hatun efso " yazıyor.
Gülerek "Hayırdır lan kim bu kız " yazıyorum.
" Biraz serseri tipi bir kız sarışın ama çok olgun ve çok güzel " yazıp kâğıdı bana uzatıyor. Tabii ben o yazarken okuyorum.
" Hayırlısı kardeşim tanıştır bir ara" yazıyorum.
Derse odaklandığımda tahtadakileri deftere geçirip başımı sıraya koyduğum sırada, zil çalıyor.
Tolga gelip omzuma elini koyduktan sonra "O iş bende kardeşim" diyor.
İçimi saran korku sayesinde okulun çıkışına gidip karşıda duran apartmana oturuyorum.
Heyecandan ayağımı yere bir iki üç ritminde vururken, yaklaşık on dakika sonra Tolga sallana sallana yanıma geliyor.
Ayağa kalkıp boş gözlerle Tolga'ya bakarken " Maalesef kardeşim " diyor.
"Anlamadım? " diyorum.
" Başkasını seviyormuş ve sen tipi değilmişsin " diyor.
Dedikleri içimde şok etkisi yaratırken gözlerim dolduğunda arkamı dönerek uzaklaşmaya başlıyorum.
**
Adımlarım beni nereye götürüyor gerçekten bilmiyorum ama duyduğum sesler sahil yolunda olduğumu gösteriyor
Sahil ilersinde olan büyük tepeye doğru yürümeye başlıyorum.
Tepeye geldiğimde kendimi aşağıya atmamaya çalışarak oturup seyre dalıyorum denizi.
Yanımda hissettiğim sıcaklıkla yanıma oturan sarışın kadına çeviriyorum bakışlarımı.
" Ayrılık acısı mı? " diyor yüzüme bakmadan.
Gözlerimi denize çevirip dalgaların hırçınca kayaya çarpmasını izliyorum.
Derin bir nefes alıp "Platonik acısı " diyorum.
Hafifçe güldüğünde çantasından sigara çıkartıp dudaklarının arasına yerleştiriyor.
Bana uzattığında hayır anlamında başımı sallıyorum.
Çakmakla sigarasını yaktıktan sonra derin bir nefes çekip dışarıya veriyor.
"Hiçbir zaman platonik âşık olamazsın. Her aşk karşılıklıdır, bitse de bitmese de." Diyor.
" Nasıl olamazsın kız aşkıma karşılık vermiyor işte." Diyorum.
Sigarasından derin bir nefes daha çekip dışarıya üflediğinde "Kendini kandırıyorsun. Seviyorum sanıyorsun ama sevmiyorsun aslında. Aşk karşılıklı bir şekilde duyguları hissetmek demek. Platonikmiş bunlar hep kendini avutma bahanesi." Diyor ayağa kalkarak.
" Kimsin sen? " dediğimde kaşlarını yukarıya kaldırıp yeşil gözlerime bakıyor.
"Babamın kızıyım." Diye mırıldanıyor.
" Adın ne? " dediğimde;
" Ne yapacaksın nüfusuna mı alacaksın? " diyor.
"Tamam,,bir şey sormadım " diyorum denize bakarak.
Kısa bir süre sonra kulağıma " Hadise " diye fısıldıyor.
Dudaklarımın kenarları kıvrıldığında gözlerimi gözlerinin kahverengisine çeviriyorum.
" Murat " dediğimde gülümseyerek, arkasını dönüp gidiyor. Yanağında gamzesinin olduğunu görüyorum.
Ama ömrüm boyunca o gamzenin içinde yaşamak için neler yapacağımı kendimi nasıl kaybedeceğimi göremiyorum işte.
Nasıl olmuş??
Anladığınız kadarıyla Hadise psikopat bir kadın!
Bakalım neler olacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK AŞIKLAR
Fanfictionİntikam ateşi ile yanıp tutuşan sert kadın. Bir melek kadar günahsız ve bu sarışın kadına sonuna kadar güvenen bir adam. Bu intikam ateşi zamanla aşk ateşine dönüşecek mi? Mutlu son diye bir şey hiç bir zaman yoktur. Mutsuz son vardır. Mutlu olunca...
