ZORAKİ EVLİLİK

20.BOLUM

"Abi derken"
"Eee şey... yok bişey."
"Abi demene gerek yok bebeğim. İki yaş var sadece"
Güldü. "Zaten sana demedim. Surdan biri geçiyordu da onu abime benzettim. Yetimhane de bize hep yardım eden kişi" burağın yüzü düştü. Muhtemelen aklına kız kardeşi gelmişti.

"Bana yardım edebilirmisiniz?"

"Ne konuda" "bana sadece bir hafta mühlet verin. Sonra ben başka bir eve çıkarım lütfen oraya dönmek istemiyorum"
"Biz nerden bilelim senin hırsız olmadığını" diye Burak araya girdi.

"Sen karışmasana Burak iyi bir kız o. sen Açelya ile barışın Yanın git kankime birşey yaptıysa onu denize atabilirsin" "tamam bebeğim" dedi saçlarımdan öptü ve gitti. "Saçlarıma dokunma beyinsiz varlık" diye resmen cirladim arkasından.
"Hadi bana anlat neler olduğunu en başından bu Yana"
"Bilmiyorum.. yetimhane çok otu biryer. Çok kötü insanlar var orda. 1 yıldır kaçma planı yapıyordum. Sonunda. Bir günlüğüne dışarı çıkmaya izin aldığımda biriyle tanıştım. O da bana yardım etti. Ve kaçtım"

"Gel gidelim hadi daha fazla üzülme. Hem alışveriş de yaparız olur mu" ellerini çarptı "oluuur"
~~~~~~~~~~~~~~~~
"Elvin bu nasıl" "olur selin abla ama bu da çok güzelmiş"
"Bebeğim o senin Yaşına uygun değil bak çok kısa" "aramızda iki yaş var sadece" "evet bak koskoca iki sene" "tamam ya of" "ama bak bu çok güzel"

Gösterdiğim şey çok mükemmel bir deri ceketti. Ve bence çok güzeldi. O da aynı fikirde olacak ki alışveriş çantasına koydu ceketi.

"Selin abla bak bu tam sana göre" gösterdiği şey uzun salaş bir elbiseydi. Direkt sepete koydum.

"Burak abine ver bakalım şimdi sepeti yorulma sen"

ve 5. Alışveriş çantamız da dolduğu için onu da burağın eline tutusturmustuk.

Pişman miyiz??
Yoo!!!

"Tamam bu kadar yeter.burak sen öde bunları. Biz ayakkabı bakmaya gidiyoruz"

"Selin yeter ama bak. İflas ettirecen beni"

"Of tamam. Şu siyah çorapları çıkarabilirsin"

"Hani şu aynısından 16 tane aldığın siyah çorapları mi"

"Hayir Burak. Sadece 2 tanesini çıkarabilirsin dedim"

"Allah razı olsun aşkım çok fark etti şu an"

"Biliyorum hayatım. Her neyse gidiyoruz biz"
~~~~~~~~~~~~

Alisveris bitmişti ve biz çok yorulmuştuk.

E normal ama yaniii.
Şu an da evime gelmiş duşumu almış. Bornoz ile tv izliyordum.

Açelya ve barış yok zaten.
Sadece elvin ve burak var. Biri kocam -ayhh kocam demek hala bir garip geliyor- diğeri zaten kız. Aynı cins. Onda da var aynisilarindan.

Ay tovbeee iyice buraga benzedim.

Tahtaya vurun kız tahtaya.

"Seliiinn...
Kızım bu ne hal"

"Ne varmış halimde"

"Sorun da o zaten hiçbisey yok"

"Aman Burak ya.of üşendim işte.ece nerde"

"Ha konusu açılmışken. Selin o kızı burdan gönder"

"Neden Burak ya neden"

"Selin bak anlamıyorsun. Ya da anlamak istemiyorsun her neyse ikisi de aynı kapıya çıkıyor. Ama şu an konumuz değil. Neyse işte bu kızı tanımıyoruz. Kim olduğunu bilmeden evine aldın onu. Ne yaptığının farkında mısın"

"Evet hayatın farkındayım. Ama bana güven olur mu. Ben o kızın içini gördüm. İyi birisi o. Yanımızda kalsın. Sadece birkaç gün zaten. Lütfen."

"Sadece Bir kaç gün ama"

"Peki.. bakarız"

"Ben yatmaya çıkıyorum. Çok yoruldum."

"Tamam canım ben de gelirim birazdan bu arada elvine bak bi uyumuş mu kız"

"Tamam"

-BURAKIN AĞZINDAN-

hiç güvenmiyorum o kıza. Hem de hiç.

Başımıza iş açtın selin ya.
Bide kızın odasina bakicakmisim uyumuş mu uyumamış mi.
Banane ya
Ba-na-ne.

"Elvin.."

"Bak abim. Senin gibi birileri çıktı karşıma. Senin gibi iyi birileri. Ah be abicim 14 yıl oldu. Sensiz geçen tam 14 yıl. Seni ne kadar özledim biliyor musun.
Abim. Söylediğimi yaptım. Kaçtım o iğrenç yerden. Sığındım sahile. Hani hep annemle giderdik ya. Oraya gittim. Ağladım. 14 yılımı döktüm oraya. Sonra bir melek geldi abim. Beni yanına aldı. Yanındaki sana o kadar benziyordu ki. Abicim sen sandım. Boynuna atlamayı o kadar istedim ki.'abim geldin işte bırakmadın beni' demeyi o kadar istedim ki. Yapamadım. Çünkü sen olmadığını biliyordum. Gelemezsin ki sen. Ama imkansızı kır be abim.
Seni hiç bırakmayacağım demiştin. Hani tutmadın sözünü. Bıraktın beni. Gel abicim çok özledim seni"

Gözümden akan bir damla yaşı sildim.

Elvin elinde bir resimle konuşuyordu. Ve arada kolundaki bilekliği öpüyordu.

Sen de mi aynı kaderi yaşıyorsun be. Sen de mi.

Ne yanlış düşünmüşüm oysa.

Benimle aynı kaderi paylaşan bir kız çocuğunu kötü biri sanmışım.

Ama artık o ailemizden biri.

Selin ve benim de kardeşimiz.

-SELİNİN AĞZINDAN-

"Aşkım uyudun mu"

"Uyuyorum selin"

"Burak! Bana o bereni gördüğünde neden gözlerin dolduğunu açıklayacaksın"

"Selin yat da uyu lütfen hayatım ya"

"Burak anlat"

"Hayir"

"Anlat"

"Hayir"

"Neden anlatmıyorsun"

"Eski konuları açmak istemiyorum selin boşver"

"Senin için pek eski gibi görünmüyor ama"

"Selin tartışmayalım lütfen"

"Tamam Burak söyle düşün.
Benim eski sevgilim hatta eski esim geliyor. Onu gördüğümde gözlerim doluyor. Ellerim titriyor ve onun yüzüne seni azarlıyorum"

"Of selin of. Tamam eskiler aklıma geldi. Gururum incindi anlasana. Erkeğim ben kızım erkek. Bu durum ne kadar koydu haberin var mı.onu görünce de. Öyle oldum işte. Ona karşı içimde hiçbir his yok. Anla artik YOK!"

Dedi arkasını döndü ve yattı.

Yatsın yanıma sarılmasın dönsün uyusun.

Yaptığım espriye bile gülemiyorum ya

Haksız duruma ben düştüm şimdi öyle mi Burak bey.

Tamam öyle olsun. Sen görürsün o beren süprüntüsünü
Nasıl yoluyorum.

Tepkilerini bi görelim bakalım.

Hangimiz haklı hangimiz haksız....

Evvet cook uzun bir aradan sonra yeni bir bölümle karşınızdayım.

Artık bölümün kaç kelime olduğunu yazmicam. Heyecan kalmıyor da. 😜

Medya:elvin

Yeni bir bölümde görüşüüüürüz 👋👋